Küresel İhracatta Değişen Trendler ve Türkiye’nin Konumu
E-Ticaret ve e-ihracat, teknolojik gelişmeler ve değişen tüketici alışkanlıkları ile dönüşüm geçiriyor. Yapay zekâ, mobil uyumluluk, sürdürülebilirlik ve güçlü lojistik ağları sektöre yön veriyor. Türkiye, üretim gücü, stratejik konumu ve kültürel etkisiyle e-ihracatta önemli bir oyuncu haline geliyor. Trendyol olarak teknoloji, lojistik ve Ar-Ge yatırımlarımızla satıcılarımızı uluslararası pazarlara açıyor, sürdürülebilir büyüme hedeflerimize katkı sağlıyoruz
Son 10 yılda e-ticaret ve e-ihracat alanlarında önemli dönüşümler yaşandı. Bu dönüşümlerin temelinde teknolojik gelişmeler ve tüketici davranışlarındaki değişimler yatıyor. Özellikle pandemi süreci, çevrimiçi alışveriş ve sınır ötesi ticaretin hızlanmasına öncülük etti. 2024 yılında dünya genelinde e-ticaret üzerinden elde edilen gelirler yaklaşık 4,1 trilyon dolara ulaştı.
YAPAY ZEKÂ İLE YENİ NESİL ALIŞVERIŞ DENEYİMİ
Hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler özelinde şu an yapay zekâ başrolde yer alıyor. E-Ticarette kullanım alanına baktığımızda yapay zekâ destekli kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimleri, müşteri sadakatini artırmak için önemli bir araç haline geliyor. 7/24 hizmet verebilen chatbotlar sadece müşteri taleplerini sonuçlandırmakla ve soruları yanıtlamakla kalmıyor. Satış süreçlerini yönlendiriyor, lojistik takibini kolaylaştırıyor. Bunun yanı sıra online platformlar, mobil uygulamalar ve sosyal medya entegrasyonu müşteri deneyimini zenginleştiriyor. Markalar mobil uyumluluğa odaklanarak ve sosyal medya platformlarında güçlü pazarlama stratejileri izleyerek müşterilere ulaşmanın yeni yollarını keşfediyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE ÇEVRE DOSTU E-İHRACAT
Sürdürülebilirlik ve çevre dostu alışveriş anlayışı da e-ihracatın önemli trendlerinden biri olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla, sürdürülebilir sosyal sorumluluk projeleri ile çevre dostu teslimat seçeneklerinin önümüzdeki dönemde daha popüler hale geleceğini söyleyebiliriz.
TRENDYOL’UN E-İHRACATTAKİ GÜCÜ
Trendyol olarak biz de teknoloji, lojistik ve Ar-Ge alanlarında yatırımlar yaparak yenilikçi çözümler geliştirmek için çalışıyoruz. Mikro ihracatı kolaylaştıran süreçlerimiz, dil bariyerlerini ortadan kaldırarak satıcılarımızın içeriklerini Türkçeden farklı yabancı dillere tek tıkla çevirebilmesine olanak sağlayan yerli dil modelimiz LLM, Trendyol Akademi ile satıcılara özel hazırlanmış eğitimlerimiz sunduğumuz çözümlerden bazıları. 2 bin kişiyi aşan teknoloji ekibimizle, satıcılarımızın uluslararası pazarlara entegrasyonunu kesintisiz destekliyoruz. Satıcı paneli üzerinden online mağaza yönetimi, “Canlı Performansım” takibi ve otomatik kampanya yönetimi gibi araçlarımızla satıcılarımızın performansını optimize etmelerine yardımcı oluyoruz.
Bu sayede Azerbaycan, Körfez Bölgesi ve Doğu-Merkez Avrupa’daki 120 binden fazla e-ihracat yapan iş ortağımızın desteğiyle, Kasım ayında 10 ayrı ülkede en çok indirilen alışveriş uygulaması olmayı başardık. Hedefimizi 2028’de 20 milyon, 2033’te 25 milyon aktif müşteriye ulaşmak olarak belirledik. Ayrıca Türkiye, Romanya, Polonya, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki depolarımız ve 25’ten fazla uluslararası taşıma iş ortağımızla, ürünleri 34 ülkedeki 7 milyondan fazla müşteriye ulaştırıyor, lojistik alanında da önemli destek sunuyoruz. Güçlü lojistik ağımız ile 2025 yılında uluslararası müşterilerimize 100 milyon teslimat yapmayı hedefliyoruz.
