Asya, Dünya Ekonomisindeki Etkisini Artırıyor
DEİK olarak 1992’den beri yürüttüğümüz ticari diplomasi faaliyetleri, Türkiye’nin bölgeyle olan ilişkilerini her geçen gün daha ileri bir noktaya taşıyor
DEİK/Türkiye-Hong Kong İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı, Türkiye-Asya Pasifik ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkileri ve DEİK’in Asya-Pasifik çalışmalarını Business Diplomacy okurları için detaylandırdı.
ASYA-PASİFİK BÖLGESİ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİZİ ALABİLİR MİYİZ? NASIL BİR BÖLGE ASYA-PASİFİK?
Asya-Pasifik, 1800’lerden önce dünyanın ekonomik açıdan en önemli bölgelerindendi. Bu dönemde bölge, tarım ve deniz ticareti sayesinde zenginleşmişti. Ancak 1800’lerden sonra Sanayi Devrimi ile Doğu’da yaşanan ticari hareketlilik Batı’ya, özellikle Amerika ve İngiltere’ye kaydı. Batı’nın teknolojik ve sanayi temelli büyümesiyle birlikte Asya’nın ekonomik etkisi azaldı. 1980’lerin sonlarına doğru ise Japonya, Güney Kore ve Çin’in sanayi ve teknoloji odaklı kalkınma hamleleri ile Asya yeniden yükselişe geçti. 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması ve Rusya’nın dağılması Batı’yı ön plana çıkarsa da Çin’in liderliğinde Asya’nın güçlü bir ekonomik blok olarak geliştiği görülüyor.
Öte yandan Türkiye, Asya ve Avrupa arasında stratejik bir köprü konumunda. Tarih boyunca İpek Yolu gibi önemli ticaret rotaları Türkiye’den geçiyordu, bu da Türkiye’nin ticaret merkezi olarak önemini artırıyordu. Günümüzde ülkemiz, konumu itibarıyla aynı önemi sürdürüyor. Asya ise ekonomik olarak hızla büyüyor ve dünya ekonomisindeki etkisini giderek artırıyor.
TÜRKIYE VE ASYA PASİFİ ÜLKELERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ NASIL?
Türkiye, tarihsel olarak Batı’ya dönük bir ülke ve ihracatının yüzde 50’si Avrupa Birliği ülkelerine yapılıyor. Türkiye’nin sanayisi, tarımı ve turizmi Batı ile entegrasyon halinde, ancak bu durum Asya’ya olan ilgiyi azaltmıyor. Son yıllarda ülkemiz, küresel ticaret dinamiklerinde çeşitlilik arayışında ve Asya-Pasifik bölgesi bu noktada önemli hale geliyor. Türkiye’nin dış ticaret politikasında yeni bir adım olan “Uzak Ülkeler Stratejisi” çerçevesinde Asya-Pasifik’teki ülkelerle ticari ilişkilerin geliştirilmesi hedefleniyor. Bu strateji kapsamında Ticaret Bakanlığı, ihracatçılarımızın 18 uzak ülkeyle ticaret yapmasına teşvik sağlıyor ve bu ülkelerin 11’i Asya- Pasifik’te yer alıyor. Türk Hava Yolları (THY), dünyanın en fazla destinasyonuna uçan havayolu şirketi olarak, Türkiye’nin küresel ticaret bağlantılarını güçlendiriyor.
THY’nin Asya’daki güçlü varlığı, Türkiye’nin bu bölgeyle olan ticaret ilişkilerine önemli katkı sağlıyor. DEİK olarak biz de Türkiye’nin Asya ile olan ticari ve diplomatik ilişkilerini destekliyoruz. 1992’den beri yürüttüğümüz ticari diplomasi faaliyetleri, Türkiye’nin bölgeyle olan ilişkilerini her geçen gün daha ileri bir noktaya taşıyor. Malezya, Singapur ve Güney Kore gibi ülkelerle yapılan serbest ticaret anlaşmaları, Türkiye’nin bu bölgeye olan ihracatını artırıyor. Özellikle Çin, Japonya ve Güney Kore ile karşılıklı yatırımlar ve ticari ilişkiler güçlenmiş durumda.
ASYA-PASİFİK ÜLKELERİNİN TÜRKİYE’YE BAKIŞI NASIL?
Asya ülkelerinin Türkiye’ye olan ilgisi ve yatırımları son yıllarda artmış durumda. Asya’nın kendi içinde 10 ASEAN ülkesi ve 2022’de kurulan RCEP gibi ekonomik iş birliği anlaşmaları, Türkiye’nin bu bölgeyle ticaretini artırması için fırsatlar sunuyor. Bununla birlikte, Asya-Pasifik ülkeleri Türkiye’ye farklı perspektiflerden bakıyor. Özellikle Güney Kore ve Japonya gibi ülkelerle Türkiye’nin tarihsel ve kültürel bağları güçlü. Bu ülkelerle olan ticari ilişkilerimiz daha derin ve uzun süreli iş birlikleri ile destekleniyor. Öte yandan, Malezya, Hindistan ve Çin ile olan ilişkiler de son yıllarda hızla gelişti. Asya-Pasifik bölgesine yönelik dış ticaret açığımız 2023 verilerine göre 77 milyar dolar. Bu açık, Türkiye’nin bölgeyle daha dengeli bir ticaret stratejisi geliştirmesi gerektiğini gösteriyor. Bunun yanı sıra, Türkiye’den ihraç edilen bazı ürünlerin aslında Türkiye menşeili olmadığı, uluslararası markalar tarafından üretildiği de göz ardı edilmemeli. Dolayısıyla, ithalat ve ihracat süreçlerini daha iyi analiz ederek bölgedeki ticari ilişkilerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Ayrıca, kültürel farklılıklar ve önyargılar ticari ilişkilerin önünde engel teşkil edebiliyor. Türkiye ve Asya ülkeleri arasındaki kültürel ve sosyal bağların güçlendirilmesi, ekonomik iş birliklerini daha ileriye taşıyacaktır. Asya’yı yalnızca ticari bir pazar olarak değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal ilişkilerin gelişeceği bir bölge olarak görmeliyiz.
DEİK’İN ASYA ÜLKELERİYLE TİCARİ DİPLOMASİ FAALİYETLERİ HAKKINDA NELER SÖYLERSİNİZ?
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Türkiye’nin küresel ticaret politikalarında önemli bir role sahip, özellikle Asya- Pasifik bölgesinde. DEİK, Türkiye ve Asya-Pasifik ülkeleri arasındaki ticari diplomasi faaliyetlerinde, iki taraf arasında köprü vazifesi görüyor. Öte yandan ülkelerle uzun vadeli ve sürdürülebilir iş ilişkileri kurma konusunda öncü bir rol oynuyor. Asya’da ticaret yapmak isteyen Türk iş insanları, DEİK aracılığıyla bölgedeki büyükelçiler ve ticaret ataşeleri ile görüşme imkanı buluyor. Bu da Türkiye’nin bölgedeki ticari varlığını artırıyor ve iş dünyasının küresel ölçekte rekabet gücünü yükseltiyor.
Özetle DEİK, Türkiye’nin Asya-Pasifik ile olan ticari ilişkilerini güçlendiren en etkili kurumlardan biri. DEİK’in rehberliği sayesinde, Türk iş dünyası bölgedeki fırsatları daha iyi değerlendiriyor ve uzun vadeli başarılar elde ediyor.