“Sanayicimiz, üreticimiz, ihracatçımız, girişimcilerimiz arasındaki ilişkinin güçlü olması büyümenin sürdürülebilir olmasını sağlayan en önemli bileşenlerdendir” diyen Ticaret Bakanımız Dr. Mehmet Muş, DEİK’in bu ilişki kümesinin birleşimlerinden biri olarak, bugün Türkiye’nin elde ettiği ihracat başarısında katkısının çok büyük olduğunu vurguladı. Ticaret Bakanımız Dr. Mehmet Muş, 2021 ihracat verilerini, Ticaret Bakanlığı’nın yeni yol haritasını, 2022 ve sonrası için Türkiye ekonomisi öngörülerini ve DEİK’in faaliyetlerini Business Diplomacy dergisi için değerlendirdi.

 

2021 yılı ihracat verilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu verilerden hareketle geçtiğimiz yılı Türkiye ekonomisi açısından nasıl değerlendirirsiniz?

Bildiğiniz gibi küresel salgınla birlikte küresel ekonomi daha önce benzeri görülmemiş bir dönemden geçiyor. Tüm dünya ekonomileri bu süreçten olumsuz etkilendi. Ancak küresel ölçekte meydana gelen öngörülemeyen gelişmelere rağmen Türkiye ekonomisinde üretim aralıksız sürdü. Ayrıca istihdamın korunması için toplumumuzun tüm kesimlerine yönelik tedbirleri devreye almamızla birlikte bu süreçte ekonomimiz üretirken istihdam da yarattı ve Türk ürünleri dünyanın dört bir yanına ihraç edilmeye devam etti.

2021 yılı ne mutlu bize ki dış ticaret alanında birçok rekoru beraberinde getirmiş, bu olumlu gelişmeler ekonomimize pozitif katkı vermiş ve emeklerimizin karşılığını aldığımız bir yıl olmuştur.   İhracatımız Cumhuriyet tarihi rekoru kırarak bir önceki yılın aynı dönemine göre %32,9 artarak 225,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Aylık ortalama ihracatımız da 18,8 milyar dolar ile rekor seviyelere yükselmiştir.

İhracatın ithalatı karşılama oranı bir önceki yıla göre 5,8 puan artış ile %83,1 seviyesine ulaşmıştır. Bu oran son yirmi yılın en yüksek ikinci değeri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu değeri kıymetli kılan ise, ülkemizin 2021 yılında güçlü bir büyümeye imza atarken böyle güçlü bir karşılama oranı da yakalamış olmasıdır. Nitekim geçmişte ihracatın ithalatı karşılama oranının yüksek olduğu yıllar ya kriz ya da çok düşük büyüme oranlarına karşılık gelmektedir. Ancak bu yıl ihracatımızda rekorlara imza atılırken bu başarı büyümeye de pozitif katkı sağlamış ve çift haneli büyüme oranlarına ulaşılmıştır.

2021 yılı ilk 3 çeyrekte toplam %11,7 büyüyen ekonomimize net mal ve hizmet ihracatının katkısı 5,1 puan olmuştur. Biliyorsunuz Orta Vadeli Programda yer alan 2021 büyüme hedefi %9 idi. Türkiye ekonomisi yılın ilk üççeyreğinde sergilediği %11,7’lik büyüme performansı ile bu seviyeyi aşacağının da işaretini vermiştir.

İhracatımızın bölgesel dağılımında ve fasıllara göre ihracatımızda da 2021 yılında güzel haberler aldık. Dünyanın bütün bölgelerine ihracatımızda hem 2020 yılına göre hem de pandemi öncesi döneme göre genel itibarıyla dengeli ve güçlü bir artış gözlemledik. 2021 yılında bir önceki yıla göre 97 fasıl ürün grubunun 94’ünde ihracat artışı görülürken 75 fasıl ürün grubunda Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat değerlerine ulaşılmıştır.

Türkiye, dünyayla bütünleşmekte, bütünleştiği ölçüde de dış ticarette yeni rekorlar, ihracatta yeni zirveler yakalamakta ve küresel ticaretteki konumunu yükseltmeye devam etmektedir. 2021 yılında, Türkiye ihracatının dünya ihracatı içerisindeki payı yıllıklandırılmış olarak ilk defa %1 seviyesini aşmıştır.  Bu başarı artarak devam edecek ve Türk malının kalitesi dünyanın her yerinde olmaya devam edecektir.

