Müslüman dostu ekonomi, Avrupa’da büyümekte olan bir ticari fırsat alanı

Dünyamız son yıllarda köklü değişimlerden geliyor. Ticaret bağlamında üretim stratejileri değişiyor ve bunun sonucunda önemli miktarda üretim, tüketici pazarlarına yakınlaşıyor. Dolayısıyla uzun lojistik zincirlerin de dezavantajlı yönlerinden kaçınılmış oluyor. Talep açısından bakıldığında; yükselen piyasalarda büyümekte olan orta sınıf, küresel ticaret akışlarını yeniden tanımlayarak küresel tüketim ve inovasyona yön veriyor. Bu esnada, küresel vatandaşlar tüketim kalıplarına yeniden şekil vererek kendi kimlikleri konusunda daha iddialı hale geliyor. Söz konusu kentlerde yaşayan küresel orta sınıf, tükettiği ürünlerin uyarlanması ve karmaşıklığı açısından gitgide daha talepkar bir konum alıyor. Bunların yanı sıra ilişkisel bir perspektiften bakıldığında dijital teknolojiler; nasıl iletişim kurduğumuzu, nasıl etkileşimde bulunduğumuzu ve ilişkiler kurduğumuzu, nasıl tükettiğimizi ve ürettiğimizi yeniden tanımlayan bütüncül bir faktör haline gelmiş durumda.

Tüm bu küresel faktörler ve eğilimler, kaçınılmaz şekilde genç Müslüman nüfusu da etkiledi. Genç, kentlerde yaşayan, kozmopolit ve dijitale aşina Müslüman nüfustaki büyümekte olan segment, bu değişiklikler kapsamında giderek daha aktif bir akt.r haline geliyor. Avrupa’da, Müslüman nüfus 2016 yılında 25 milyon vatandaşı temsil ederken 2050 yılına kadar bu miktarın yaklaşık 33,5 milyona ulaşması bekleniyor. Önemli miktarda bir Müslüman nüfusun yaşadığı Londra, Paris, Marsilya, Barselona, Kopenhag, Brüksel veya Berlin şehirlerinde helal mal ve hizmetlere yönelik sürekli artan bir talep mevcut. özellikle tüketici ve girişimcilerin katma değeri artan bir segmentini temsil eden Müslüman Y Kuşağı (Muslim Millenials), gösterişsiz tesettür modası, helal yiyecek ve içecek, helal kozmetik ve benzeri alanlarda farklı seçenekler ve ürün gamları arayışında. Yalnızca İslami inançlarıyla değil, modern yaşamla da uyumlu ürün ve hizmetler arıyorlar.Özellikle içinden geçmekte olduğumuz kriz bağlamında bu kesimin toplam tüketim potansiyeli çok büyük. Bunların neticesinde, markalar tekliflerini bu tercihlere uyarladıkları takdirde bu kitle söz konusu markalara sadık olmaya da hazır vaziyetteler.

Avrupa pazarları ve şirketleri arasında İslam ekonomisinin büyümekte olan bir normalleşme sürecine tanık oluyoruz. Gittik.e daha fazla festival, sergi, özel etkinlik ve dergi bu tüketici segmentine hitap ederek verimli bir ticari olanaklar döngüsü yaratıyor.

Kaynaklardan yola çıkıldığında, Avrupa’da Müslüman dostu ekonominin 50 milyar ile 100 milyar Euro arasında bir rakamı temsil ettiği görülüyor. Moda, gastronomi, yeme-içme veya eğlence gibi sektörlerde de net ve istikrarlı bir büyüme göze çarpıyor. Artan söz konusu talebin, Avrupa içerisinde ve Türkiye gibi komşu ülkelerde geliştirilen ürünlerin arz ve kalitesini garanti edebilecek nitelikte sofistike ürünler ile karşılanması bekleniyor.

TÜRKİYE

Türkiye, Avrupa’daki Müslüman dostu ekonomi üzerinde .nemli bir potansiyel etkiye sahip olan ve çoğunluğu Müslüman bir ülkedir. Ayrıca Avrupa, yalnızca coğrafi yakınlığı nedeniyle değil; ekonomik, tarihi, kültürel ve siyasi bağlantıları sebebiyle de Türkiye’nin en önde gelen ticaret ortaklarından birisidir. Çoğunluğu Müslüman bir ülke olarak Türkiye’nin Helal ticareti teşvik etme çabaları, Avrupa’daki Müslümanların tüketimini şüphesiz etkileyecektir.

TÜRKIYE-AB (28) TICARET – MILYON EURO CINSINDEN 1

COVID-19’un 2020 yılında ekonomi üzerindeki ciddi etkisi nedeniyle bu analize 2019’a kadar olan eğilimleri dahil ediyoruz. Dolayısıyla 2016-2019 yılları dahilinde AB ile Türkiye arasındaki ticaret, Türkiye’ye ait toplam ihracatın yüzde 50’sinden fazlasının ve toplam ithalatın yüzde 40’ının varış noktasının AB olduğunu göstermektedir.

