Bize, iş dünyası olarak kendimize düşen görev; DTİK olarak belirlediğimiz diaspora kimliği çerçevesinde yol haritamızda ilerlemektir

Dünya Türk İş Konseyi 10. Kurultayı, 15-16 Eylül 2023 tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştiriliyor. 6 kıtada 2 binden fazla Türk iş insanı, akademisyen, sanatçı, sporcu ve girişimcinin ağırlanacağı Kurultay, yurt dışında yaşayan Türk toplumunun ekonomik gücünü artırmayı hedefliyor. DEİK Başkanı Nail Olpak DTİK 10. Kurultayı’nı Business Diplomacy okurları için değerlendirirken diaspora kavramının önemine ve DTİK faaliyetlerine değindi.

DEİK/ DÜNYA TÜRK İŞ KONSEYİ’NİN 15-16 EYLÜL TARİHLERİNDE HALİÇ KONGRE MERKEZİ’NDE GERÇEKLEŞTİRECEĞİ DTİK 10. KURULTAYI ÖZELİNDE GÖRÜŞLERİNİZİ ALABİLİR MİYİZ?

Dünya Türk İş Konseyi (DTİK), merhum Sakıp Sabancı’nın öncülüğünde 1996 yılında kuruldu. O zamanki ismi Dünya Türk Girişimciler Kurultayı idi. 1998, 2004 ve 2007 şeklinde devam eden yıllarda kurultaylarımızı gerçekleştirdik. Bu yıl da 10.’sunu düzenliyoruz. Kurultay, diasporamızın bir araya geldiği bir şölen. Dünyanın dört bir yanında 6 milyonluk bir diasporadan bahsediyoruz. Bu diasporanın temsilcilerini bir araya getirebileceğimiz, çalışmalarımızı konuşacağımız, ülke temsilcilerinin ve bölge yönetimlerinin seçimlerinin yapılacağı, ülkemizin yetkililerinin ve dost diasporaların temsilcileri ile diaspora kavramını masaya yatıracağımız 2 günlük dolu bir program olacak.

TÜRK DİASPORASININ ÖNEMİ NEDİR?

Diaspora kavramı, Türkiye açısından değerlendirdiğimizde hafızalarımızda iyi bir kavram olarak yer almıyor. Diaspora kelimesini kullanmaktan zaman zaman kaçınıyoruz. Biz, diaspora kavramını daha ziyade Ermeni diasporası ile hatırlıyoruz. Hafızamızda, Ermeni diasporasının aleyhimizdeki faaliyetleriyle yer alıyor. Bir de Yahudi diasporası var. Zaman zaman iyi olduğumuz zaman zaman gerildiğimiz bir diaspora. Böyle olduğu için de diaspora kavramını kendi içimizde sıcak bir ortama oturtamıyoruz. Fakat diasporanın 2500 yıllık bir tarihi olduğu söyleniyor. Bence insanlık tarihi var olduğu süre boyunca diaspora vardır çünkü diaspora netice itibariyle dağılmaktan, göçmekten gelen bir yapıdır. Diaspora, isteğe bağlı kalmadan göçe maruz kalmış toplulukların ve grupların bir araya gelmesiyle oluşuyor. Dolayısıyla diaspora insanlık tarihiyle birlikte bizim hayatımızın içerisinde olan bir süreç.

Zaman içerisinde diaspora kavramında da anlam değişiklikleri olmuş. Bugünün diasporası şöyle uygulanmaya gayret ediliyor; yaşanılan toplumun içerisinde kendi değerlerine sahip çıkarken aynı zamanda o toplumla beraber yaşamayı öğrenmek. Katıldığımız programlarda, ülkelerde yaptığımız görüşmelerde diasporamız ile konuşurken onlara söylediğimiz şu; elbette anavatana olan sevginizi ve anavatanla bağınızı koparmadığınızı biliyoruz. Bulunduğunuz toplumda etkilenen durumunda kalırsanız bu negatiflik oluşturuyor. Yaşadığınız o toplumu etik ve hukuki değerler çerçevesinde etkilemeye çalışmalısınız. Asıl nitelikli güç o zaman ortaya çıkıyor.