 

 

Ticaret Bakanlığı’nın yeni yol haritasında ihracata desteklerin süreceğini açıkladınız. Bu kapsamda yapılan ve yapılması planlanan çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

Biliyorsunuz ihracata ilk hazırlıktan, pazarlama kabiliyetlerinin geliştirilmesine ve dış pazarda tutunup markalaşmaya kadar, firmalarımızın yetkinlik düzeyine göre farklılaşan çok sayıda özel destek mekanizmalarımız mevcut. 2021 yılında ihracata yönelik devlet yardımları kapsamında 12.701 firmaya destek ödemesi yaptık. 2022 yılı için ihracatçımıza ayırdığımız bütçe mal ihracatında 4 milyar TL’dir. Bu bütçeyi pek çok faaliyetin desteklenmesi için kullanıyoruz.

İhracatımızın en önemli gündemlerinden biri de finansmana erişim. İhracatçılarımızın finansmana erişiminde teminat sorununu ortadan kaldırmak için sadece ihracatçıların erişimine açık olan İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi, TİM ile Eximbank’ın öz kaynaklarıyla Ekim ayında kurulmuştur. Kasım ayında, İhracatçı Birlikleri ortaklığıyla şirketin sermaye yapısını güçlendirdik. Kurulan Şirketle birlikte, ihracatçılarımızın en büyük sorunu olan kredide kefalet sorununun ortadan kaldırılmasını ve bu sayede ihracatçılarımızın krediye erişim maliyetinin düşmesini, ihracatımızın tabana yayılmasını amaçlıyoruz. İGE A.Ş.’nin 1 Mart 2022 tarihinde faaliyete geçirilerek ihracatçılarımızın finansmana erişim sorununun giderilmesine katkı sağlamaya başlamasını öngörüyoruz.

İhracatta yeni nesil teknolojilere ve dijitalleşmeye de kayıtsız kalamayız. Bu alanlarda da önemli faaliyetleri gerçekleştirerek ve projeleri hayata geçirerek ihracatçılarımıza destek olmayı sürdürüyoruz. Hem ticaret erbabımızın hem de e- ticaret yapacak firmalarımızın ihracata başlamadan veya ihracat sırasında ihtiyaç duyacakları tüm bilgilere tek bir platformdan ulaşmaları vizyonu ile hazırladığımız Kolay İhracat Platformu bu alandaki çalışmalarımızdan en günceli.

Mal ihracatının yanında hizmet ihracatı da bizim önem verdiğimiz bir alan. Hizmetler sektörü, Türkiye’nin genç, dinamik ve eğitimli beşeri sermayesinin verdiği güç sayesinde sağladığı net döviz girdisi, yüksek istihdam ve mal ihracatımıza verdiği olumlu katkıyla, Türkiye ekonomisinin tam anlamıyla göz bebeği konumundadır.

Bu kapsamda, uluslararası hizmet ticaretini ülkemiz ekonomisi yararına geliştirmek ve desteklemek üzere Bakanlığımız bünyesinde Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürlüğü’nü kurduk. Bu yeni kurulan Genel Müdürlüğümüzün sektör kuruluşları ile yaptığı yoğun temaslar sonucunda güncel gelişmelere uyum sağlayan, kapsamlı, yenilikçi ve esnek bir devlet yardımları programının hazırlıklarını son aşamaya getirdik. Bu yeni devlet yardımı mekanizmasının, sağlık ve seyahat hizmetlerinden, kültürel hizmetler ve yaratıcı endüstrilere; fuarcılık, gayrimenkul hizmetleri, lojistik ve taşımacılık hizmetlerinden, yurt dışı teknik müşavirlik, bilişim, eğitim ve yenilikçi hizmetlere kadar birçok hizmet sektörüne büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Teknolojinin ve bilişimin tüm sektörleri dönüştürücü gücü ve yüksek katma değerinin bir kez daha anlaşıldığı pandemi süreci ile birlikte, yazılım ve oyun sektörlerine özgü E-TURQUALITY programına ilişkin hazırlıklarımızı da tamamladık.