Helal eğilimler ve ekonomi bağlamında 2018 yılında küresel İslam ekonomisi 2,2 trilyon dolar değere ulaştı. Helal ekonominin en önemli bileşeni olan küresel helal gıda sektörünün farklı kaynaklara göre 2024 yılına gelindiğinde 1,38 trilyon dolar değerinde olması bekleniyor. Bunun yanı sıra Avrupa’da, Helal gıda pazarının büyüklüğünün 2024 yılına gelindiğinde yıllık yüzde 4 büyüme oranı ile yaklaşık 120 milyon dolar değere ulaşması bekleniyor. Bu rakamlar Helal yiyecek ve içecek sektörünün hem küresel düzeyde hem de AB düzeyinde sahip olduğu büyük potansiyeli göstermektedir.

Öte yandan COVID-19, iş yaklaşımlarında, günlük alışkanlıklarda ve tüketim modellerinde derin bir değişikliğe sebep oldu. Bu kapsamda Avrupa’nın en büyük üç gıda fuarı Almanya Köln’de Anuga,İspanya Barcelona’da Alimentaria ve Fransa Paris’te ise Sial mevcut durum nedeniyle 2021 yılı sonu ile 2022 yılı başına ertelendi.

Avrupa’daki söz konusu dinamikler, Avrupa’nın en önemli ticaret ortaklarından biri olan Türkiye’yi de etkiledi. Türkiye’deki şirketler aktif olarak tüm Avrupa’da düzenlenen iş etkinliklerine, sergilere ve B2B toplantılara katılım göstermekte. Çelişkili olsa da, COVID-19 ekonomi ve iş açısından yeni ticari fırsatları beraberinde getirdi. Sergilerin yanı sıra çevrimiçi platformlar; satıcılar ve tüketiciler için muhteşem olanaklar olarak yüzeye çıktı. Müslüman dostu tüketim bağlamında ise Türk şirketleri çeşitli özel çevrimiçi platformların büyümesinden yararlanabilir durumda. Söz konusu çevrimiçi platformlardan birisi, küresel ve yerel tedarik.iler ile perakendecilerin bir araya geldiği Halal Trade Zone’dur (Helal Ticaret Bölgesi). Bu platform yalnızca ticaret ile ilgili değildir, aynı zamanda bilgi kaynağı olarak kullanılır ve haberler yayınlar; bu yönüyle de bir tür sosyal medya işlevi görür. Bir diğer önemli çevrimiçi kaynak ise helal restoranlar ve marketlerin yer aldığı, bölge ve ülkelere göre yerlerin listelendiği Zabihah’tır. DagangHalal ise ürün ve hizmetler içeren kapsamlı bir ticaret platformudur. Bir tür rehber, danışmanlık işlevi görür ve de teknik konular hakkında bilgi sunar. Son örneklerden birisi ise OneAgrix’tir. Sertifikasyon kuruluşları ile gıda katkı maddelerinden besin takviyelerine kadar geniş bir ürün yelpazesi ile tedarik.i ve alıcılara erişim imkanı sağlayan iddialı bir platformdur. Bir diğer çevrimiçi platform da Ummazing’dir. Müslüman yaşam tarzını da (moda, kozmetik vb.) i.erir. Ayrıca yemek, kültür, modave sosyal konular hakkında bir blog sayfası mevcuttur. Diğer platformlar ise İspanya’da Gourmandd (üreticiden doğrudan satın alım) ile Meatmeatand Trade, Birleşik Krallık’ta Gusto-Market Place ve Fransa’da Meatb2b’dir.

Tüm bu örnekler, dijital platformların Müslüman dostu tüketicilere ve üreticilere sunduğu olanakların artışına işaret etmektedir. Buna ek olarak; Tradewheel, Saladplate, Globsupplies, Liferando (klasik bir teslimat sitesi) gibi birtakım platformlarda Helal seçimlerin de aralarında bulunduğu genel seçenekler mevcuttur. Söz konusu platformlar, Türk markalarının ve ürünlerinin Müslüman tüketicilere tanıtımına y.nelik olanaklar sunmaktadır. Küreselleşme ve dijital iletişimin gelişmesi ile beraber sosyal medya yeni eğilimlerin belirleyicisi haline geldi. Bundan dolayı, farklı kaynaklar bu eğilime özellikle dikkat çekmektedir. Örneğin Feedspot, En İyi 15 Müslüman Yaşam Tarzı blogu adlı bir yazı yayımladı ve Qantara ise büyük kısmı Türk olan ilgili Müslüman blogcular hakkında yazdı. Başka bir örnek de karantina sırasında takipedilecek yaklaşık beş “Helal yemek tarifi blog yazarı” hakkında yazı yayımlayan FeedtheLion’dır. Özetle, yeni normalin .ok daha dijital olduğunu görüyoruz; dolayısıyla şirketler bu yeni ivmenin farkına varmalı ve söz konusu yeni ticari fırsata ise yeni stratejiler ile karşılık vermelidir.

“Çoğunluğu Müslüman bir ülke olarak Türkiye’nin Helal ticareti teşvik etme çabaları, Avrupa’daki Müslümanların tüketimini şüphesiz etkileyecektir.”

Arzu Yıldırım.  -Ticaret Uzmanı, Türkiye Cumhuriyeti, Ticaret Bakanlığı