Hizmet İhracatının Sürdürülebilirliği
Bilişim sektöründe elde edeceğimiz her bir nitelikli iş gücü bize sürdürülebilir bir dijital büyüme kazandıracaktır
Bilişim dünyasındaki gelişmeler, gelecek dönemlerde hizmet ihracatını ve teknoloji odaklı ekonomi modelini daha fazla şekillendirecek çünkü bilişim sistemleri ve yapay zeka teknolojileri, artık hayatımızın kaçınılmaz birer parçası… Bizler de bu yarışta önemli roller üstlenebilmek için ülkemizi dijital teknolojiler alanında kalkındırabilmeliyiz. 2023 yılında bilişim ihracatımız 2022’ye göre yüzde 16,5’lik artışla 3,44 milyar dolar olarak gerçekleşmişti (Merkez Bankası, 2024). Bu artışı göz önüne aldığımızda bilişim ve dijital teknolojiler alanındaki potansiyelimizi değerlendirmek Türkiye’nin dijital ekonomideki yerini sağlamlaştırmak demek.
Bu sayede hizmet ihracatının da sürdürülebilirliği söz konusu olacak. DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi olarak her zaman bu potansiyelin daimi ve sürdürülebilir olması için çalışıyoruz ve belirli stratejilere yönelik hareket ediyoruz, planlamalarımızı ve toplantılarımızı bu stratejilere göre belirliyoruz. Stratejilere yönelik hareket ederken önemsenmesi gereken ilk nokta bilişim alanındaki inovasyonun önemsenmesi ve bu inovasyonun teşvik edilmesidir. Ar-Ge yatırımları ve Ar-Ge faaliyetlerine yönelik her bir teknolojik ilerleme, dijital ticaretin ve dijital ekonominin bel kemiğini oluşturur kuşkusuz. Özellikle yapay zeka, büyük veri ve siber güvenlik gibi alanlarda bilişim sektörüyle yapacağımız hamleler, bizi diğer ülkelerden farklı kılacak ve bizi bir adım öteye taşıyacaktır.
Öte yandan küresel pazarları önemsemeliyiz ve bu global rekabetin bir parçası olan Türk bilişim firmalarının uluslararası fuarlara katılımını, bu firmaların yapacağı global iş birliklerini ve ortaklıkları teşvik etmeliyiz. Aslında DEİK olarak her daim amacımız; küçük-büyük fark etmeksizin türlü girişimleri bir araya getirerek bu sosyal ağın ve iş ağının güncel kalmasını sağlamak; böylece ülke olarak marka bilinirliğimizi artırmamızla Türkiye’yi, teknoloji alanında bir cazibe merkezi haline getirebiliriz.
Tüm bu stratejiler ve ileriye dönük hamleler için yetenek yönetimine ve eğitim programlarında teknoloji okuryazarlığına odaklanmamız da hayli önemli. Bilişim sektöründe elde edeceğimiz her bir nitelikli iş gücü bize sürdürülebilir bir dijital büyüme kazandıracaktır. Bu nedenle, inovasyona ve dijitalleşmeye yönelik her türlü güncel bilginin ve trendin takip edilmesi ve bu trendlerden kalıcı olanların saptanıp o trendlere yönelik stratejik iş hamlelerinin yapılması bizler için oldukça kıymetli birer hazine. Bu noktada gençler ve sektörün kıdemlileri el ele verdiğinde pek çok yeteneği sürdürülebilir kılacağımıza inanıyorum.
Özetle, 2023 yılında elde ettiğimiz yüzde 16,5’lik bilişim ihracatı artışını sürdürülebilir kılmak için inovasyonu önemsemeli ve onu teşvik etmeliyiz. Küresel pazarların öneminin ayırdına varmalı ve potansiyelimizi rekabete çevirmeliyiz ve yetenek yönetimi ve teknoloji okuryazarlığı gibi konularda kendimizi güncel tutabilmeliyiz. Dijital dönüşümün her daim desteklendiği ve inovasyona yönelik hamlelerin ve yatırımların yapıldığı bir Türkiye’de kamu sektöründen özel sektöre; üniversitelerden sivil toplum kuruluşlarına kadar pek çok kurum ve kuruluş da çeşitli iş birlikleri yaparak bu gelişmelere katkı sunabilecektir. Bütüncül ve sürdürülebilir yaklaşımlar, bilişim ihracatının başarısını katbekat artırırken önemsememiz gereken bu kilit noktalar ve stratejiler, Türkiye’nin bilişim sektöründe, bilişim ihracatında ve hizmet ihracatında hem bölgesel hem de uluslararası bir oyun kurucu olmasını sağlayacaktır. Bu sayede ülkemizin gelecekte daha büyük başarılara imza atması ise kaçınılmazdır.