Tüm eğitim kademelerinde ve derslerde; küresel vatandaşın özelliklerini içselleştirebilen çocuklar yetiştirmek önemlidir.

Son yıllarda küresel vatandaşlık eğitimi, oldukça önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle dünya genelinde siyasi-ekonomik sorunlara bağlı olarak yaşanan göç olayları, bunun sonucunda ülke sınırlarının her an değişmesi, bölgelerde yaşayan çeşitli ulusların varlığı ve ülke yapılarındaki çokkültürlülük; küresel vatandaşlık eğitimini gerekli kılan birincil etkenler olarak gösterilebilir. Küresel vatandaşlığın en temel amacı ise çatışmalardan kaçınarak sorunların barış içinde çözümüne ve ortak kültürün oluşturulmasına zemin hazırlamaktır.

Küresel Vatandaş Nedir? Hangi Becerilere Sahip Olması Gerekir?

Birçok kaynağın da altını çizdiği gibi küresel vatandaş; dünyanın çeşitliliği ve bu noktadaki rolünün farkında olan, çeşitliliğe değer veren/saygı duyan, dünyanın işleyişi hakkında bir anlayışı olan, sosyal adalete sıkı sıkıya bağlı, yerelden küresele kadar ortak çalışmalara katılan, dünyayı daha adil ve sürdürülebilir bir yer hâline getirebilmek için başkalarıyla birlikte çalışan ve eylemlerinin sorumluluğunu üstlenen kişiler olarak tanımlanabilir.

Bireylerin, kendileri ve aileleri de dâhil olmak üzere en iyi fiziksel ve zihinsel sağlığı nasıl sağlayabilecekleri konusunda bir anlayışı benimsemeleri, sağlıklı yaşam biçimine nasıl katkıda bulunulabileceği konusunda bilgi sahibi olmaları, kişiler ve gruplar arasında toplumsal cinsiyet eşitliğini önemsemeleri ve toplum-kültür ile ilgili temel kavramların farkında olmaları da aynı derecede önemlidir. Yine kimi uzmanlara göre de farklı ortamlarda yapıcı bir şekilde iletişim kurma, hoşgörü gösterme, farklı bakış açılarını ifade etme-anlama, güven yaratma, müzakere etme ve empati kurma becerilerinin yanı sıra; demokrasi, insan hakları, adalet, eşitlik, girişimcilik ve rekabet gibi kavramlara açık olma, kamusal alanda başkalarıyla etkili bir şekilde etkileşim kurma, yerel ve daha geniş toplumu etkileyen sorunları çözme konusunda dayanışma ve ilgi gösterme yeteneği de küresel vatandaşın sahip olması gereken beceriler arasındadır.

Uluslararası Kuruluşlar, Küresel Vatandaşlığa Önem Veriyor

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünden (UNESCO) Birleşmiş Milletlere (BM) kadar birçok uluslararası kurum ve sivil toplum kuruluşunun kültürlere saygılı ve dünya sorunlarına duyarlı bireylerin yetiştirilmesine verdiği öneme istinaden küresel vatandaş yetiştirmeye ilişkin eğitim uygulamaları geliştirilmektedir. Bu eğitimlerin temel amacı; bireylerin yaşadıkları toplumun özelliklerini kavramalarını, uluslararası düzeyde yaşanan dünya sorunlarına ilişkin bakış açıları geliştirmelerini, bu sorunlara ilişkin çözüm üretmelerini ve kamu yaşamına etkin katılımlarını sağlamaktır.

Küresel Vatandaşlık Eğitimi, Uygulama Ağırlıklı Olmalı

Küresel vatandaşlık, insan hakları ve demokrasi ile çocuk hakları eğitimi gibi kavramlar birbiriyle yakın ilişkilidir. Üstelik bu eğitimlerin içerikleri, çoğu zaman örtüşmektedir. Ülkemizde küresel vatandaşlık eğitimi, okul öncesi öğretim döneminden başlayarak aşamalı olarak gerek örtük gerekse de eğitim-öğretim programları yoluyla verilmektedir. İlkokul düzeyinde daha çok hayat bilgisi ve sosyal bilgiler dersleri yoluyla ortaokul düzeyinde ise vatandaşlık dersi özelinde teorik bilgi aktarımı yapılmaktadır. Ancak küresel vatandaşlık ve ilgili kavramların teorik olarak öğretilmesinden çok uygulama ağırlıklı olması; yani çocukların küresel vatandaşın gerektirdiği bilgi ve becerileri sınıf ve okul ortamında yaşayarak deneyimlemesi önemlidir. Bu bağlamda tüm eğitim kademelerinde ve derslerde küresel vatandaşın özelliklerini içselleştirebilen çocuklar yetiştirmek önemlidir.

Geleceğin Küresel Vatandaşları İçin Bunlara Dikkat

Çocuklara kendi yetenekleri ölçüsünde sorumlulukların verilmesi, rekabetçi eğitim ortamından olabildiğince uzaklaşılması, günlük etkinliklerinde seçme hakkının tanınması, sınıf kurallarının beraberce oluşturulması, farklılıklara ve gelişimsel özelliklere uygun planlamaların yapılması, öğretimin yanı sıra eğitime ve bireysel gelişime odaklanılması, çeşitliliklere saygının öğretilmesi, eleştirel düşünme becerilerinin desteklenmesi ve bu bağlamda örnek uygulamalar yapılması, aile, cinsiyet, etnisite ve dini inanış farklılıklarına vurgu yapılması, çeşitliliğin kabulü ve uzlaşı ortamının sağlanması gibi etkenler büyük önem taşımaktadır. Son olarak çocukların ilk öğrenme ortamları olan ailelerin de bu konuya mutlaka dâhil edilmesi, yani okul-aile iş birliğinin sağlanması gerektiği de unutulmamalıdır.

İstanbul Kültür Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Sevcan Yağan