Ticaret ve Yapay Zekâ Savaşları

Yapay zekâ teknolojisi, küresel ekonomik, sosyal ve jeopolitik dengeleri değiştirme potansiyeline sahip bir stratejik araç olarak ön plana çıkıyor. ABD ile Çin arasındaki teknoloji savaşı, diğer ülkelerin de katılımıyla yeni bir soğuk savaşın başlangıcını işaret ediyor. Türkiye ise dijital dönüşüm ve yapay zekâ alanında önemli adımlar atarak bu küresel rekabette yerini almak için hazırlıklarını sürdürüyor

Amerikan başkanı Donald Trump ikinci dönemine başlarken ticaret savaşlarının daha şiddetleneceğini bekliyorduk zira seçim sonrası yaptığı açıklamalarda bunun sinyalini vermişti. Göreve geldikten sonra da ilk olarak Kanada ve Meksika için % 25’lik ve Çin’e % 10’luk bir gümrük vergisi tarifesini yürürlüğe soktu. Her ne kadar sonrasında Kanada ve Meksika için uygulama 1 ay süre ile ertelense de 2025 yılı boyunca bu tür ticaret savaşlarının devam edeceğini öngörüyoruz. Küresel olarak ticaret savaşlarını konuştuğumuz bir dönemde Çin’in DeepSeek ile yapay zekâ sektörüne giriş yapması dikkatleri ticaret savaşlarından teknoloji savaşlarına çevirdi. DeepSeek’in piyasaya girmesiyle ABD teknoloji firmalarının hisseleri 1 trilyon dolara yakın değer kaybetti. Bunun en önemli sebebi Çin tarafından açıklanan yapay zekâ modülünün hem çok daha ucuza mal edilmesi hem de daha iyi performans göstermesi olarak gösterilebilir. ABD’deki teknoloji firmalarının, bu işe ciddi kaynak ayırarak yüksek maliyetlere katlanmalarının sorgulanmaya başlanmasının nedeni, daha ucuza ve daha iyi performans gösteren bir yapay zekâ teknolojisinin mevcut olmasıdır. Yapay zeka alanındaki bu gelişmeler başta ABD ve Çin arasında olmak üzere teknolojiye dayalı yeni bir küresel soğuk savaşın da ayak sesleri olarak değerlendirilebilir.

YAPAY ZEKÂ NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?

Yapay zekâyı sadece bir teknoloji inovasyonu olarak değerlendirmemek gerekir. Yapay zekâ teknolojisinde önde olan ülkelerin küresel güç olma yolunda önemli bir avantaj sağlaması beklenmektedir. Bu teknoloji sayesinde ciddi bir ekonomik büyüklük yaratılması beklenmektedir. Tahminleregöre 2030 yılına kadar yapay zekâ yatırımlarının 15 trilyon ABD Doları’nın üzerinde bir ekonomik büyüklük oluşturması beklenmektedir ki bu rakam Türkiye’nin ekonomik büyüklüğünün yaklaşık 15 katıdır. Yaratacağı ekonomik büyüklüğe ilave olarak küresel boyutta jeopolitik dengeleri değiştirmesi ve toplumsal dönüşüme de aracılık etmesi de beklenmektedir ki bu da yapay zekânın teknolojiden öte önemli bir stratejik araç olacağını göstermektedir.

YAPAY ZEKÂ SAVAŞLARINDA VERİ GÜVENLİĞİ VE REGÜLASYONLAR

Yapay zekânın küresel düzeyde ekonomik, sosyal ve jeopolitik dönüşümün önemli bir aracı haline gelmesi, getireceği fırsatların yanı sıra riskleri de beraberinde getirmiştir; bu da konunun regülasyon boyutunu gündeme getirmiştir. Özellikle kişisel veri güvenliği konusu ön plana çıkmakta olup bu riske dayanarak bazı ülkeler Çin’in yapay zekâ uygulamasının kullanımı yasaklama yoluna gitmiştir. İtalya 30 Ocak’ta uygulamayı yasaklayan ilk ülke olmuştur. Tayvan da benzer şekilde güvenlik endişelerini gerekçe göstererek devlet kurumlarında kullanımını yasaklamıştır. ABD’de ise genel bir yasaklama bulunmamasına rağmen Teksas eyaleti devlet kurumları tarafından verilen cihazlarda kullanımını yasaklamıştır. Ayrıca ABD donanmasında da DeepSeek kullanımı yasaklanmıştır. Ancak ABD son teknoloji çiplerin ve bunların üretiminde kullanılan ara maddelerin ihracatını yasaklayarak Çin ile rekabet etmeye çalışmaktadır. Bu yasaklamalar ilave olarak Belçika, Fransa, İrlanda ve Güney Kore de kullanıcıların kişisel verilerinin nasıl yönetildiği konusunda soruşturma başlatmayı planlamaktadır.

