Dijital Dönüşümü Kaçırmamalıyız
Türkiye’nin farklı modellerdeki yazılım hizmetlerinde yeterli rekabet gücü potansiyelinin olduğunu görüyoruz.
Özellikle son 10 yıldır ciddi bir dijital dönüşümün yaşandığı dünyada, en hızlı büyüyen işletmelerin yüzde 30’unun teknoloji şirketleri olduğunu görüyoruz. Yazılım ihracatının son 10 yılda her sene yüzde 10’dan fazla arttığı göze çarpıyor, unicorn şirketlerin global değeri ise 1,5 trilyon doları geçmiş durumda. İçerisinde bulunduğumuz yeni tip koronavirüs (COVID-19) süreci ile birlikte de dijitalleşmenin önemini çok daha iyi kavradık. Başta tedarik zincirleri olmak üzere pek çok alanda hayatımızı etkileyen bu süre zarfında, dijitalleşmenin stratejik bir önem ve büyük bir ivme kazandığını görüyoruz. Dijital iş modeline geçiş, artık neredeyse her ölçekte firmanın gündeminde yer alıyor.
Türkiye-Amerika İş Konseyleri (TAİK) olarak biz de bu alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Boston Consulting Group ile iş birliği içerisinde hazırlamış olduğumuz COVID-19 Sonrası Türkiye-ABD Ekonomik İlişkileri adlı raporda, Türkiye için pandemi sonrası yeni dönemde büyük fırsatlar barındıran üç alandan biri dijital ekonomi oldu. Bu kapsamda TAİK çatısı altında kurmuş olduğumuz dijital çalışma komitemiz; TAİK Kaliforniya Eyalet Komitesi Başkanı ve Facebook Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkan Yardımcısı Derya Matraş’ın başkanlığında sektörden ilgili kişilerin de destekleriyle yoğun bir biçimde çalışmalarını sürdürüyor. Raporumuzun hazırlık sürecinde bu alanda faaliyet gösteren çok sayıda kurum ve firmalarla yapılan görüşmeler sonucunda; bu alanda oldukça güçlü bir insan kaynağına sahip olduğumuzu ve atacağımız doğru adımlarla Amerika Birleşik Devletleri (ABD) kökenli yatırımları ülkemize çekerek hizmet ihracatımızı arttırabileceğimizi gördük. Polonya, Romanya ve Bulgaristan gibi yakın coğrafyalarımıza yapılan yatırımları da incelediğimiz çalışmamızda; coğrafi açıdan avantajlı konumumuzu da kullanarak 2030’a kadar toplam 15 milyar dolar düzeyinde bir veri merkezi yatırımını ülkemize çekebileceğimizi tespit ettik.
Özellikle son dönemde Türkiye, startup’lar konusunda önemli başarılar elde etti. 7 bin 500’den fazla startup’ımız var ve her sene 550’den fazla yeni startup kuruluyor. TAİK olarak bunların desteklenerek Türkiye ve küresel ağı da kapsayan bir mentorluk sisteminin kurulması noktasında önerimiz oldu. Yaptığımız çalışmada 2030 yılında 6,5 milyar dolar seviyesinde bir risk sermayesini teknoloji startup’larına çekebileceğimiz, yine bahsi geçen döneme kadar kümülatif olarak 30 milyar dolarlık bir yatırımı da ülkeye kazandırabileceğimiz sonucu çıktı. Yazılım alanında faaliyet gösteren firmalarımızı ise ABD’ye ihracat konusunda bilgilendirmeyi, potansiyel alıcılarla bir araya gelmeleri noktasında da onlara destek olmayı hedefliyoruz. Burada diğer ülke örneklerini incelediğimizde, Türkiye’nin farklı modellerdeki yazılım hizmetlerinde yeterli rekabet gücü potansiyelinin olduğunu görüyoruz. ABD pazarı için hizmet sağlayıcı olma ve niş alanlarda ön plana çıkma stratejisi, bizlere önemli fırsatlar sunuyor. Yazılım ve startup alanlarını derinlemesine araştırarak yapıcı ve stratejik çözümler sunacak bir rapor hazırlamak, komitemizin yakın dönem için öncelikli hedefi arasında. Bu çalışmamız neticesinde Türkiye-ABD Dijital Koridoru önerisi doğrultusunda, kamuya ve özel sektöre stratejik-somut çıktılar vermek istiyoruz.
Türkiye-Amerika İş Konseyleri Direktörü Ecem Mirzaloğlu