Türkiye – Afrika III. Ekonomi ve İş Forumu yoğun bir katılımla gerçekleşti. Pandemi önlemlerinin had safhada tutulduğu etkinlikte 45 ülkeden yaklaşık 3 bin kişilik bir katılım oldu.

Yoğun katılımın olduğu etkinlikten yansımalar nasıl oldu? TABEF sonrası etkinlikle ilgili görüşlerini paylaşan DEİK TürkiyeMadagaskar İş Konseyi Başkanı Yalçın Kıroğlu, Afrika ile ilişkilerin her geçen gün arttığını belirtti.

Kıroğlu;

TABEF’in Türkiye ihracatının gelişmesinde çok ciddi katkısı olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda Müslüman iş insanlarının bir araya gelerek kendi networklerini de aktararak karşılıklı ticari fırsatların değerlendirildiği bir ortam. TABEF, hem ülkemize hem de iş insanlarımıza çok büyük katkısı olan başarılı bir organizasyon. TABEF’e yaklaşık 55 ülkeden 2 bin iş insanı katılım gösterdi. Pandemiye rağmen bu kadar büyük bir katılımın olması Türkiye’nin Afrika nezdindeki önemini bir kez daha gösteriyor. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanımızın üç günlük Afrika ziyaretinden döndü. Bu ziyaret çok olumlu geçti. İkili anlaşmalarla bu iş birliğinin daha da artacağını görüyoruz. Afrika ile ticaret ilişkilerimize baktığımızda; biz Afrika’ya en fazla makine satıyoruz. Bununla birlikte tekstil ve gıda ürünleri de çok yoğun bir şekilde satılırken demir-çelik endüstrisinde ve yedek parça endüstrisinde de bir ivmelenme mevcut. Bu sektörlere son dönemde önemli bir sektör daha eklendi. O da savunma sanayi. Afrikalı pek çok ülke Türk savunma sanayinin yerli olarak ürettiği her türlü makine teçhizatını talep ediyor. Bunlar da Afrika’daki konumumuz daha da güçlendiren unsurlar.

AFRİKA İLE 21 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİ

Türkiye’nin Afrika ile olan ticareti sürekli artıyor. Şu anda 21 milyar dolar civarında karşılıklı bir ticari hacmimiz bulunuyor. Pandemiye rağmen bu hacmin düşmediğini hatta daha da arttığını gözlemleyebiliyoruz. Cumhurbaşkanımızın Afrika açılımı ile beraber Türkiye’nin Afrika stratejisinde hemen hemen her ülkeye büyükelçilikler açması, bizim bayrak taşıyıcımız THY’nin neredeyse her ülkeye uçup şu anda Afrika’ya en fazla uçan konumda olması, ticari ilişkilerimizin gelişmesine çok katkı sağladı.

AFRİKA İLE OLAN İLİŞKİLERİMİZ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

Türkiye’nin geçmişten gelen sömürgeci ülke olmaması diğer ülkelerle iyi ilişkiler geliştirmesini daha da kolaylaştırdı. Bununla beraber Türkiye her zaman kazan-kazan iş modelini uyguladığı için de Afrikalı insanların Türk iş insanlarına yaklaşımları giderek olumlu yönde gelişti. Tabii Türk iş insanlarının Afrika’da yaptığı başarılı çalışmalar da Afrikalıların göz bebeği haline geldi. Bugün inşaat konuştuğumuzda Afrikalılar Çinli firmalar yerine Türk firmalarını tercih ediyor. Çünkü çok iyi biliniyor ki, bir Türk firması işi aldığında taahhüt ettiği süreden önce taahhüt ettiğinden daha kaliteli bir şekilde tamamlayıp bir eser ortaya çıkarıyor. Ve o esere de bir değer katıyor. İşi yaparken de o ülkenin doğal kaynaklarını, o ülkenin insanını kullanarak eserlerini gerçekleştiriyor. O bakımdan Afrika ile olan ilişkilerimiz her geçen gün pozitif yönde artıyor.

MADAGASKAR PANDEMİDEN NEGATİF YÖNDE ETKİLENDİ

Madagaskar Afrika’daki gelir düzeyi düşük ülkelerden bir tanesi. Madagaskar ile olan ticari faaliyetlerimizde de biz onlara makine satıyoruz. Öte yandan ağırlıklı olarak gıda, demir-çelik ürünleri gönderiyoruz. Onlardan da meyve, kakao ve vanilya alıyoruz. Bir miktar da tahıl ürünleri ticareti yapıyoruz. Maalesef pandemiden negatif yönde etkilenen bir ülke konumunda. O yüzden uçuşlarda bir azalma söz konusu. Ayda 2’ye düştü uçuşlar. Bu uçuşların artmasıyla ticaretimiz daha da artacaktır.

“GELECEK AFRİKA”

Bir iş insanı olarak yaklaşık 9 yıldır Afrika ülkelerine seyahat eden biriyim. Hem DEİK’deki görevim nedeniyle hem de enerji, inşaat ve gıda sektörlerindeki faaliyetlerimiz nedeniyle sürekli seyahat ediyorum. Birincisi geleceğin en büyük kıta ekonomisi neresi olacak diye baktığımızda bunun Asya kıtasından Afrika’ya 30 yıl içinde kayacağını görüyoruz. İkincisi, dünyada ciddi bir kaynak problemi ortaya çıkmaya başladı. Enerji, maden, gıda gibi. Afrika bu kaynaklar açısından çok önemli ve bakir bir ülke. Afrika dendiği zaman iş yapmanın zor olduğu konuşulurdu. Ama şunu çok net söyleyebilirim ki Afrika her yıl daha da demokratik, hukuk sisteminin ön planda olduğu ve yapılan yatırımların daha fazla korunabildiği bir kıta haline geliyor. Bu da yatırım açısından Afrika’yı çok daha cazip kılıyor. Türkiye’nin geçmişten gelen ilişkileri de Afrika ile ticaretimizi geliştirmemize çok büyük katkı sağlıyor. Dolayısıyla ben gelecek Afrika demekten herhangi bir endişe duymuyorum.