TÜRK DİASPORASINDA BİRLİK OLMAK KAVRAMINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

Biz bir dönem önce Eski Türk Cumhuriyetleri veya Türki Devletler gibi ifadeler kullanıyorduk. Geçtiğimiz süreç içerisinde hukuki yapısında bir adım ileriye gidildi ve Türk Devletleri Teşkilatı oluşturuldu. Teşkilatın kendi içerisinde temsilcileri, gözlemci üyeleri var. Dost diasporaları da bu birliğin içerisine katmak gerekiyor. Örneğin, Pakistan bizim açımızdan önemli bir dost diasporadır. Azerbaycan’ın zaten kardeşliğin içerisinde büyük bir yeri var. Bunun dışındaki diasporalar çerçevesinde bize en çok problem oluşturan Ermeni diasporası. Ermenistan ile siyasi yakınlaşmanın olduğu bir dönemdeyiz. Beklentimiz; bundan sonraki süreçte Ermeni diasporasının destek olmasa bile negatif bir unsur olmaktan çıkması. Siyasi olarak atılan adımlar, siyasetçilerimizin ve liderlerimizin adımlarıdır. Bize, iş dünyası olarak kendimize düşen görev; DTİK olarak belirlediğimiz diaspora kimliği çerçevesinde yol haritamızda ilerlemektir.

DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN KENDİSİDİR

Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir deriz. Kavramlar da değişiyor. Küreselleşme de hayatımıza bir dönem önce giren kavramlardan bir tanesiydi. Hala var ama bugünün dünyasında glokalleşme dediğimiz, küreselleşme ile yerelleşmenin beraber olduğu bir ekonomik süreci yaşıyoruz. Ekonomi de yaşadığımızın sosyal hayatımıza yansıması da doğaldır.

Covid-19 Pandemisi ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi iki sınavdan geçtik ve hala geçiyoruz. Bu yaşanan iki olayın dünya ticaretine bazı etkileri oldu. Küreselleşmenin kendi içerisinde bazı riskler barındırdığını ve tek bir kaynağa bağlı kalmanın dünya ticaretini alt üst etmesine neden olabileceğini gördük. Çin’de çıkan çip krizi, Ukrayna’da çıkan tahıl krizi örnek verilebilir. O zaman kavram yer değiştirmeye başladı ve ‘ulaşılabilirlik’ kavramını konuşmaya başladık. Lojistik kavramı anlam değiştirdi ve bir şeyi karşı tarafa ulaştırabilme imkanına dönüştü. Büyük tedarikçilerden ziyade yakınımızda olan ve kolay ulaşabileceğimiz tedarikçilere dönmeye başladık. Glokalleşmede de bu durum ön plana çıktı. Yani hem küresel olacaksınız hem de yerelliği kendi içinizde barındıracaksınız. Diaspora kavramını da bu şekilde görmek lazım.

Biz diasporamızın anavatanlarına dönmek isterlerse dönmelerinden mutluluk duyarız. Fakat bildiğimiz kadarıyla büyük bir çoğunluğu gittikleri yerde yaşamak istiyorlar. O zaman onların, yaşadıkları yerde refah içinde olmalarını sağlamalı ve niteliklerini artırmalıyız. Niteliği artırmaktan kastımız şu; karar mekanizmalarına dahil olmalarını sağlayabilmek. Bunu yaptığımız zaman yumuşak güç dediğimiz kavramın daha fazla yerine oturacağını düşünüyorum.

TÜRK DİASPORASININ FİNANSAL ERİŞİM İMKANLARINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

Finansal erişimi genel anlamıyla değerlendirmek gerekir. Ben mühendisim ve teknolojinin önemine inanırım. Hayatımızda değişimlerin olduğu süreçleri burada da görmek lazım. Bir dönem ürün üretilirken sağlamlık ön plandaydı. Daha sonra sağlamlığın yanında maliyet ve dizayn, estetik de düşünülmeye başlandı. Bu kavramların değiştiği yerde, günümüzün dünyasında finansman ön plana çıktı. Bugün hayata geçirmek istediğiniz çok güzel fikirleriniz olabilir ancak onu destekleyecek finansal altyapınız yoksa bunu yapabilmeniz zor.

