Dünyanın ilk altı doğal gaz ithalatçısı arasında olan Türkiye, bölgesel anlamda da doğal gazın ticari merkezi olmayı hedefliyor.

Türkiye’deki doğal gaz sektörü büyük bir dönüşüme uğruyor. Geçtiğimiz yirmi yılda artan gaz talebi nedeniyle şimdilerde dünyanın ilk altı doğal gaz ithalatçısı arasında olan Türkiye, bölgesel anlamda da doğal gazın ticari merkezi olmayı hedefliyor.

Türkiye, doğal gazın ticari merkezi olma çabasını hızlandırıyor

Türkiye, doğal gaz altyapısı ve mevzuatı kapsamında son yıllarda önemli bir ilerleme kaydetti. Depolama kapasitesinin hızla gelişimi, tedarikçiler ile güzergâhların çeşitlendirilmesi ve büyük altyapı yatırımları, arzın küresel anlamda devasa artış gösterdiği bir ortamda Türkiye’nin elini güçlendirdi. Aynı zamanda bölgesel anlamda da doğal gazın ticari merkezi olma çabalarını hızlandırdı. Türkiye’nin, doğalgaz ve sıvılaştırılmış doğal gazı (LNG) ülke genelindeki giriş noktalarından ithal edebilmesinin yanı sıra tüccarların İstanbul Enerji Borsasından (EPİAŞ) elektrik ve gaz ticareti yapabiliyor olması da bu çabaya katkı sunuyor.

Avrupa gaz piyasaları, söz konusu alanın ülke ekonomisini güçlendirmede ne denli önemli olduğunu Türk işletmelerin ve enerji yetkililerinin gözleri önüne serdi. Alıcılar ve satıcılar arasındaki yüksek rekabet seviyesi ve daha iyi fiyatlandırma mekanizması sayesinde yaklaşık 40 milyar dolar daha düşük maliyet elde edilebilir. Bunun için zamanlama da gayet uygun. Türkiye’nin; Rusya, İran ve Azerbaycan gibi geleneksel tedarikçilerle “al ya da öde” hükümlerine sahip mevcut uzun vadeli doğal gaz sözleşmelerinin süresinin de dolmasıyla birlikte küresel gaz piyasasındaki mevcut koşullar ülkemize büyük bir fırsat sağlıyor.

Bunun yanı sıra, Avrupa ve Asya’ya olan daha uzun seyahat sürelerine (ve dolayısıyla daha yüksek sevkiyat maliyetlerine) rağmen, Henry Hub endeksli Amerikan LNG fiyatları, çoğunlukla petrol fiyatlarına endeksli olan bölgemiz için rekabetçi bir alternatif sunuyor.

Türkiye gaz piyasası köklü bir değişim yaşıyor

Bu arka plan göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye gaz piyasasının 2020 yılının ilk yarısında köklü bir değişim yaşadığını söyleyebiliriz. Artık, ithal edilen gazın neredeyse yarısı LNG. Bu ithalattan en büyük payı alan ülke Cezayir oldu. Ancak en dikkat çekici sıçrama ile ABD, Ocak ve Haziran ayları arasında önceki yıla kıyasla yüzde 174 artış gerçekleştikten sonra, şuanda Türkiye’nin ilk üç tedarikçisi arasına girmiş durumda. Dahası, ABD’nin Türkiye’ye yaptığı LNG ithalatını önemli ölçüde artırmak ve Türkiye’yi Amerikan doğal gazı için bölgesel merkez konumuna getirmek üzere, Türkiye- ABD İş Konseyi (TAİK) üyelerimizin önayak olduğu bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bir grup ABD enerji firmasının dâhil olacağı bu anlaşmayla ABD merkezli birden fazla terminalden Türkiye’ye gaz gönderilmesi amaçlanıyor. Türkiye’nin geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği dünya standartlarındaki Sakarya gaz keşfi, bölgenin enerji potansiyelini yeniden şekillendirmeye aday. Böylelikle Karadeniz’in derin su potansiyeli tekrar gözler önüne serilebilir. Bu durum Türkiye’nin şimdiye kadarki en büyük, 2020 yılının ise küresel anlamda ikinci büyük keşfi olması dolayısıyla da büyük önem arz ediyor. Ayrıca doğal gaz piyasasının mevcut dinamikleri, LNG altyapısını güçlendirmeye yönelik adımlar, ulaştırma, depolama ve gaza dönüştürme kapasitelerinin artırılması, Rusya, İran ve Azerbaycan ile mevcut doğal gaz sözleşmelerinin sona ermesi sonucunda Türkiye’deki doğal gaz sektörü için daha da büyük fırsatlar oluşacak. Bu durumun yanı sıra, doğal gazın ticari merkezi olma ve referans fiyatı belirleyici rol aynama yolunda bölgedeki ülkeler arasında gizli bir rekabet olduğunu da belirtmek isterim. Türkiye’nin bu fırsatı kesinlikle ıskalamaması gerekiyor.

Bir İstanbul doğal gaz ticaret merkezi, bölgedeki Amerikan doğal gazının likiditesini kaldıraç olarak kullanacaktır. İstanbul’daki EPİAŞ aracılığıyla bölgede daha büyük hacimlerde Amerikan LNG ticareti yapılırsa, ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerinde mutabık kaldığı 100 milyar dolarlık ikili ticaret hedefine doğru büyük bir adım atılmış olacak. Dahası, bölge ülkelerine rekabetçi fiyatlarla gaz ihracatı yapar konuma geleceğiz.

Küresel ekonomi toparlanma yolunda ilerlerken ve Türkiye bölgede doğal gazın ticaret merkezi olmayı planlarken mesaj oldukça açık. Mevcut küresel enerji fırsatlarından yararlanmak için bu şansı kaçırmamalıyız.

Merih Kepez – DEİK Genel Sekreter Yardımcısı