Küresel ekonomik dinamiklere dair gitgide dallanıp budaklanan öyküde ele alınan şehirlerin finans, yenilik ve kültürel alışverişin merkezleri olarak yükselişi, dönüşüme konu bir dönemin haberini veriyor. Bahsi geçen kentsel yükselişin kökünde bulunan İstanbul Finans Merkezi’nin (İFM) 2023 yılının Nisan ayında açılışı Türkiye’nin yanı sıra küresel finans ortamı açısından da kayda değer bir dönüm noktasını müjdeliyor. Söz konusu kapsamlı girişim, İstanbul’un yepyeni bir küresel ekonomik entegrasyon çağını teşvik etmek üzere eşsiz coğrafi ve tarihi mirasından yararlanmak suretiyle Doğu ve Batı arasında köprü kurma yönündeki stratejik hedefini destekliyor. Benzersiz konumu sayesinde hem Asya hem de Batı finans piyasalarını gözeten 24 saatlik bir operasyon penceresini mümkün kılarak stratejik bir avantaj sunuyor.

İstanbul Finans Merkezi nedir?

İFM’nin altyapısı yaklaşık 3,3 milyar dolarlık bir yatırıma sahip olup kapsamlı bir finansal hizmet ve kurum yelpazesini barındıracak şekilde tasarlanmıştır. Bankalar, varlık yönetim şirketleri ve sigorta şirketleri de dahil olmak üzere kamu ve özel sektör kuruluşlarını bir araya getirmek suretiyle etkin bir finansal hizmetler ekosistemi oluşturmayı amaçlamaktadır. Bahsi geçen merkez, Türkiye’nin en önde gelen finans kurumlarını içermekte olup uluslararası arenada aktif bir finans merkezinin ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde tasarlanmış kapsamlı bir imkân yelpazesi sunmaktadır.

1,3 milyon metrekarelik ofis alanı, alışveriş merkezi, kongre merkezi ve akıllı şehir modeli gibi tesislere sahip olan İFM, günde 50.000 çalışana kucak açarak modern bir çalışma ortamı sunmayı hedefliyor.

Hem yerli hem de uluslararası banka ve finans kuruluşlarının İFM bünyesinde yer kiralamaya gösterdikleri yoğun ilgi, İFM’nin cazibesi ile ekonomik açıdan sergilemesi beklenen etkiyi ortaya koyuyor.

Kentsel Yükselişin Kökündeki Stratejik Vizyon

Çok yönlü bir vizyonu temel alan İFM, İstanbul’u küresel finans ağında önemli bir aktör hâline getirmeyi amaçlamaktadır. Söz konusu vizyon, ekonomik faaliyet ve yeniliğin atölyeleri olarak işlev görecek kent merkezlerine yönelik geniş çaplı eğilim ile de uyumlu niteliktedir. Bu bağlamda ele alındığında, İstanbul’un rolü ulusal ekonomik öneminin ötesine geçerek onu uluslararası sahnede stratejik bir oyuncu olarak konumlandırmaktadır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İFM’nin yeni bir finansal ekosistem yaratacağına dair sözleri, finans merkezinin uluslararası sermaye akışını katalize etme, yatırım çekme ve İslami finans, fintech ve sürdürülebilir finans gibi sektörlerde yeniliği teşvik etme potansiyelini de ortaya koymaktadır. Bu durum, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme yönündeki küresel değişime uymakla kalmayıp, aynı zamanda İstanbul’u küresel ekonomik ağda, özellikle de kıtaları aşan ticaret koridorlarına destek konusunda hayati bir merkez hâline getiriyor.

İstanbul ve Küresel Ticaret Dinamikleri

İFM’nin stratejik konumu özellikle gelişmekte olan küresel ticaret rotaları bağlamında önemlidir. İstanbul’un kıtaların ve kültürlerin kesiştiği bir kavşak noktası olarak tarihteki rolü, İFM’yi söz konusu gelişmeler açısından kayda değer bir merkez olarak konumlandırmanın yanı sıra altyapının geliştirilmesini kolaylaştırmakta, ticaret akışlarını artırmakta ve bölgeler arasında ekonomik iş birliğini teşvik etmektedir. İFM ve İstanbul’un oynadığı bu rol, şehrin Doğu ile Batı arasındaki tarihi bir kavşak noktasından küresel ekonomide faaliyet gösteren modern bir merkeze geçişini yansıtmaktadır.

Geleceğe Yön Vermek: Zorluklar ve Fırsatlar

İFM’nin önündeki yolculuk jeopolitik zorlukların üstesinden gelmeyi ve küresel finansmanı çekmek üzere rekabetçi bir ortam yaratmayı içermektedir. Stratejik tesisleri ve içindeki alana yönelik yüksek talep, merkezin önde gelen bir küresel finans merkezi olma potansiyelini gözler önüne sermektedir. İstanbul gibi şehirlerin küresel ekonomik değişimlere yalnızca uyum sağlamakla kalmayıp bunları aktif bir şekilde nasıl şekillendirdiğini de ortaya koymaktadır. Faaliyetlerine başlayan İFM, İstanbul’un hırs ve potansiyelinin bir göstergesi olarak, şehrin küresel finans ve ticaret dokusundaki rolünü pekiştirmeye devam etmektedir.