Öte yandan paranın anlam değiştirdiğini söylemek mümkün. Eskiden para değerli bir madendi. Bu değerli maden banknota, kağıda çevrildi, kağıt bir dönem sonra bir tuşla bankalar arası transfere dönüştü, günümüzde adeta paranın tedavülden kalkmaya doğru gittiği ve sanal paraların konuşulduğu bir döneme girildi. Dolayısıyla bu değişimin içindeki finansman en önemli konulardan biri haline geldi. Bu diasporamız için de geçerli. Diasporamızın bulundukları ülkelere göre finansman şartları değişebiliyor. Finansmana ucuz ve kolay erişmek yani kaliteli finansman her ülkede aynı değil. Amerika’da yaşayan bir diaspora temsilcimizin Uzak Doğu’daki temsilcimizle finansmana erişmesi aynı ölçüde değil. Ama finansman bu işin olmazsa olmazı. Nicelik itibariyle etkin olabilmek için diasporamızın bulundukları yerlerde karar mercilerinde olmalarının yanı sıra finansal güç anlamında da bugünkü şartlarından daha iyi olmalarını arzu ederiz.

DTİK’İN TÜRK MARKASININ KÜRESEL ANLAMDA GÜÇLENMESİNİ SAĞLAYAN ÇALIŞMALARINI DEĞERLENDİREBİLİR MİSİNİZ?

Diaspora faaliyeti sadece DEİK ve DTİK çerçevesinde ifade edebileceğimiz bir konu değil. Herkesin bir yerinden tutup ayağa kaldırması gereken yaygın bir faaliyet. Diasporanın içerisinde devletler, kendi vatandaşlarına sahip çıkmak ve onları yaşadıkları ülkenin hukuki değerleri çerçevesinde desteklemek adına mutlaka bulunuyor. Her ülkenin Dışişleri Teşkilatı bu sebeple ülkelerde yer alır. Akabinde Bakanlıklar, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) örnek olarak verilebilir.

DEİK ise ağırlıklı olarak 152 İş Konseyi ile faaliyet gösteren ve 1985 yılında kurulan bir sivil toplum kuruluşudur. Ülke bazlı iş konseylerimizin yanı sıra 6 tane sektörel ve 2 tane de özel amaçlı iş konseyimiz bulunuyor. Özel amaçlı iş konseylerimizden biri de Dünya Türk İş Konseyi (DTİK).

DTİK olarak hedef kitlemiz; diasporamız ve yurtdışında yaşayan iş insanlarımız. Ama sadece onlarla sınırlı bir süreçten bahsetmiyoruz. Sanatçı, akademisyen, sporcu, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, devletle yakın çalışan kişi ya da kurumları da bu çerçevede görüyoruz. Yapılanmayı dünya üzerinde 6 bölge ile sürdürüyoruz. Kurultaylarımızda önce ülkelerin temsilcilerini, ülkelerin üyeleri seçiyorlar. Ülke temsilcileri de kendi içlerinde bölge komitelerini ve bölge başkanlarını seçiyor. Bu yıl 15-16 Eylül 2023 tarihinde düzenleyeceğimiz Kurultay’ımız ile bu seçimi gerçekleştireceğiz.

Diasporamızın nüfus anlamında en büyük yoğunluğu Almanya’da yer alıyor. Daha sonra Fransa ve Hollanda geliyor. İngiltere ve Amerika’da yaşayan diasporaların yapısında eğitim ve iş kurma düşüncesi yer alıyor. Avrupa çerçevesinde ise durum biraz daha farklı. Burada yaşayan 3. nesli daha organize ve bulundukları toplumda sadece finansal anlamda değer üreterek değil orada karar mercii haline getirebilirsek daha anlamlı olacak. İlerleyen süreçlerde de bu konular üzerine yoğunlaşacağız.

DEİK Başkanı, Nail OLPAK