TRENDYOL’UN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VİZYONU
“Dünya” ve “İnsan” ana başlıkları altında kurduğumuz çalışma grupları aracılığıyla ise sürdürülebilirlik hedeflerimize odaklanıyoruz. 10 adımdan oluşan kapsamlı bir “Trendyol Sürdürülebilir Etki Planı” stratejisi ve yol haritası geliştirdik. Odak çalışma gruplarımızda, taşımacılıkta rota optimizasyonu, paketlemede geri dönüştürülebilir malzeme kullanımı, dijital fatura ve irsaliye uygulamaları, atık ayırma tesisleri, atıkların biyogaz üretim tesislerine ulaştırılması gibi çevresel etkileri azaltmaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye özelinde sahip olduğumuz potansiyele gelecek olursak: Bildiğiniz üzere sektörümüzde en büyük dönüşüm tedarik zincirinde yaşanıyor. İşletmelere önemli fırsatlar sunan pazar yeri modelleri gelişirken, üreticilerin doğrudan e-ticaret ekosistemine dahil olduğu tedarik zinciri modelleri ön plana çıkıyor.
Bu dönüşüm sürecinde üretim ve lojistik anlamında belli avantajlara sahip; üretim gücü, markaları ve kaliteli ürünleri ile Türkiye’nin e-ihracatta önemli bir gelişim alanına sahip olduğunu düşünüyoruz. Lojistik olarak entegre olduğumuz çok geniş bir coğrafyayla komşuluk ilişkilerimiz var. Bu coğrafyanın da en gelişmiş üretim kapasitesine sahip ülkesi Türkiye konumunda. 4 saatlik uçuş mesafesinde, 4,2 trilyon dolarlık perakende pazarına ve 500 milyonluk nüfusa erişim imkânımız mevcut. Türkiye hem kaliteli üretim yapan markalara hem de güçlü tedarikçilere sahip bir ülke.
Bu durum ihracatçılarımızın önünde büyük fırsatlar sunuyor. Özellikle tekstil gibi alanlarda rekabetçi fiyatlarla kaliteli üretim yaparak, dünyada örnek gösteriliyoruz. Hazır giyim ihracatında Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü sırada olmamız bunun önemli göstergelerinden biri. Üretimdeki gücümüzün yanı sıra, 548 bin e-ticarete kayıtlı satıcımızla, bu alandaki potansiyelimiz de her geçen gün artıyor.
POPÜLER KÜLTÜRÜN GÜCÜ
Stratejik ve üretim avantajlarının yanı sıra kültürel anlamda da önemli bir etkimiz söz konusu. ABD’den sonra dünyanın en çok dizi ihracatı yapan ülkesi konumunda bulunuyoruz. Popüler kültür figürlerimiz, milyonu aşan takipçiye sahip influencerlarımız Türkiye menşeli ürünlere ve markalara olan ilgiyi de artırıyor. Trendyol olarak biz de influencer marketing yolculuğumuzun yedinci yılında toplamda 70 bin influencer’ın ve yüz binlerce satıcının aktif olarak yer aldığı büyük bir ekosistem haline gelmiş durumundayız.
TÜRKIYE’NİN KÜRESEL E-İHRACATTAKİ ROLÜ
“Made in Türkiye” etiketli ürünleri dünya pazarlarında milyonlarca müşteriyle buluşturan bir platform olarak Türkiye’nin e-ihracat şampiyonu olmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı’nın 2030 yılına kadar e-ihracatın toplam ihracat içindeki payını yüzde 10’a çıkarma hedefini paylaşıyor, bu hedefe ulaşmak için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek üzere çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde de Türkiye’de doğmuş, Türkiye’de büyümüş gücünü de Türk markaları ve satıcılarından alan bir şirket olarak Türkiye’nin küresel ihracattaki payını artırmak için hep birlikte çalışmaya, e-ihracat yoluyla ülkemizin sınır ötesi ticaretteki potansiyelini açığa çıkarmaya ve ülkemizin sürdürülebilir büyümesine katkı sunmaya devam edeceğiz.