Global Rekabette Yapay Zekanın Rolü
Türkiye’nin yapay zeka alanındaki rekabet gücünü artırabilmesinin yolu; daha fazla yatırım, iş birliği ve teknoloji okuryazarlığına yönelik yapay zeka yeteneklerinin geliştirilmesinden geçiyor
Yapay zeka teknolojileri bir ağacın köklenmesi gibi giderek daha da hayatımız ile bütünleşiyor… Bu ağaç dallanıp budaklandıkça da onun gölgesinde serinleyip yolumuza devam edebilir hale geliyoruz… Hem iş dünyasında hem bireysel yaşantılarımızda bu teknolojinin “nimetlerinden” yararlanıyoruz. Bazen artılarını bazen de eksilerini gündelik hayatımızda da tartışıyor, trendleri yakalamaya çalışıyoruz- ki bu sayede trendlerden olumlu etkiler yaratmak üzere global bir rekabet ortamı yaratıyoruz. Öyle ki; yapay zeka teknolojilerinin de giderek artan önemine ülkeler kayıtsız kalamıyor ve trend olanı çözümleyip bu trendlere yönelmeyi seçiyorlar. Uluslararası arenada görülen yapay zeka “merakı” da bununla ilgili kuşkusuz… Birçok ülke buradaki potansiyelin farkında ve o potansiyele yönelik stratejik hamleler yapıyor.
Dijital ekonomiden teknoloji merkezi olmaya; etik değerlerden dijitalleşen dünyadaki kamu yönetimi, hukuk, sosyoloji vb. alanlara değin farklı odaklardan güç elde edilmeye çalışılıyor. Aslında hepsi bir bütün halinde teknoloji ekosistemini geliştirmeye yönelik önemli konuların başında geliyor çünkü hayatlarımıza bu kadar dokunan yapay zeka siyasetten topluma pek çok ülke yönetimini ve hükümetleri de yakından ilgilendirir bir hal alıyor. Örneğin, bugün yapay zeka teknolojilerinin yaygın olmasından kaynaklanabilecek bazı siber güvenlik sorunları artık hükümetlerin de gündeminde yer almak zorunda kalıyor ve hükümetler, vatandaşlara bu konulara yönelik politika üretmeleri gerekliliğinin ayırdına varıyorlar. Hal böyle olunca da farklı pek çok konuda farklı stratejik adımlar atılıyor… Bu farklı stratejik atılımlar da yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve pazarlanması yönünde ülkelere yeni bir rekabet ortamı yaratıyor. Global rekabetin arttığı bu ortamda teknolojik yeteneklerin de artırılması elzem olduğundan son dönemlerde ülkelerin yeni “soğuk savaşı” bu alanda veriliyor. Araştırma geliştirme faaliyetlerine büyük yatırımlar söz konusu oluyor veya uluslararası iş birliklerinin birincil önceliği yapay zeka yeteneklerinin artırılmasına yönelik oluyor.
Teknik gelişmelerle birlikte etik ve güvenlik gibi sosyo-ekonomik konularda da uluslararası standartlar yeni baştan inşa ediliyor. Örneğin, dijitalleşmenin hızla büyüdüğü dünyada “çip”lerle ilgili bir kriz vuku bulmuştu ve devletler uluslararası ekonomi, hukuk ve ticaret konularını göz önüne alarak yeni bir kutuplaşmaya sebebiyet vermişlerdi. Bir tarafta ABD ve Avrupa bir tarafta Uzak Doğu ve Güneydoğu Asya ülkeleri bu yarışta yer almışlar ve bu çip krizinden 160’tan fazla sektör ciddi anlamda etkilenmişti.
Bu etkilenmenin ardından pek çok otomobil markası araçlarını elektronik aletlerden arındıracak şekilde tasarlamaya başlamıştı veya önde gelen önemli teknoloji şirketleri yeni ürünlerinin piyasaya sürülmesinin takvimlerini ileriye atmıştı. Bu sorunun atlatılması için ise çözüm; üretimin teşvik edilmesi ve sağlanması yönünde olmuştu. Öyle ki, gelişmiş ülkeler çip yatırımlarını hızlandırmış ve 2021-2023 döneminde 80’den fazla çip tesisinin inşasına başlanmıştı, üstelik bu yatırımların 500 milyar doları aşacağı gündemde yerini bulmuştu. (NTV, 2023).
