Geleceğimizi Planlamaya Başlamalıyız
Türk firmaları; daha fazla üretim yatırım ve ihracat için yeni pazarlar, ortaklar arıyor
2020 yılının ilk yarısında tarihe tanıklık ettik. Bunun yanı sıra büyük trajedilerin ve süregelen belirsizliğin içinde yeni bir küresel ekonominin hatları da belirginleşmeye başladı. Ülkeler ile ekonomiler, esnek olmaya ve yeni çeviklik düzeyleri bulup test etmeye zorlandı.
Dünya çapında birbiri ardına başlayan sokağa çıkma yasaklarıyla geleneksel tedarik zincirleri ciddi boyutta hasar gördü. Çin’deki fabrikaların çoğu kepenk indirdi, rutin parça ve ürün tedarikleri ise kesintiye uğradı. Bunu da Batı’daki seri üretim hatlarının, perakendecilerin ve konaklama endüstrisinin birer birer kapatılması izledi.
Dünyadaki işletmeler büyük sınavlar verdi
Tüm dünyadaki işletmeler, her türden acil durum planını denerken büyük sınavlar da verdi. Türkiye de bu konuda farklı değil. Birçok tekstil üreticisi cesur davranıp ürün portföylerinin dışına çıkarak dünyanın en büyük ihtiyacı olan KKD’leri (kişisel koruyucu donanım) üretmeye başladı. Devletin çalışanlara ve işletmelere verdiği büyük çaplı desteklere rağmen, biz de diğer ülkeler gibi ekonomik zorluklarla karşı karşıyayız. Firmalar, bu krizden çıkmaya devam ederken bizler de geleceğimizi planlamaya başlamalıyız. Yani işlerin nasıl yürütüldüğünü, malzemelerin nerelerden alındığını ve kimlere ürün sattığımızı yeniden düşünmeliyiz.
Alternatif geleceğe dair küçük işaretler
Açıkçası gördüğümüz değişikliklerin büyük bir kısmı beklenmedik devrimci atılımlar değil, var olan yönelimlerin hızlandırılmış hâlidir. Uluslararası kural tabanlı ticaret sistemi ise yalnızca Çin gerginliğinden dolayı değil, uzun bir süredir baskı altındadır. Hong Kong’da da aynı durumun yaşandığını görüyoruz. İşler böyle yürümek zorunda değil ve alternatif bir geleceğe dair küçük işaretler de görmeye başladık.
Türkiye, birçok sektörde ihracatını arttırmaya hazır
Ben biraz da Türkiye hakkında görüşlerimi belirtmek istiyorum. Geçtiğimiz yıl Türkiye-ABD İş Konseyinde iki ülke arasında büyümeye en yatkın alanlar üzerine bağımsız bir araştırma başlattık. Araştırma, Türkiye’nin özellikle araba parçası, beyaz eşya ve diğer ev aletleri başta olmak üzere birçok sektörde ihracatını arttırmaya hazır olduğunu gösterdi. Tekstil gibi çoğunlukla nesilden nesile devam eden endüstriler de yenilenebilir. Tüm bu ürünler, hâlihazırda Çin’de yapılıyor ve birçoğu da Çin’de devam edecek. Ancak söz konusu durum, değişim konusunda herhangi bir engel teşkil etmiyor. Birçok pazarın, tedarik zincirlerini çeşitlendirip kriz ve şok durumlarında daha az yara almaya çalışmaları güzel bir gelişme. Çeşitlilik ihtiyacı; kendini en çok üretim, tıbbi ilaç ve zirai ürün sektörlerinde gösteriyor. Bu konuda önerebileceğimiz tek ülke de Türkiye değil.
ABD genelinde binlerce işe destek veriyoruz
Meksika, Vietnam ve Hindistan gibi ülkelerde de üreticilerin yükselişe geçtiğini görüyoruz. Bu çeşitlilik düzeyi, ABD ve Avrupa gibi dünyanın en büyük pazarları için bir nimet. Türk iş topluluğunun temsilcileri olarak Amerika’daki ilişkilerimizi geliştirmek için elbette zaman ve enerji harcıyoruz. TAİK (Türk Amerikan İş Konseyi) üyeleri olarak ABD genelinde binlerce işe destek veriyoruz. Üyelerimiz adına ikili ticaret lehine konuşmaktan gurur duyuyoruz ve duymaya da devam edeceğiz. Washington’daki yönetim ile kongreye ve işletmeler ile firmaların bulunduğu eyaletlerin iş liderlerine kendimizi hatırlatacağız. Fırsatları yaymak ve büyümeyi teşvik etmek için böyle bir iş diplomasisi yürütmek hayati bir önem taşıyor. Bu şekilde ilişkiler kurabilir, fikirlerimizi yayabilir ve bütün taraflar için yeni fırsatlar yaratabiliriz.
Türkiye-ABD arasında 100 milyar dolarlık ticaret hedefi
T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD-Türkiye ticaretinin yıllık 100 milyar dolara çıkarılmasına yönelik taahhüdü yenilemesini memnuniyetle karşıladık. Türkiye, özellikle enerji ve tarım sektörlerinde ABD’den mal satın alma konusunda iyi bir konumda yer alıyor. Bu hedef oldukça büyük, ancak Türkiye’nin dünya standartlarındaki yenilikçi özel sektörünün temsilcileri olarak bunun arkasında duruyoruz.
Hedefimiz hiç olmadığı kadar gerçekçi
Küresel ekonomideki ve son birkaç aydır ekonomi alanındaki karar mercilerin düşünme yapısındaki değişikliklerini göz önüne aldığımızda bugünkü konumumuz itibarıyla, hedefimizin hiç olmadığı kadar gerçekçi olduğunu söyleyebilirim. Türk firmaları; daha fazla üretmek, yatırım yapmak, ihracat gerçekleştirmek istiyor ve bunun için yeni pazarlar, ortaklar arıyor. Artık vakti geldi…
DEİK Genel Sekreter Yardımcısı Merih Kepez