Üretimde Yerlileşme Konusundaki Kararlılık, Sektörü Geliştirdi
Ülke olarak yerlileşme ile ürün geliştirilmesi konusunda kararlı ve istikrarlı bir duruş sergiledik.
Türk savunma sanayisi özellikle son 20 yılda, Savunma Sanayii Başkanlığının öncülüğünde uygulanan politikalarla ve sağlanan kaynaklarla önemli bir büyüme gösterdi. Ülke olarak yerlileşme ile ürün geliştirilmesi konusunda kararlı ve istikrarlı bir duruş sergiledik. Bu duruş Kale Grubunun ve Kale Havacılığın savunma ve havacılık sektöründeki vizyonuyla da örtüştü.
Bugün ülkemiz genelinde yerlilik oranımız geçmiş yıllara oranla fazlasıyla yükseldi. Üretim kapasitemiz de artış göstererek dünyadaki birçok ülkeyi geride bıraktı. Bu dönemde teknoloji alanlarında yerlileştirme çalışmalarının desteklenmesinin ve desteklerin artırılmasının son derece faydalı olduğunu gördük.
Son yıllarda devlet destekleriyle AR-GE yatırımlarının millî gelirimiz içindeki payı giderek arttı. Sanayinin desteklenmesi, sanayicinin yüreklendirilmesi için atılan her adımın kıymetli olduğunu düşünüyoruz.
Hep birlikte ülkemize katkı sağlayacağız
Savunma ve havacılıkta gösterilen kararlı duruş ile üretim oranlarımız yerlilik ve millîlikle artış gösterdi. Yetişmiş insan gücümüzle birlikte ihracata yaptığımız katkı da ülke ekonomisini kalkındırma adına önemli bir dönüm noktası oldu. Bizim de bu süreçte tasarım kabiliyetimiz gelişti, sadece parça değil asıl ürünü üretebilecek yetenekleri edinme noktasında başarı sağladık. Ancak ilgili yatırımların sürdürülebilir olması adına tüm sektörlerin ihtiyaçlarının birleştirilmesi ve odaklanılacak konuların belirlenmesi için önceliklendirme yapılması gerekiyor. Bu noktada sektör oyuncularına da büyük görev düşüyor.
Şu anda ülkenin en dinamik, en formda, en inovatif işleri savunma ve havacılıktan geliyor. Ancak ölçek, finansman ve teknoloji konusunda arzu ettiğimiz noktanın henüz uzağındayız. Hızlanmamız ve kalıcı çözümler üretmemiz gereken alanlar ise çok net. Eş güdüm, destek ve iş birliği konularında hep birlikte çalışmamız gerekiyor. Rakiplerimizle aramızdaki teknolojik farkı kapatarak hep birlikte ülkemize katkı sağlayacağız.
Tek çatı altında birçok hizmet veriyoruz
Kale Grubu olarak 1987 yılında yurt dışına Stinger füze parçaları üreterek başladığımız bu serüvende, bünyemizde faaliyet gösteren beş şirketimiz var. Kale Havacılık bu şirketlerden biri.
2008 yılında Kale Grubu’nun havacılık sektöründeki birikimini bir araya getirmek ve odaklamak üzere kurulan Kale Havacılık olarak o günden bugüne devam eden ve örnek teşkil edecek operasyonlarımız ile küresel ölçekte birçok OEM ile iş birliği kurduk ve tek çatı altında pek çok hizmeti veren nadir tedarikçilerden biri olduk.
Kale Havacılık sürekli başarısı ve oluşturduğu değer ile Boeing’in tüm ticari uçaklarına tek kaynak olarak birçok kritik komponent ve detay parça üreten bir firma hâline geldi. Boeing gibi Airbus’ın A320 uçak serisine de tek tedarikçi olarak parça üretiyoruz. Avrupa’da ve Türkiye’de sayılı üretim teknolojilerini bünyemizde barındırıyoruz.
İstihdam ve üretim anlamında önemli katkı sağladık
Sistemleri ve dizaynı ile dünya havacılık tarihinde yeni bir sayfa açan F-35’e, Kale Havacılık olarak projenin önemli tedarikçilerden biri olarak katkı verdik. Dünyanın sayılı taarruz uçaklarından biri olarak değerlendirilen projenin kritik parçalarını ürettiğimiz göz önünde bulundurulduğunda gerek istihdam gerekse üretim anlamında bilhassa memleketimize önemli katkı sağladık. Söz konusu savunma sanayi projesinde 2004 yılından bu yana yer alıyoruz. F-35’lere, 800’e yakın birbirinden farklı gövde, kanat, kokpit parçası ve montaj gruplarıyla destek verdik. Uçağın havalanan ilk prototipinde ürettiği parçası olan tek Türk şirketiydik.
