ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross’un altı günlük Türkiye ziyaretinde ana gündem, ABD-Türkiye arasında hedeflenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi oldu.

Çin, yükseltilen gümrük vergileri nedeniyle ABD ile olan ticaretinde zorlu bir dönemden geçiyor. Birçok ülke, bu durumun meydana getireceği ticari boşlukta avantajlı bir konum elde etmek adına kapsamlı çalışmalar yürütüyor. Konuya Türkiye-ABD ilişkileri özelinde yaklaşıldığında, iki ülke liderinin de hedeflenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi konusuna sıcak baktığı söylenebilir. Bu kapsamda ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, 6 Eylül’de Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. ABD Başkanı Donald Trump’ın yakın çevresinde bulunan Bakan Ross; altı gün süren ziyaretinde T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve iki ülkenin önde gelen sektör temsilcileri ile bir araya geldi. Görüşmelerin ana gündem maddesi, Türkiye ile ABD arasında hedeflenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi oldu.

ULUSLARARASI REKABET İÇİN BÜYÜK ŞİRKETLER GEREKİYOR

İki ülke arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine yönelik açıklama yapan Bakan Ross; iki ülkenin de bu konuda eşit şekilde, 50 milyar dolarlık katkısı olacağını belirtti. İki ülke arasındaki ticaret hacminin bugün 20 milyar seviyesinde olduğuna değinen Bakan Ross, “Bu rakam ABD’nin toplam ticaretinde yüzde 1’lik bir orana karşılık geliyor. Bakıldığında bunun büyük bir rakam olmadığı görülüyor. Türkiye’de hemen her sektörde çok fazla girişimci mevcut. Ülkede çok sayıda küçük ölçekli şirket bulunuyor. Ancak büyük perakendecilerden sipariş alabilmek ve uluslararası alanda rekabet edebilmek için büyük bir şirket olmalısınız.” dedi.

“ROSS’UN TÜRKİYE ZİYARETİNİN DERİNLİĞİ ÖNEMLİ”

ABD Ticaret Bakanı Ross, Türkiye ziyareti kapsamında 7 Eylül’de Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Yürütme Kurulu Toplantısı’na katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross’un Türkiye ziyaretinin içeriği, süreci ve temas derinliğinin önemine dikkat çekerek sözlerine başladı. Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerde son dönemde meydana gelen olumsuz gelişmelere rağmen ticaret hacminde artış yaşandığına işaret eden Olpak, “ABD ile ilişkilerimizde 35 yıl önce ambargoları ve askerî yardımları konuşuyorduk. O dönemde, iki başkanın ‘daha fazla yardım değil, daha fazla ticaret’ iradesiyle TAİK kurulmuş ve ilişkilerimizde yeni bir sayfa açılmıştı. Son birkaç yıllık ilişkilerimizin eksenini de yalnızca ‘Rahip Brunson’, ‘F-35’ ve ‘S-400’ oluşturuyor gibi görünse de aynı dönemde ikili ticaretimiz azalmadı, hatta arttı. Ve âdeta herkesin Suriye uzmanı olduğu bir süreçte, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Sayın Donald Trump, mevcut ticaretimizi 75 milyara dolara çıkarma hedefini ortaya koydular. Sonra bununla da yetinmeyip hedefi 100 milyar dolara çıkardılar. ABD Ticaret Bakanı’nın ülkemize altı günlük ziyareti, bu hedefin sadece güzel bir söylem olmadığının bir kanıtı.” değerlendirmesinde bulundu.

“ÖNÜMÜZÜ LİDERLERİMİZ AÇACAK, YOLUMUZU BİZ BELİRLEYECEĞİZ”

Sadece beş kat artacak bir ikili ticaretin değil, yüzde 50- 50 paylaşımlı bir ticaretin söz konusu olduğunu vurgulayan Olpak, “ABD, 400 milyar doları aşan bir açık vererek Çin’den yaptığı 550 milyar dolarlık ithalatta ciddi ve hızlı bir azaltma yapmaya kararlı. Bu pastadan doğru payı almak istiyorsak yıllara yayılı uzun vadeli stratejik planları bir kenara koymalı, başkaları o boşluğu doldurmadan yerimizi almalıyız. Öncü sektörler de zaten belli. Bu süreçte önümüzü liderlerimiz açacak, yolumuzu iş dünyası olarak biz belirleyeceğiz.” şeklinde konuştu.

Olpak, “Elbette, kaliteli ürünleri rekabetçi şekilde karşılıklı olarak sağlayacağız. Ama ABD pazarının büyüklüğünü düşünerek bizim açımızdan tedarik zamanlamasını garantiye alacak sistemler de oluşturmalıyız. Bu noktada, her iki ülkenin Eximbank’larına önemli görevler düşüyor. Ayrıca, ABD’li şirketlerin hem ülkemizdeki yatırımlarını hızla artırması hem de ülkemizde yeni yatırımların hızla gerçekleşmesi bu sürece katkı sağlayacak diğer önemli unsurları oluşturuyor. Bütün bunları düzgün ve hızlı bir şekilde yapabilmek için de doğru belirlenmiş bir görev mekanizmasına ihtiyacımız var. Devletin özel sektörün önünü açması, gerekli düzenlemeleri yapması önemli ve biz de bunları talep edeceğiz. Ancak 100 milyar dolarlık ticareti yapacak olan, iş dünyası. Hepimizin bunun idraki, sorumluluğu ve hızıyla hareket edeceğinden de şüphem yok.” ifadelerini kullandı.