YENIİSOĞUK SAVAŞIN ÖNCÜSÜ

Yapay zekâ savaşı ilk etapta sadece ABD ile Çin arasında gibi görünse de, aslında çok boyutlu ve karmaşık bir güç dengesini yansıtmaktadır. ABD, teknolojiye yaptığı yatırımlarla bu alanda söz sahibi olmaya çalışırken, Çin bir yandan düşük maliyetle aynı performansı sağlayan yapay zekâ uygulamaları geliştiriyor, diğer yandan 1,4 milyar kişilik nüfusu sayesinde yapay zeka algoritmalarını destekleyecek devasa veri tabanlarını kolaylıkla oluşturabiliyor. Bu iki ülkeye ilave olarak Hindistan da uzun yıllar yatırım yaptığı yazılım sektöründeki iş gücü ile önümüzdeki dönemde önemli bir güç olarak ortaya çıkabilir. Avrupa Birliği şimdilik bu yarışın gerisinde kalmış gibi görünüyor. Ancak gerek konunun regülasyon tarafında verdiği önem ve gerekse planladıkları 200 milyar Euro’luk yatırım planı ile önümüzdeki dönemde söz sahibi olabilir. Özellikle Fransa bu konuda Avrupa’da liderliği eline almak istiyor. 10-11 Şubat tarihlerinde 60 ülkenin katılımıyla Fransa’nın başkentinde düzenlenen Yapay Zekâ Eylem Zirvesi bu anlamda Fransa için bir dönüm noktası olabilir.

SONUÇ OLARAK

Geldiğimiz noktada ABD ile Çin arasında olduğu düşünülen yapay zekâ savaşlarının diğer ülkelerin de katılımı ile teknolojiye dayalı yeni bir soğuk savaşın başlangıcı olacağı değerlendirilmektedir. Bir yandan ülkeler yapay zekâya yönelik yatırımlarını artırıp stratejilerini geliştirirken bir yandan da rakip ülkelerin stratejilerini engellemeye yönelik adımlar atmaktan geri durmayacaklardır. Soğuk Savaş boyunca, yapay zekânın getireceği fırsatlardan azami ölçüde faydalanmaya çalışılırken, aynı zamanda risklerini yönetmek de bu adımların önemli bir bileşeni olacaktır. Bu açıdan bakıldığında regülasyonlar da soğuk savaşın önemli bir bileşeni olacak gibi görünüyor.

Yapay zekâ savaşları ABD, Çin ve Avrupa Birliği arasındaymış gibi görünse de yakın zamanda tüm ülkelerin bu savaşın bir parçası olması kaçınılmazdır. O yüzden diğer ülkelerin de yeni dünya düzenine uyum sağlamaları için çalışmalara devam etmesi önemlidir. Ülkemizde de bu kapsamda çalışmalar hem kamu hem de özel sektör tarafında hızla ilerlemektedir. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından 2021-2025 yıllarını kapsayan Ulusal Yapay Zekâ Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın bu yıl içinde güncellenmesi önemli bir aşama olacaktır. DEİK bünyesinde 2022 yılında kurulan Dijital Teknolojiler İş Konseyi’nin gündeminde de yapay zekâ çalışmaları önemli bir yer edinmektedir. İş Konseyi’nin temel amacı dijital teknolojiler ekosistemimizin globalleşmesidir. Yapay zeka kapsamındaki çalışmalar da bu kapsamda Türk özel sektörünün önemli bir faaliyet alanı olacaktır.

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Start typing and press Enter to search