Küresel havacılık alanında ileri bir noktadayız
İlk beş senede yeni küresel ortaklıklara katılarak ikinci beş yılda sürdürülebilir büyüme yakalayarak ve son üç yılda yerli savunma programlarının mühim bir parçası olarak yakaladığımız ivme, bizi küresel havacılık alanında hizmet eden şirketler arasında ileri taşıyor. Bu ivmeyi devam ettirmek, öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Ülkemizde Boeing’e sivil havacılık alanında direkt teslimat yapan ilk tedarikçi olarak, 2012, 2015 ve 2016 yıllarında Boeing Performance Excellency Ödülleri’ne layık görülen ilk Türk şirketi olduk. 2020 yılında ise Premier Bidder programına dâhil edilerek Boeing’in tercih ettiği tedarikçilerden biri hâline gelmiş bulunuyoruz. Bunun yanında Northrop Grumman’in Platin seviyesi tedarikçi ödülünü kazanırken, Lockheed Martin’in de Yıldız Tedarikçisi unvanına sahip olduk.
Şirketimizin millî bağımsızlığımız için olmazsa olmaz olan savunma sanayisinin gelişimine yaptığı katkılar, yerli ve millî üretim ile kendimize yetmemiz, dışa bağımlılıktan kurtulmamızın yarattığı katma değer, bizleri sevindiren gelişmelerin başında geliyor. Türkiye, yerli ve millî bir havacılık ile savunma sanayisine sahip olma konusunda ortaya büyük bir irade koydu. Bizler de savunma ve havacılıkta iş planlarımızı; yerlileştirme ve millîleştirme sürecinin devam edeceği öngörüsüne uyumlu şekilde yapıyoruz.
Daha az yakıt tüketen uçaklara geçiş olabilir
Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınının en derinden etkilediği sektörlerden birisi ise havacılık oldu. Uluslararası verilere göre geçtiğimiz yıl sektör, pandeminin ilk döneminde neredeyse yüzde 95’e varan oranlarda daraldı. Yılın ikinci yarısında toparlanmalar olsa da sektörde oldukça ciddi bir iş kaybı oldu. Bazı ülkelerde havacılık şirketleri devlet desteği aldı, bazılarında alamadı. Aşıların yaygınlaşması ile pandeminin yavaş yavaş sona ereceğini düşünüyoruz fakat bunun zamanlaması için de net bir şey söylemek mümkün değil. Birtakım önemli danışmanlık şirketlerinin projeksiyonları sektörün 2023’ten önce salgın öncesi hâline dönmeyeceğini söylüyor. Bu tablo karşısında hava yollarının yeni uçak alımları konusunda dikkatli adım atacaklarını düşünüyorum.
Ancak belirtmek gerekir ki bu durum, hava yollarının ellerindeki daha eski ve operasyonel maliyetleri yüksek uçakları emekliye ayırmaları ve yeni teknolojiler barındıran, daha az yakıt tüketen uçaklara geçiş yapmalarına neden de olabilir. Savunma sanayisinde ise pandemi sebebiyle kamu kaynaklarının farklı önceliklere kaydırılması sebebiyle daralmalar gerçekleşebilir. Pandemi öncesinde küresel savunma harcamaları tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Ancak salgınla mücadele için devletlerin açıkladığı mali destekler 14 trilyon dolara ulaştı, küresel kamu borçlanmasında ciddi bir artış yaşandı. Bununla beraber ekonomik aktivitelerin yavaşlamasıyla devletlerin vergi gelirlerinde de düşüşler bekleniyor. Bu şartlar altında devletlerin bütçe öncelikleri değişecek, savunma harcamaları tartışma konusu hâline gelecektir. Bu nedenle önümüzdeki birkaç yıl için savunma sektöründe de havacılıkta olduğu gibi gri ve genel görünümü olumsuz bir tablo hâkim.
Üretmeye ve değerli projeler geliştirmeye devam edeceğiz
Lakin bu aşamada önemli bir noktayı vurgulamak istiyorum. Her ne kadar tahminler istediğimiz yerlere delalet etmese de bizler bu durumu önemli bir öğrenme fırsatı olarak görüyoruz. Kale Havacılık olarak bu süreçte değerli dersler aldık, kritik edinimlere sahip olduk. Bu kazanımlar ile geçmişte yaptığımız gibi gelecekte de hem ülkemiz hem de dünya için üretmeye ve katma değerli projeler geliştirmeye devam edeceğiz. Çoğu sektörde olduğu gibi, endüstri 4.0’ı tetikleyen teknolojiler havacılık ve savunma sanayisini de yeniden şekillendiriyor. Havacılık ve savunma sanayisi şirketleri operasyonlarını geliştirmek, gelirlerini artırmak ve inovasyonu teşvik etmek için dijital teknolojileri de kullanıyor. Bizim şirket olarak AR-GE ve tasarıma yaptığımız yatırımlar, gelecekte ülkemize katkı sağlayacak projelerin geliştirilmesi için ön ayak olacak. Yerelden küresele uzanan hikâyemizde, dünyanın en önemli savunma ve havacılık gruplarıyla kurduğumuz iş birlikleri, bugün Kale Grubunun ve Kale Havacılığın dünyaca bilinen oyuncular olmasını sağladı, yarın daha da iyi tanınmamızı sağlayacak.
Kale Havacılık Sanayi AŞ Genel Müdürü Latif Cengiz