Öte yandan, küresel yarışta AB ülkeleri, Çin ve ABD öne çıkanlardan oluyor. ABD, çip endüstrisi için 50 milyar doların, AB ise 40 milyar euronun üzerinde destek vermeye yönelik program hazırlığı içinde olup çip krizinden doğan sorunları “yatırımla” fırsata çevirmeye çalışıyor çünkü dijitalleşmenin pek çok alanında kullanılan çip, adeta birer ham madde olarak oldukça değerli bir dijitalleşme stratejisi olarak öne çıkıyor. (NTV, 2023) Yapay zeka teknolojilerini değerlendirdiğimizde çiplerin önemi kadar bulut teknolojisi de ülkelerin yatırım yapmaya çalıştıkları konulardan biri… Sanallaşmanın artması ile bu sanal verilerin toplanıp işlenebilmesi, sonrasında yönetilebilmesi gerekiyor.
Tek tuşla elimizin altındaki cihazdan bilgileri çekerken bulut teknolojisinin daha da gelişmesi için yazılımlar geliştiriliyor. Örneğin, önceden bir dosyadaki veriye ulaşmak saniyeler (belki dakikalar) sürerken şimdi bunu en düşük saliselere indirgemek önem kazanıyor çünkü dünya çok daha hızlı gelişmelere tanıklık ediyor. Bu noktada da ülkelerin daha hızlı yazılımlar yapma konusunda bir rekabeti söz konusu oluyor. Farklı rekabetler sonucunda kümülatif bir teknolojik ilerleme mümkün oluyor. Farklı yatırımlar ve stratejiler bulundukları ülkeleri güçlendirirken dünyanın da daha farklı yerlere gittiğini hep birlikte gözlemleyebiliyoruz.
Türkiye’nin konumunu artıları ve eksileri birlikte değerlendirmek oldukça önemli çünkü iyi yönlerimizi daha çok geliştirebilirsek ve eksilerimizi artıya çevirebilirsek bizler bu alanda kilit oyuncu olabiliriz, buna inanıyoruz. Türkiye olarak inanılmaz bir genç potansiyelini elimizde barındırıyoruz. Bunların üstüne koyarak stratejik adımlarımızı atmaya devam edersek yapay zeka, dijital ekonomi ve dijital ekosistemin ayrılmaz parçalarından olmamız kaçınılmaz olacaktır. Bu alanlarda küçük girişimcilerin desteklenmesinden; kamu-özel-üniversiteler bağlamındaki iş birliklerine kadar elimizi taşın altına koyarak hareket etmemiz gerekiyor.
İş birliklerinin ve yatırımların kuvvetli olduğu bir ekosistemi yaratmak içi stratejilerimizi belirlememiz gerekiyor. Örneğin, Türkiye’de 2023’ün ilk dokuz ayında tohuma yönelik 219 anlaşmaya 154 milyon dolar yatırım yapıldı ve Türkiye, 2023 yılı 3. çeyreğinde Avrupa ve MENA bölgesinde en fazla tohum aşaması yatırımı yapan ülkeler arasında İngiltere, Almanya ve Fransa’nın ardından 4’üncü sırada yer aldı. (StartupWatch Türkiye Girişim Ekosistemi, 2023 3. Çeyrek Raporu, 2023).
Türkiye’nin yapay zeka alanındaki rekabet gücünü artırabilmesinin yolu daha fazla yatırım, iş birliği ve teknoloji okuryazarlığına yönelik yapay zeka yeteneklerinin geliştirilmesinden geçiyor… Yapay zeka teknolojilerine yönelik ulusal stratejik belgemizin içinde de görüyoruz ki hedefimiz, dijital teknolojiler ekosisteminde ülkemizi globale taşımak. Tek amacımız; yapay zeka ekosistemini güçlendirmeye çalışmak. Bu sayede treni kaçırmadan bu oyunun kurucularından olabiliriz.