Çin, niceliksel büyümeden kalite gelişimine yöneldikçe Çinli firmalar yeni sektörlere yatırımlarını arttırıyor

Çin; son yıllarda tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu ve durmaksızın gelişimini sürdüren bir pazar. Ülkemizde de bu coğrafyaya yönelik ilginin her geçen gün daha fazla arttığını gözlemliyoruz. Ata Grubu olarak bizim Çin’deki varlığımız, 2012 yılında Burger King’in bu coğrafyadaki operasyonlarını üstlenmemizle başladı. Grup şirketlerimizden TAB Gıda Yatırımları (TFI) üzerinden 100 milyon dolarla başladığımız yatırımlarımız, 2018 yıl sonu itibarıyla 300 milyon doların üzerinde bir seviyeye ulaştı. Ülkede bugün 20 binin üzerinde çalışanımız bulunuyor. Burger King ile başladığımız yatırımlarımızın yanı sıra grubumuzun teknoloji alanındaki yapısı olan Ata Teknoloji Platformları da (ATP) Çin’de çeşitli çalışmalar yürütüyor. Bununla birlikte kaplamalı patates işleme ve saklama operasyonlarını yürüten grup şirketimiz AtaKey, hâlihazırda ayda bin 250 metrik ton ürünü Çin’e ihraç ediyor. 2012 yılında Burger King’in ülkede 64 restoranı bulunuyordu. Bugün geldiğimiz noktada binden fazla restorana ulaştık ve daha gidecek çok yolumuz var.

2012’ye dönecek olursak Çin’e yatırım yapmak bizim için oldukça cesur bir karardı. Çin’de ilk olarak tüketicinin tercihlerini stratejimizin merkezine aldık. Bunun için öncelikle Çin’deki hedef kitlemizi ve tüketicilerimizi tanımamız gerekiyordu. Çin’in tanımını en başında doğru yapmamız lazımdı. Çin için sadece bir ülke deyip geçmek çok doğru olmayacaktır. Çin; kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına kadar büyük farklıklar barındıran bir kıta coğrafyası gibi tanımlanabilir.

Öte yandan tüm dünyada olduğu gibi Çin’de de çok hızlı bir dijitalleşme ve buna bağlı olarak hızlı bir dönüşüm süreci yaşandığını görüyoruz. Hızlı servis restoran operatörü olarak bizim bu değişim karşısında kayıtsız kalmamız mümkün değildi. Bu nedenle özellikle son iki-üç yıldır bu alana yatırımlarımızı arttırdık. Çin’de faaliyetlerimize başladığımızda satışlarımızın yaklaşık yüzde 80’lik bir bölümünü nakit ödeme yöntemiyle yapıyorduk. Bugün geldiğimiz noktada ise satışlarımızın yüzde 80’den fazlasını dijital ödeme kanallarından alıyoruz. Özellikle Ali Pay ve WeChat Pay buradaki en büyük payı oluşturuyor. Bu iki şirket, Çin’deki mobil ödemelerde yüzde 90’ın üzerinde pazar payına sahip bulunuyor.

Son yıllarda Çin; ekonomik büyüme modelinde, niceliksel büyümeden kalite gelişimine yöneldikçe Çinli firmalar yeni sektörlere yatırımlarını arttırıyor. Bu yeni sektörlerin başlıcaları olarak yüksek teknoloji, gıda, tarım, emlak ve hizmet sektörleri sayılabilir. Perakende, lojistik ve nansal hizmetlerde yatırım planlayan yabancı yatırımcıların, diğer sektörlere yönelmeyi düşünenlere göre daha kararlı ve tedbirli olması gerekiyor.

Yatırım alanında bugüne kadar vergi kolaylıkları ve ucuz arazi teşvikleriyle öne çıkan Çin’de, artık daha ziyade yeni düzenleyici engeller ve kısıtlamalar görülebiliyor. Ancak devlet teşvik etmek istediği sektörlerde daha çok taviz vermeyi tercih etmeye başlayacak. İş insanları olarak bizler için hâlen var olan bir fırsatlar bütününden bahsediyoruz. Bu hikâyenin içinde yer almak için Türk şirketlerinin Çin’e önümüzdeki dönemde her zamankinden daha fazla öncelik vermeleri gerektiğini düşünüyorum.

Ata Grubu Başkanı Korhan Kurdoğlu