Türk Dizi İhracatı, Liderliğe Oynuyor

Globalleşen dünyada küresel pazar politikalarının ve medya sektöründe yaşanan canlanmanın en önemli yansımalarından biri Türk dizileridir.

Günümüzde televizyon sektörünün hacmi milyar dolarlar ile ifade edilen büyüklüğe ulaşırken, bu alanın en önemli yapımları Türk dizileridir. Kısa sürede kendi başına bir sektöre dönüşecek kadar hızlı büyüyen ve uluslararası boyut kazanan Türk dizileri hem ulusal televizyon kanallarının en fazla izlenen hem de ihraç edilen yapımlarıdır. Türkiye, dizi ihracatında en hızlı yol alan ve dizi ihracatı açısından şu anda dünyada Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) sonra ikinci sırada yer alan ülke konumundadır. Günümüzde Türk dizileri; Fransa’dan Japonya’ya, Uruguay’dan Endonezya’ya, Latin Amerika’dan Türki Cumhuriyetlere kadar dünyada 100’den fazla ülkeye lisanslanmakta ve 500 milyonun üzerinde izleyiciye ulaşmaktadır. Bunun yanı sıra Türk dizilerinin en büyük başarısı, yurt dışında primetime kuşağında yayınlanıyor olmasıdır. Türk dizi ihracatı için lider pazarlar; Latin Amerika, Balkan ülkeleri, Avrupa, Asya ve Orta Doğu’dan oluşmaktadır. Önceki yıllarda lider pazar olan Orta Doğu, son yıllarda yerini Latin Amerika’ya bırakmıştır.

Türk Dizi İhracatının Ekonomiye Katkısı

Dizi ihracatının ülkeye, gittikçe artan bir ihracat katkısı bulunmaktadır. Türkiye’nin yıllık dizi ihracatı, 11 yılda 350 katına çıkarak 350 milyon dolara ulaşmıştır. Bu rakamın 2023’te 500 milyon dolara ulaşması beklenmektedir. Her bölüm süresi 120-150 dakika olan Türk dizileri, dünyadaki en uzun süreye sahip yapımlardır. Türkiye’de yayınlanan bir bölümün satışı, ihraç edilen ülkeler için üçe bölünerek 45’er dakika olarak gerçekleştirilmektedir. Bunun sebebi ise dizilerin yurt dışında günlük yayınlanmalarıdır. Yurt dışına her sene ihraç edilenler içerisinde iki yıl boyunca yayında kalabilen ve yüksek rating alabilen beş-altı dizi ses getirip hit olabilmektedir.

Bahsigeçen daldaki ihracatın geliştirilmesi, uluslararası rekabet gücünün de artırılması için T.C. Ticaret Bakanlığı’nca maddi ve manevi destek verilmektedir. Sektörün yer aldığı hizmet ihracatı da ayrıca “TURQUALITY Programı” kapsamında desteklenmektedir.

Dizi İhracatı Farklı Sektörlere de Fayda Sağlıyor

Dizi ihracatı, döviz geliri sağlamasının yanı sıra Türkiye’nin kültürel gücü olma vasfını da taşımaktadır. Türk dizilerine, Türkiye’nin dünya üzerindeki yumuşak gücü de denilebilir. Türk dizileri aracılığıyla ülkemizin tarihî ve kültürel değerleri ile güzellikleri, dünyaya tanıtılmaktadır. Yapımlar; Türk kültürünün ve geleneklerinin tanıtılması, halkların yakınlaşması gibi katkılarının yanı sıra; turizm, eğitim sektörlerine, ihraç edildikleri ülkelerde Türkiye imajına ve Türk ürünlerinin tanıtımına katkı sağlayarak hizmet ve mal dış satımının arttılmasında etkili olmaktadır. Türk dizilerinin en önemli faydalarından biri “Made in Turkey” etiketine sağladığı katkıdır.

Dizi ihracatı, Türkiye’nin turizmi açısından da kilit önemdedir. Özellikle İstanbul Boğazı ve çekimlerde kullanılan mekânlar, izleyicilerin ziyaret etme isteğini arttırmaktadır. Türk Dizilerinin Türkiye İmajı ve Turizme Etkileri: Doğu Avrupa Örneği başlıklı araştırma da Türk televizyon dizilerinin turizmi olumlu etkilediğini ortaya koymuştur. Balkan ülkelerini kapsayan araştırmanın sonuçlarına göre son yıllarda Balkan ve Orta Doğu ülkelerinden gelen turist sayısındaki artışın önemli bir nedeninin diziler olduğu gözlemlenmiştir. 2006’dan sonra dizi ihraç edilen ülkelerden gelen turist sayısındaki artış, toplam turist sayısındaki artıştan daha yüksektir.

