Yurt dışı yatırımları, yerinde ve zamanında gerçekleştirildiğinde ülke ve kurumlar için ciddi fayda sağlamaktadır

Yatırım kararları, kurumsal bazda alınmaktadır. O yüzden bu tercihleri, ülke odaklı fayda/zarar ekseninde değerlendirmek çok doğru bir yaklaşım değildir. Bununla birlikte istisnai birkaç sektör haricindeki tüm şirketler, artık operasyonlarında küresel değer zincirlerini mutlaka dikkate almalıdır. Aksi takdirde kısa bir süre sonra rekabetçi kimliklerini kaybedebilirler. Bu noktada, belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra yurt dışı yatırım, kurumların ajandalarında önemli bir yere sahip olmalıdır. Öyle ki yurt dışı portföyünü doğru planlayamayan firmalar, yetkinliklerini korusalar dahi güncel pozisyonlarını rekabet avantajı daha yüksek olan başka ülke şirketlerine kaptırabilir.

Yurt dışı yatırım, iç pazarda belli bir olgunluğa ve doygunluğa ulaşmadan yapıldığında riskli olabilir

Küresel gündemi bulunan şirketlere sahip olmak, firmanın tüm yetkinliklerini de bu gündeme paralel biçimde evirmektedir. Bunun haricinde dış yatırım, kamusal bir yaklaşımla; iç kaynaklarla karşılanamayan ihtiyaçları, arz güvenliği kapsamında gidermek için önemli bir enstrüman olabilir. Öte yandan yurt dışında gerçekleştirilecek birleşme ve satın almalar, know-how transferini sağlamak adına etkili olabilmektedir. İç piyasadaki ihracat hedefleri, kaynak ve ham madde ihtiyacını arttırırken kaynaklara sınırlı erişim ise ara mal ithalatına yol açmaktadır. Mevcut üretim yetkinlikleri, yurt içi ürün çeşitliliğini ve ihracattaki katma değeri sınırlamaktadır. Sonuç olarak ihracat hacmindeki yükselme, her zaman değer artışına dönüştürülememektedir. Bu noktada yurt dışı doğrudan yatırımı, rekabetçilik ve inovasyon gelişimine olanak sağlayarak yapısal sorunların çözümüne de farklı bir bakış sunabilir. Tüm bunlarla birlikte yurt dışı yatırım, iç pazarda belli bir olgunluğa ve doygunluğa ulaşmadan yapıldığı takdirde riskli de olabilir.

TÜRKIYE’DE, YURT DIŞI YATIRIMI iÇiN DAHA HAZIR SEKTÖRLER

Bu bağlamda Türkiye’nin mevcut miktar olarak yatırım stoğu incelendiğinde taahhüt işlerinin yanı sıra giyim & gıda perakendesinin yanı sıra, tekstil, çelik, otomotiv yan sanayi, makine ve mobilya imalat operasyonlarının ilk sıralarda yer aldığını gözlemliyoruz. Son on yılda iç pazarda alt sektörleri ile birlikte büyüyen enerji sektörünün de yurt dışı operasyonlarını arttırdığını gözlemledik. Belirttiğim örneklerde iç pazardaki olgunluk seviyesinin önemini ortaya koymakta. Tüm bunlarla birlikte Türkiye, uzun dönemli sektör dinamiklerindense anlık fırsatları değerlendirme dürtüsünün ağır bastığı bir yatırımcı profiline sahiptir. Bu noktada yatırımcılar, amaçlarını doğru belirlemeli ve yatırım yapacakları ülke dinamiklerini derinlemesine incelemelidir. Anlık başarı sağlansa bile özellikle “frontier market” olarak tanımlanan ülkelerdeki politik durum değişiklikleri, harcanan tüm emeği bir anda boşa çıkarabilir. Bahsettiğim durumun örneklerine özellikle Afrika pazarlarında sıkça rastlayabilirsiniz.

DEİK olarak Türkiye’nin yurt dışı yatırımlarını arttırma yönündeki çalışmalarımız kapsamında her yıl Yurt Dışı Yatırım Endeksi’ni kamuoyu ile paylaşıyoruz

TÜRK ŞiRKETLERi iÇiN DÜNYADA BiRiNCi YATIRIM ADRESI: AVRUPA

Avrupa kıtası yatırım adresi ve kaynağı olarak her zaman ilk sırada yer almaktadır. Özellikle Doğu Avrupa, son yıllarda ciddi biçimde ön plana çıkmaya başladı. Bölge, imalat operasyonları için önemli miktarda Türk yatırımını kendisine çekmektedir. Aynı zamanda Hazar coğrafyası da Türk şirketlerinin üstlendiği taahhüt işleriyle derin bir tarihî birikime sahiptir. Türkiye, küresel ölçekte rekabetçi durumda kalabilmek için yurt dışı yatırımlarda yüksek hedefler koyup bunları gerçekleştirmelidir. Dış yatırımın makro göstergeler doğrultusunda büyümesi hâlinde Türkiye, 10 milyar doların üzerinde yıllık sermaye ihracı seviyelerine ulaşabilir. Ancak bu rakam, kesinlikle yeterli değildir. Orta ve uzun vadeli hedeflerimizin arasında yurt dışı yatırımların muhakkak bulunması gerekmektedir. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) olarak 2011 yılından beri bahsi geçen temaya eğilmekteyiz. Ancak bu durum gerçekleştirilirken devletin destek mekanizmalarının da iyi yönlendirilmesi zaruri bir ihtiyaçtır. Ülkemiz, birçok sektörde küresel ekonominin süper liginde oynayan şirket ve markalara sahip olmalıdır.

TÜRK YATIRIMCISININ BAKIŞ AÇISIYLA DEĞERLENDiRME YAPIYORUZ

DEİK olarak Türkiye’nin yurt dışı yatırımlarını arttırma yönünde çalışmalarımız kapsamında her yıl Yurt Dışı Yatırım Endeksi’ni kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bu kapsamda küresel ve yerel vizyonu entegre eden bir algoritma oluşturduk. Endeks dâhilinde, her yıl değişen politik ve ekonomik şartları göz önünde bulundurarak Türk yatırımcısının bakış açısıyla ülke değerlendirmesi yapıyoruz. Bu yılın endeksini Eylül ayında açıkladık. Üyelerimizi, rutin etkinlik ve projelerle; yatırım garantileri, tahkim, risk değerlendirme, yatırım finansmanı ve sektörel/bölgesel dış yatırım stratejileri gibi konularda bilgilendiriyoruz. Her sene yatırımcılarımızın güncel sorunlarına ve gündem maddelerine eğildiğimiz Yurt Dışı Yatırım Forumu’nun dördüncüsünü 19 Aralık’ta İstanbul’da gerçekleştireceğiz. Tüm yatırımcılarımızı da bu vesileyle etkinliğimize davet etmek isterim.

Yurt Dışı Yatırımlar İş Konseyi Başkanı Volkan Kara