2022 yılı ve sonrası için Türkiye ekonomisine dair öngörüleriniz ve ihracat tahminleriniz nelerdir?

IMF, 2021 yılında küresel ekonominin %5,9 büyüyeceğini öngörüyor. 2022 yılında da toparlanmanın devam edeceğini ve dünya ekonomisinin %4,9 büyüyeceğini tahmin ediyor. Küresel büyümeye paralel olarak küresel ticarette de canlanma belirtileri var. DTÖ verilerine göre, küresel mal ticareti hacminin 2021 ve 2022 yıllarında sırasıyla %10,8 ve %4,7 büyümesi bekleniyor.

Ülkemiz küresel ekonomiye tam entegre olmuş durumdadır. 2022 yılında da geride bıraktığımız yılda olduğu gibi kapsayıcı bir büyüme oranlarına erişmek ve dış ticaret başarımızı sürdürülebilir bir şekilde geliştirmek en önemli önceliklerimizden olmaya devam edecektir. 2021 yılında Türkiye’nin büyüme performansında net ihracat büyümenin itici gücü olmuştu. 2022 yılında da güçlü ihracat ve güçlü büyüme hedefiyle, ihracat büyümenin ana motoru olmaya devam edecektir.

Mal ve hizmet ticaretinde fazla veren ve katma değerli üretim ve ihracat yapan bir ülke olma hedefimize doğru emin adımlarla ilerlediğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum. Türkiye’nin büyümesinin, gelişmesinin, kalkınmasının ve zenginleşmesinin anahtarının ihracat olduğunun altının çizilmesi gerekiyor. Önümüzdeki dönemde de yatırım, üretim, istihdam ve ihracat alanlarında göstermiş olduğumuz kazanımları daha da ileriye taşıyarak ortaya çıkan refahın adil bir şekilde bölüşülmesi önceliklerimizdendir.

2022 yılı ihracatımızda OVP hedefinin de üzerinde Sayın Cumhurbaşkanımızın belirttiği 250 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmak için çalışacağız. Dış ticaret alanındaki hedefimiz ihracatın ithalatı karşılama oranını kalıcı bir şekilde yüksek seviyelere çıkartarak ülkemizin dış kaynak ihtiyacını azaltmaktır. Şüphesiz bu durum makroekonomik istikrarın kuvvetlendirilmesi açısından oldukça önemlidir.

Öte yandan, küresel tedarik zincirlerinde devam eden sorunlar, küresel emtia fiyatlarındaki yüksek seyir ve artan enflasyon sonrası genişleyici politikalarda sona gelinmiş olması ile toparlanmanın kısmen yavaşlaması ve küresel ve bölgesel ekonomik ve ticari aktiviteyi etkileyebilecek jeopolitik gelişmeler 2022 yılında küresel ekonomi ve küresel ticarette risk unsurları olarak öne çıkıyor.

Dünya siyaseti ve ekonomisindeki güç dengelerinin, rekabet koşullarının sürekli değiştiği, küreselleşmenin ve dijitalleşmenin olağanüstü boyutlara ulaştığı bir dönemde önümüze çıkan fırsatları çok iyi değerlendiriyor ve değişimlere karşı ön hazırlığımızı çok özenli ve dikkatli bir şekilde tüm paydaşlarımızla istişarelerde bulunarak yapıyor, adımlarımızı çok güçlü bir şekilde atıyoruz. 2021 yılında OVP Hedeflerinden çok daha iyi performans sağlayan ekonomimiz 2022 yılında da aynı başarıyı sürdürecektir.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye’nin gücünü dünyaya taşımak adına Ticaret Bakanlığımızın Koordinasyonunda İş Konseyleri ile birlikte önemli ticari diplomasi faaliyetlerine imza atıyor. Bu bağlamda DEİK’in etkinliklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye, 2021 yılında %32’lik artışla 225 milyar dolarlık bir ihracata imza attı. Son dönemde DEİK tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin, bu rakamlar bağlamında çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Özel sektörün ticari diplomasideki şemsiye kuruluşu olarak DEİK bugüne kadar, Türk iş insanına Kuzey Afrika’dan Türk Cumhuriyetlerine, Balkanlardan Sahra altı Afrika’ya, Doğu Avrupa’dan Güney Asya’ya, pek çok kapının ardına kadar açılmasında anahtar olmuştur.