Dizi İhracatının Yolculuğu

İlk Türk dizisi ihracatı, 2003’te Deli Yürek dizisinin Kazakistan’a satılmasıyla başlamıştır. Ardından 2007’de Gümüş dizisinin Orta Doğu’ya satılmasıyla hareketlilik hızlanmıştır. Ancak sektörde kapıların açılması ve çok daha büyük kitlelere ulaşılması, 2008’de Binbir Gece adlı yapımın Balkanlara satılmasıyla gerçekleşmiştir. 2014’te Şili’de Mega kanalının Binbir Gece dizisini ekrana getirmesi, Latin Amerika bölgesinde Türk dizilerine duyulan ilginin temelini atmıştır. Binbir Gece dizisi Şili’de izlenme rekorları kırmıştır. Sonrasında Muhteşem Yüzyıl dizisiyle de bu ihracat, artan bir ivme kazanmıştır. Buna ek olarak son yıllarda Türk di- zileri, Televizyon sektörünün en önemli ödül törenlerinde boy göstermektedir. Örneğin; Amerika’da gerçekleşen International Emmy Awards’da son birkaç yıldır birçok Türk dizisine gerek “En iyi dizi” gerekse “En iyi oyuncu” kategorilerinde rastlamak mümkündür.

Türk Dizilerinin Yurt Dışında Başarılı Olmasının Sebepleri

Türk dizilerinin yurt dışında başarılı olmasının başlıca sebebi, senaryolarının gücüdür. Yapımlarımız, hikâye bakımından özgün ve inandırıcı olmasının yanı sıra güçlü yan hikâyeler ve yan karakterler de barındırmaktadır. Etik problemlerin işlenmesi ve işleniş tarzı da önemli bir etkendir. Oyuncuların güçlü performansı ve farklı etnik kökenleri temsil eden fiziki özelliklere sahip olması, yapım kalitesi, bölümlerin sakin bir tempoda ilerlemesiyle izleyiciyi yormaması, tarih ve doğanın iç içe olduğu ya da şehrin güzelliklerini gösteren mekânlar ile etkileyici kostümlerin kullanılması, sahnelerin orijinal müziklerle desteklenmesi gibi etkenler, Türk dizilerini çekici kılmaktadır. Yapımlarda İslami değerler ve geleneklerle batı hayat tarzının birlikte sunulması; kırsaldan şehre göç, aile içi şiddet, görücü usulü evlilikler, zengin-fakir çatışmaları, kentleşme çatışmaları, aile değerleri gibi toplumsal değişimler çok iyi yansıtılırken duyguların vücut dili, bakışlar ya da müzikle ifade edilişi izleyiciyi etkilemektedir.

COVID-19 Pandemisinin Sektöre Etkileri

Yeni tip koronavirüs (COVID-19) pandemisi nedeniyle evde kalma sürelerinin uzaması, başta Balkanlar olmak üzere tüm dünyada televizyon izleme oranını yüzde 25 ila yüzde 50 yükseltmiştir. Söz konusu durumu fırsata çeviren Türk dizi sektörü, ihracatını hız kesmeden sürdürmüştür. Genel anlamda değerlendirildiğinde pandemi dönemi, sektörü hem pozitif hem de negatif yönde etkilemiştir. Pandemi sürecini birinci dalga ve ikinci dalga dönemi şeklinde iki döneme ayırıp değerlendirme yapmak daha sağlıklı olacaktır. Birinci dönemde birçok sektörde olduğu gibi dizi sektöründe de üretim durduğu için yeni projelerin bölüm sayısında artış olamamıştır. Bunun yanı sıra tüm platformlarda reklam gelirleri de düşmüştür. Ancak Türkiye’nin oldukça geniş bir dizi arşivine sahip olması ve dünya genelinde bu anlamda üretimin gerçekleşmemesi, Türk dizi arşivinin değerlendirilmesini sağlamıştır. İkinci dönemde ise dünya genelinde sıklıkla setlerin açılamadığını gözlemlemekteyiz. Ancak Türkiye’de setler açıktır ve önlemler alınarak üretim devam etmektedir. Kriz fırsata çevrilmiş durumda olduğu için ihracat girdisinin yüksek olacağını öngörmekteyiz.

Global Agency Kurucusu, CEO’su İzzet Pinto

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Start typing and press Enter to search