Yeni bir kanun ve altı ay sonrasında yayımlanacak ikincil düzenlemeler ile birlikte Türkiye’de kripto varlıklara dair yatırımlar hızla artmaya başlayacak

Dünya, ‘büyük patlama’ sonrası gibi olmasa da 2008 yılındaki finansal krizin toz bulutu altındaydı. O dönemde, bir tepki olarak doğan Bitcoin ile 2009 yılı başında blokzinciri ve kripto paraların hikayesi başladı. Sonraki yıllarda, Ethereum isimli yeni bir blokzinciri ile akıllı sözleşmeler ve farklı ihtiyaçlara göre programlanabilen kripto varlıklar hayatımıza girdi. Türkiye, stratejik coğrafi konumu, yüksek kripto varlık kullanım oranı, ileri düzeydeki dijital bankacılık altyapısı ve genç nüfusu ile bugün değeri 2 trilyon doları geçen global kripto varlık piyasasından pay alacaktı.

Bu adımda elbette önemli olan güven ve belirlilik için ilk koşul ise; yasal düzenlemelerin yapılması. 2023 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce bu konuda kanun çalışmaları gündemi bir süre meşgul etse de süreç seçim sonrasına ertelendi. O dönemde Avrupa Birliği’nde (AB) kripto varlıklar için şu ana kadarki en önemli yasal düzenleme olarak kabul edilen Kripto Varlık Piyasaları Tüzüğü (Markets in Crypto-Assets Regulation, MiCA) hazırlandı. Türkiye ise 2023 yılından itibaren, kripto varlıklar alanındaki yasal düzenleme çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.

Bu çalışmalar sonucunda 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda (SerPK) değişiklik yapacak bir kanun teklifi (Teklif) hazırlandı. Bu alanda İngiltere’deki kanun tekliflerini ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde Dubai’nin devam eden yasal düzenlemelerini de düşünürsek, Teklif’in Türkiye’de yasalaşması ile birlikte, kripto varlık piyasası İngiltere’den başlayarak Avrupa Birliği, Türkiye ve Orta Doğu’yu kapsayan büyük bir ekonomik bölgede yatırımcılar için önemli bir netliğe kavuşmuş olacak. Türkiye’nin AB müktesebatına uyum çalışmaları ve ayrıca yasal düzenlemelerdeki yaklaşım yakınlığı sebebiyle, AB düzenlemelerini model olarak alıp iç hukukuna uyarladığını düşünürsek, MiCA’nın Türkiye’deki yasal düzenlemeler açısından da önemli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu sebeple, MiCA ile Teklif’in düzenlediği ana konulara dair tabloyu yazının sonunda görebilirsiniz. Teklif’teki hükümler kanunlaşmadan önce değişebileceğinden, Teklif üzerinden hukuki analizlere girişmeden, Türkiye’nin ilk reflekslerini ve yaklaşımını yorumlamak daha doğru olur diye düşünüyorum. Dünyada kripto varlıklar alanındaki yasal düzenlemelerde bugüne kadar üç yaklaşıma şahit olduk:

1. Kripto varlıklara özgü bir yasal düzenleme yapılması ve mevcut düzenleyici kurumlardan birinin yetkili kurum olarak belirlenmesi

2. Mevcut kanunlara kripto varlıklara dair hükümler konulması ve mevcut düzenleyici kurumlardan birinin yetkili kurum olarak belirlenmesi

3. Kripto varlıklara özgü bir yasal düzenleme yapılması ve kripto varlıklara özgü yeni bir düzenleyici kurum oluşturulması.

Türkiye, Teklif ile birlikte ikinci formülü benimsediğini ortaya koydu. MiCA, kripto varlıklara özgü konuları topluca düzenlerken, Türkiye SerPK’na eklenecek hükümlerle bazı konulara dair çerçeve hükümleri belirlemeyi ve MiCA’da düzenlenen birçok detayı yetkili kurum olarak belirlenen SPK’nın ikincil düzenlemelerine bırakmayı tercih etti.

Teklif’in oluşmasındaki temel etken olarak Türkiye’nin global kripto varlık piyasasından pay alma hedefini belirtmiştim. Diğer etken için ise Türkiye’nin Gri Liste’ye düşmüş olması ve bu listeden çıkması için kripto varlıklara dair yasal düzenlemenin de son gerekli aksiyon olmasını söyleyebiliriz.

Teklif’e ilk bakışta, ikinci etkenin daha baskın olduğunu görüyoruz. Teklif’te kripto varlık hizmet sağlayıcıları için sermaye piyasasındaki aracı kurumlardan daha çok bankacılık seviyesinde kriterler getirilmesinde de hem bu etkenin izini hem de yüksek kriterler sayesinde tabiri caizse önce bir mıntıka temizliği yapılması niyetini görüyoruz. Bu kriterler elbette yatırımcıların güven sağlaması için olumlu olacaktır ancak burada anahtar kelime yine “denge”.

Teklif’in kanunlaşma sürecinde bazı hükümlerin revize edilmesini bekleyebiliriz. Her durumda, yeni bir kanun ve altı ay sonrasında yayımlanacak ikincil düzenlemeler ile birlikte Türkiye’de kripto varlıklara dair yatırımların hızla artmaya başladığını göreceğimizi düşünüyorum.