Pandemi ve ticaret savaşları gibi dışsal olgular neticesinde giderek kaygan hale gelen bir zeminde İş Konseyi Başkanlarımız ve DEİK üyelerimiz faaliyetlerini güçlü bir biçimde sürdürmeyi başarıyorlar. DEİK hem sektörel hem de ülke bazında 2021 yılını dolu dolu geçirdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde benim de katılım sağladığım 21-22 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen Türkiye-Afrika III. Ekonomi ve İş Forumu, DEİK ve Bakanlığımız iş birliğinde gerçekleştirildi. Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumunun hemen ardından, 11 Kasım 2021 tarihinde DEİK organizasyonunda düzenlenen Türkiye-Türk Cumhuriyetleri Ekonomi ve Ticaret Konferansı; ikili ticaret, yatırımlar, lojistik ve altyapı gibi hususların, iş insanlarımız ve Türk Cumhuriyetlerinin iş çevreleri arasında görüşülmesine önemli bir imkân tanıdı. Bu kapsamlı iş forumlarının yanı sıra DEİK tarafından 2021 yılında, Azerbaycan, Angola, Kosova, Gürcistan, BAE, Nijerya, Moldova, Tacikistan, Kırgızistan ve Özbekistan iş çevreleri ile düzenlenen iş forumları da Türkiye için siyasi ve ekonomik bağlamda iş ilişkilerimizin güçlü kalabilmesi bakımından önemli etkinlikler oldu

Küresel değer zincirlerindeki gücümüz, DEİK’in dünyanın dört bir yanında başarıyla düzenlediği İş Konseyleri sayesinde sağlamlaşmakta ve artmaktadır. DEİK’in, konvansiyonel faaliyetlerinin yanı sıra, değişen global ticari ve ekonomik ilişkiler düzleminde, inovatif faaliyetlere ağırlık vermesinden ayrıca memnuniyet duyuyorum. Bu anlamda 2021 yılında DEİK’in, yeşil ekonomiye, yenilenebilir enerjiye, start-up faaliyetlerine, e-ticarete, AB’nin yeşil mutabakat vizyonuna yönelik; Finlandiya, Birleşik Krallık, Çin, Yeni Zelanda ve daha birçok ülkenin ilgili iş çevreleri ve özel sektör kuruluşları ile yaptığı çalışmalar, Türk iş çevrelerinin küresel ekonomideki dönüşüme hazır olması yönünden oldukça kıymetlidir.

Ülkemizi, değişen ekonomik ve ticari düzene adapte etmeyi amaçlayan politikaları ancak kamu ve özel sektörün el ele vermesi ile en etkin biçimde hayata geçireceğimize olan inancımızla, DEİK ile tesis etmiş olduğumuz iş birliğinin güçlenerek sürmesi, ülkemiz rekabetçiliğinin korunması ve ileri taşınmasında kilit öneme sahiptir.

Eklemek istedikleriniz?

Sanayicimiz, üreticimiz, ihracatçımız, girişimcilerimiz arasındaki ilişkinin güçlü olması büyümenin sürdürülebilir olmasını sağlayan en önemli bileşenlerdendir. DEİK’in, bu ilişki kümesinin birleşimlerinden biri olarak, bugün elde ettiğimiz ihracat başarısında katkısı çok büyüktür. Küresel ticarette var olan konumumuzu daha da güçlendirmek ve dış ticaret fazlası veren Türkiye ortak hedefine yönelen çalışmalarımızla başarılarımızın ilerleyen dönemde de katlanarak artacağına inanıyorum. DEİK çatısı altında ülkemizin büyümesi ve kalkınması için birbirinden farklı dinamikleri olan farklı coğrafyalardaki ülkelerde çalışmalar yapan, elini taşın altına koyan herkese teşekkür ediyorum. Ne mutlu bize ki birlik ve bütünlük içerisinde sağladığımız sinerjinin yarattığı etkiyle çalışma ve çabalarımızın karşılığını alıyoruz ve almaya da devam edeceğiz.