Evden Çalışma Psikolojiyi Nasıl Etkiliyor?

Necmettin Erbakan Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Bülent Dilmaç

Karşı karşıya kaldığımız bu salgın, gelecekteki çalışma koşullarının sorgulanması ve evden çalışma sisteminin verimliliğinin tartışılmasına yol açmıştır.

Ocak 2020’de Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa süre içerisinde tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi, küresel boyutta birçok değişikliği beraberinde getirmiştir. Salgınla mücadele etmek adına devletler, sokağa çıkma yasağı ya da kısıtlamalar uygulamaya başlamıştır. Bu duruma ayak uydurmak adına çok sayıda şirket de evden çalışma sistemine geçiş yapmıştır. Söz konusu sisteme geçişin çok ani olması, özellikle alt yapısı hazır olmayan şirketleri zor durumda bırakmıştır. Ancak şirketler hızlı bir şekilde teknoloji alt yapılarını güçlendirmeye ve çalışanlarının bu konudaki donanımlarını artırmaya yönelik adımlar atmıştır. Karşı karşıya kaldığımız bu salgın, gelecekteki çalışma koşullarının sorgulanması ve evden çalışma sisteminin verimliliğinin tartışılmasına yol açmıştır.

Evden çalışma sisteminin avantaj ve dezavantajları birlikte değerlendirilmeli

Uzaktan çalışma sistemini değerlendirirken avantaj ve dezavantajlarını birlikte incelemek gerekmektedir. Evden çalışma koşulları, şirketlerin ofis kiralaması ve fiziksel ortamını düzenlemesi gibi zahmetli süreçleri ortadan kaldırmaktadır. Bunun yanı sıra çalışanların mesai saatlerinin esnek olması ve ev ortamında çalışmalarını rahat bir şekilde yürütebilmesi açısından da birtakım kolaylıklar getirmektedir. Bu avantajları göz önünde bulunduran bazı şirketlerin CEO’ları evden çalışma sistemini sürdüreceklerini beyan etmiştir. Bu bakımdan yakın gelecekte çoğu şirketin evden çalışma sistemini tercih edeceği öngörülebilir.

Ancak çalışmaları evden yürütmek bazı zorlukları da beraberinde getirmektedir. Çalışanların işlerini yürütürken öz-disiplin sağlamaları zorlaşabilmekte ve bu durum çalışmaların verimliliğini düşürebilmektedir. Ayrıca çalışanların ortak projeler yürütmesi, iş birliği sağlaması ve fikir alışverişinde bulunması da zorlaşmaktadır. Her ne kadar online platformlar bu soruna çözüm üretse de aynı masa etrafında ve fiziksel birlikteliğin sağladığı iş birliğinin niteliği daha yüksek olacaktır.

Ofis dışı çalışma, bireylerin sosyalleşme ihtiyacını köreltiyor

Çalışma ortamları, ofisler ve şirketler insanların işlerini yürütürken aynı zamanda duygusal bağlar kurduğu, arkadaşlıklar geliştirdiği ve kimi zaman da psikolojik destek gördüğü ortamlardır. Fakat evden çalışma sistemi bireyin en doğal gereksinimlerinden biri olan sosyalleşme ihtiyacını karşılamaktan yoksundur. Bu ihtiyacını karşılayamayan kişiler ise güvenilirliği ve samimiyeti olmayan sosyal medya platformlarına yönelmeye başlamakta ve doyum alamayacağı sosyal ilişkiler içerisine girmektedir. Nitekim pandemi sürecinde bireylerin sosyal medya kullanımlarının arttığı yapılan araştırmalarda da görülmüştür. Sosyal medyaya yönelim, kişilerin kendilerini daha yalnız hissetmesine ve depresif bir ruh hâline bürünmesine yol açabilir.

Bir diğer husus ise evden çalışma koşullarının aile içi ilişkilere yansımasıdır. Araştırma ekibimle birlikte yürüttüğümüz çalışma, evde çalışma koşullarının evlilik ilişkisindeki mutluluğu olumsuz etkilediğini göstermiştir. Eşlerin ve çocukların çalışan kişi ile sürekli temas hâlinde olması ya da çalışanların evlerindeki fiziksel mekân yetersizliği huzursuz bir ev ortamına zemin hazırlayabilmektedir.

Evde çalışma koşullarının avantajlı ve dezavantajlı yönleri değerlendirildiğinde şirketlerin tam zamanlı evden çalışma sistemi yerine kısmı zamanlı esnek bir çalışma sistemini benimsemesi hem şirketlerin çıkarları hem de çalışanların ruh sağlığı açısından daha cazip bir uygulama olabilir.

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Start typing and press Enter to search