İstanbul ve Mumbai Arasında Potansiyel İş Birliği Fırsatları

Hindistan’ın finans merkezi olmasıyla kritik bir role sahip olan Mumbai, Güney Asya’nın en büyük ekonomisinin ayrılmaz bir parçası olup hem ulusal hem de küresel düzeyde etki sahibidir. Hindistan’ın en büyük borsası olan Bombay Borsası’nı ve çok sayıda büyük banka ve finans kuruluşunun genel merkezini barındırmasıyla Mumbai, küresel finans ağında stratejik bir konuma sahiptir. Bu durum, İstanbul Finans Merkezi (İFM) gibi gelişmekte olan finans merkezlerinin iş birliği fırsatlarını değerlendirme sürecinde harika bir ortak olarak görülmesini sağlamaktadır.

İstanbul ile Mumbai, kendi bölgelerinde finans merkezleri olarak kayda değer bir rol oynamakta olup verimli iş birlikleri için potansiyel arz etmektedir. Bahsi geçen olasılıklardan bazıları aşağıda sunulmuştur:

Fintech İş Birlikleri: İstanbul ve Mumbai, fintech ekosistemlerini geliştirmek üzere ortak projeler geliştirebilir. Söz konusu projeler, fintech girişimlerine mentorluk sağlanmasını, hackathonlar ve inovasyon yarışmalarının organize edilmesini ve fintech düzenlemeleri konusunda bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasını içerebilir.

Eğitim ve Araştırma Ortaklıkları: İstanbul ve Mumbai’deki üniversiteler, öğrenciler ve öğretim üyelerine yönelik değişim programları oluşturabilir, ortak araştırma projeleri gerçekleştirebilir ve konferanslar düzenleyebilir. Söz konusu programlar öğrencilere finans ve işletme eğitimi konusunda uluslararası bir bakış açısı sağlayacaktır.

Sürdürülebilir Finans ve Yeşil Yatırımlar: Bahsi geçen şehirler, yeşil tahviller ve sürdürülebilir projelere yatırımlar bağlamında iş birliğinde bulunabilir. Bu iş birliği kapsamında yeşil finansman mekanizmaları desteklenebilir ve sürdürülebilir kalkınma amaçlarına yönelik ortak fonlar oluşturulabilir.

Düzenleyici İş Birlikleri ve En İyi Uygulamaların Paylaşımı: İstanbul ve Mumbai, finansal düzenlemeler ve politikalar konusunda deneyim ve bilgi alışverişinde bulunmak suretiyle düzenleyici uyum ve şeffaflığı artırabilir. Söz konusu iş birliği, her iki finans merkezinin de küresel finans sistemine entegrasyonunu kolaylaştıracaktır.

Kültürel ve Ekonomik Forumlar: Şehirler, aralarındaki iş birliğini güçlendirmek amacıyla finansal ve ekonomik konularda düzenli aralıklarla forum ve zirvelere ev sahipliği yapabilirler. Bahsi geçen etkinlikler, iş dünyası liderleri ve politika yapıcılar açısından kayda değer ağ oluşturma fırsatları sağlayacak ve yatırım fırsatlarını artıracaktır.

Altyapı Projelerine Yatırım: Mumbai altyapısını sürekli olarak geliştirmektedir. Türk inşaat ve mühendislik firmaları söz konusu projelere yatırım yapmak suretiyle hatırı sayılır fırsatlar elde edebilir. Bahsi geçen projeler şehir içinde ulaşım, enerji ve konut gibi temel alanları konu alabilir.

Söz konusu fırsatlar, Türkiye’nin Mumbai’nin finans dünyasından nasıl faydalanabileceğine dair çeşitli olasılıklardan yalnızca birkaçı. Karşılıklı fayda sağlayan bu tür iş birlikleri, Türkiye’nin küresel finans sektöründeki etkisini artırmanın yanı sıra Mumbai ile daha derin ekonomik bağlar kurulmasını sağlayabilir. Ayrıca, her iki şehrin de küresel arenadaki finansal önemini artırabilir ve bölgesel kalkınmalarına ciddi ölçüde katkıda bulunabilir.

Sonuç

İstanbul Finans Merkezi’nin kuruluşu, kentsel gelişim ve küresel ekonomik entegrasyonun süregelen öyküsünde kayda değer bir dönüm noktasıdır.  Küresel finansın faaliyetlerinin önünü açmak üzere İstanbul’un kendine özgü konumundan yararlanan stratejik bir vizyona sahiptir.  Şehrin kıtalar ve kültürler arasında köprü kurma bağlamındaki kayda değer rolünü üstlenen İFM, uluslararası arenada finansal ekosisteme önemli katkılar sağlamaya hazırlanıyor. Şehirler ekonomik ve finansal faaliyet açısından gitgide merkezi birer konum hâline gelirken İstanbul, İFM gibi girişimler yoluyla küresel ekonominin geleceğinin şekillendirilmesinde merkezi bir rol üstlenmeyi bekliyor.