TİCARET HEDEFİNE YÖNELİK KAPSAMLI BİR RAPOR HAZIRLANDI

Olpak, ABD ile Türkiye arasında belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hedefi özelinde DEİK olarak TAİK ev sahipliğinde ve T.C. Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda bir rapor hazırlandığını belirtti. TAİK’in Boston Consulting Group (BCG) ile birlikte hazırladığı raporun ABD tarafına iletilmesinin ardından gelişen süreç hakkında bilgi veren TAİK Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ ise “ABD tarafı bu çalışmayı çok ciddiye aldı. Bakan Ross beni hem telefonla aradı hem de Washington’a davet etti ve orada kendisiyle bir görüşme gerçekleştirdik.” dedi.

“TİCARET, MEVCUT SORUNLARDAN AYRI TUTULMALI”

Wilbur Ross’un Türkiye ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulunan TAİK Başkanı Yalçındağ, iki ülke arasındaki ticaret hacminin arttırılmasında ABD’nin Çin ile süregelen ticaret savaşlarının olası etkilerini değerlendirdi. Öte yandan Türkiye’nin ABD ile ciddi siyasi, askerî ve bölgesel sorunları olduğuna dikkat çeken Yalçındağ; iki ülkenin ortak bir akılda henüz buluşamadığını, ancak ticaretin mevcut sorunlardan ayrı tutulması gerektiğini vurguladı. Konuyu İsrail ile Türkiye ilişkileri üzerinden örneklendiren Yalçındağ, “İsrail ile olan sorunlarımızı ticaretten ayırma konusunda başarılı olduk. Öyle ki birçok siyasal soruna karşılık ticaretimiz bugüne kadar hep arttı. ABD’li karşıtlarımız ise bu zamana kadar bizden farklı şekilde tüm unsurları bir bütün olarak görerek hepsinin bir arada çözülmesi gerektiğini düşünüyordu. İki yıllık ısrarımız sonucunda bu etkenler nihayet birbirinden ayrıldı. Başkan Trump ve Bakan Ross buna çok destek oldu. Bir taraftan sorunları tartışırken diğer taraftan 20 milyarlık hacmi 100 milyar dolara nasıl çıkarırız diye düşünerek bir yola girdik. Tabii buradaki en önemli konulardan biri de Çin ve ABD’nin yaşadığı ticaret savaşı… Bu savaştan dolayı arada bir boşluk doğacak. Bu boşluğu diğer ülkeler gibi Türkiye de kendi yararına nasıl doldurabilir? Bunun için çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

“DAHA FAZLA YATIRIM YAPMALIYIZ”

Türkiye’nin, bulunduğu kıtalararası konum itibarıyla cezbedici bir öneme sahip olduğunu dile getiren Yalçındağ, “Gerçekten çok önemli bir potansiyelimiz var. Ancak kapasite kullanım oranımız şu an yüzde 75 düzeylerinde. Demek ki daha fazla üretebiliriz. Bunun için de daha fazla yatırım yapmalıyız. Eğer stratejik adımlar doğru atılırsa Türk iş dünyası bundan azami ölçüde fayda görür.” değerlendirmesinde bulundu.

ARTAN TİCARET HACMİ ÜRETİCİYE OLUMLU YANSIYACAK

Türkiye’nin söz konusu stratejik planlamalara dünyadaki en büyük ekonomiye sahip ABD üzerinden yön verdiğini belirten Yalçındağ, izlenecek politika hakkında da bilgi vererek şunları kaydetti: “ABD’nin 2.6 trilyon dolarlık ithalatı var, bu çok büyük bir hacim. Dolayısıyla biz de seçtiğimiz sektörler içerisinde faaliyet gösteren, şampiyonlar dediğimiz ilk beş firma ile oturup bir toplantı yapacağız. Bu firmaların görüşlerini dinleyip bunları iki ülkenin bakanlarına sunacağız. Onlar da ticareti kolaylaştırmak için mevcut sorunları gidermeye çalışacak. Ticaret hacmi arttığında ise büyük işletmeler, bu talepleri karşılayabilmek adına diğer paydaşları için de üretimin yolunu açacak. Bu işi büyük üretici ile başlatıp orta kademedeki üreticilere kadar götüreceğiz. Orta vadedeki planı ise daha sonra devreye sokacağız. ABD’li Bakan, uygulamaya hemen yarın başlamak istediklerini belirtti. Bizim hızlı hareket edebilmemiz için yol haritamız hazır.”

ABD Başkanı Trump’ın G20 zirvesinde tekrarladığı “Türkiye ile 100 milyar dolar ticaret” açıklamasının ardından kendisine TAİK olarak memnuniyetlerini belirten bir mektup kaleme aldıklarını belirten Yalçındağ, “Mektubumuzun ardından ağustosta Bakan Ross bize telefon etti ve detayları aldı. Şu an süreç tam beklediğimiz gibi ilerliyor. TAİK olarak en büyük amacımız özel sektörü uyarmaktı. Bakan Ross’un gelmesi de bunu sağladı. Bakan Ross, siyaseten de konuya sarıldığımızı gördü ve ülkeden güven duygusu ile ayrıldı.” diye konuştu.