Diaspora kelimesi, İngiliz Sosyal Bilimci Robin Cohen’in belirlediği unsurlar gibi anavatandan travmatik ayrılığı düşündüren pejoratif çağrışımlar yaratsa da; iş aramak ve ticaret yapmak gibi amaçlar veya kolonyal isteklerle anavatandan ayrılmayı da içermektedir. Özellikle 1. ve 2. Dünya Savaşları sonrası yaşanan göç; diasporaları yalnızca kültürel değil, siyasi ve ekonomik açıdan da önemli hale getirmiştir.

Diaspora üyelerinin, yaşadıkları ülkelerde misafir veya azınlık olarak nitelendirilmesinin aşılması için sosyal, ekonomik ve siyasi hayatın içinde aktif yer alması gerekmektedir.  Böylece kişilerin anayurt ile bağını sürdürürken yaşadıkları ülkelere entegre olması, dışlanma refleksini de engelleyecektir. Fakat söz konusu entegrasyon vizyonu, asimilasyona karşı ve onunla mücadele eden bir çerçevede olmalıdır. Böylece diaspora, siyasetin de öznesi haline gelmektedir.

Diaspora çalışmalarının amacı; küresel ve yerel boyutta kültürel, ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda belirleyici ve ortak refleksleri etkin hale getirmektir. Bu konuda anayurdun mesafeyi iyi yönetmesi, “ortak” reflekslerin etkin olması ile orantılı bir durumdur.

Anayurt, Diaspora için Ne Yapabilir?

Göç hareketleri, ev sahibi ülkeleri etkilediği gibi göç veren ülkeler için de önemlidir. Diaspora mensuplarının anayurttan uzaktayken bile anavatan için anlamlı çalışmalar yapabilmesi, ülkeler için sınır ötesi köprü görevi gören bir kaynak sağlamaktadır.

Dünya diasporalarının oluşma sebeplerinin farklı olmasına rağmen iyi örnekler irdelendiğinde, ortak güç kaynağı olarak tüm diasporaların anayurttan beslendiğini gözlemlemekteyiz.

Diasporaların organizasyon başarılarının altında anayurt destekli sosyal sermaye, bilgi transferi, bilişim olanakları ve baskı grubu gibi sağlıklı işleyen bir sistem bulunmaktadır. Diaspora gruplarını mobilize edecek bir ağın kurulması sayesinde; genç kuşak diasporanın doğru yetiştirilmesiyle beraber tecrübe ve bilgi alışverişi ağının yanı sıra bu kişilerin sosyal ve ekonomik haklarını savunacak hukuksal yardım da sağlanabilir. Diasporanın anayurda yapacağı yatırımlarda ve para transferlerinde işlem maliyetinin azaltılması; ekonomi, siyaset, eğitim, spor ve sanat gibi alanlarda anahtar diaspora üyelerinin belirlenmesi; başarı hikâyelerinin aktarılması ve ödül mekanizmasının çalıştırılması gerekmektedir.  Ayrıca basın ve yayın organlarının aktif kullanılması ve ülke imaj çalışmalarının anayurt tarafından desteklenmesi de gerekmektedir.

Türk Diasporası için Neler Yapıyoruz?

Türk diasporası; din, trajedi, kolonyal veya etnisite referansı veren diasporalardan farklı olarak emek diasporası şeklinde sınıflandırılmaktadır. Bu olgudan yola çıkarak oluşturulan Dünya Türk İş Konseyi (DTİK), Türk diasporasının ilk defa bir küresel güç unsuru olarak değerlendirildiği DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu)’in özel amaçlı iş konseylerinden biridir. 

DTİK’in kurulma hedefleri arasında yurt dışındaki Türk iş insanları ile olan geleceğimizi ve ortak akıl mekanizmasını çalıştırarak kamu-özel sektör diyaloğuyla sürdürülebilir diaspora stratejisini tasarlamak yer alıyor. Bu çalışmamızla; küresel rekabette en stratejik gücümüz olan girişimci ruhu etkin şekilde kullanmak, yurt dışındaki Türk girişimcilerimizin potansiyel gücüne ulaşmak ve bünyemizdeki üyelerin diaspora ve lobicilik faaliyetlerinde aktif olması için bazı hedefler belirledik. Yurt dışındaki Türk girişimcilerimizi, uzun mücadele sonucu elde ettikleri tecrübe ve enformasyonu dünyada faaliyet gösteren müteşebbislerimizle paylaşması, pazar hakkında bilgi sahibi olmak isteyen girişimcilerimize yol göstermesi ve yurt dışındaki iş insanlarımızın ekonomik platformlara ve politika paylaşım ağlarına proaktif katılımlarını sağlaması için destekliyoruz.

Tüm yapılan çalışmaları asıl besleyenin “birliktelik ruhu” olduğunun da farkındayız. Nazım Hikmet’in şiirindeki, “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine” mısralarını birlik ve beraberlik için değerlendiren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da “Bir ağaç gibi benliğimize sahip çıkıp bir orman gibi kardeşçesine yaşamayı öğrendiğimiz vakit, bütün kalbimle inanıyorum ki millet olarak hiçbir erozyona uğramayacak, hiçbir yangına teslim olmayacağız.” sözleri ile birlikteliğin önemine dikkat çekti. Bu sebeple dünyanın dört bir yanındaki girişimcilerimizin birlikteliğiyle doğacak sinerji ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

 

DTİK Koordinatörü Tuğba Bal Bahar