Türkiye, ABD İçin Stratejik Bir Ortak
Türkiye-ABD ortaklığı, II. Dünya Savaşı’nda yükselen gerginlik ortamında doğdu ve aradan geçen 80 yılda birçok değişikliğe göğüs gererek daha da güçlendi.
80’den fazla yıllık bir geçmişe sahip olan Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ekonomik ilişkileri, günümüzde hiç olmadığı kadar güçlü. Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan Türkiye ile batı dünyasının en büyük ekonomisi arasındaki bağ, Roosevelt döneminden Trump’a kadar 14 ABD başkanı süresince gelişmeye devam etti. ABD’den Türkiye’ye yapılan doğrudan yabancı yatırımın 12 milyar dolara ulaşarak tavan yaptığı sekiz yıl süren Obama yönetimini de unutmayalım. 2008’den beri her geçen gün yükselen ve 21 milyar dolara kadar çıkan karşılıklı ticaret rakamları, bu saydıklarımızın en güzel kanıtı olabilir. Bahsi geçen karşılıklı ekonomik ilişki; iki taraf için de ekonomik, stratejik ve askerî açıdan o kadar kritik ve köklü bir yere sahip ki siyasetteki hiçbir değişimin, bu yüzyılda kaydettiğimiz önemli ilerleyişimizi bozması mümkün değil.
Biden’ın “Tekrar Daha İyi İnşa Et” Planı
Yeni ABD Başkanı Biden’ın “Tekrar daha iyi inşa et” planıyla Amerikan ekonomisini baştan yaratma açıklamaları da Türkiye’nin bu teklifte ne kadar kritik bir yere sahip olduğunu gösterdi. Öncelikle Biden yönetimi, tedarik zincirlerini onarıp güçlendirirken üretimi de hareketlendirmeyi amaçlıyor. Türkiye’nin uluslararası tedarik zincirinde, özellikle bir süredir ABD’de oynadığı kilit rolü hepimiz biliyoruz. Çin, dünya tedarik zincirindeki etkisini devam ettirmeye çabalarken Türkiye ise Çin’in bu teşebbüslerini durdurmak için ABD nezdinde hazır, istekli ve her şeyden öte ehil bir partner olarak bekliyor. Yani Türkiye’nin, yeni ABD yönetiminin genel dünya görüşüyle birebir uyuşan bir konumda olduğu söylenebilir.
Türkiye, ABD LNG’sinin En Büyük İthalatçılarından
Biden’ın planı, Amerika’nın enerji şebekeleri de dâhil tüm altyapısını modernleştirmeyi ve temiz bir gelecek hedefini içeriyor. ABD’de gelişen LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) endüstrisi katlanarak büyümeye devam ederken, dünyanın en temiz fosil yakıtı için uygun ihracat ortaklarını bulmak da başarıyı yakalamanın en kilit unsuru olarak öne çıkıyor. Bu noktada Türkiye ise birinci kalite terminallere ve arıtma tesislerine erişimiyle ABD LNG’sinin en büyük ithalatçılarından biri konumunda bulunuyor. Türkiye hâlihazırda LNG ithalatının beşte birini ABD’den yapıyor ve bu tabloda ülkenin payı her geçen gün artıyor. ABD gerçekten yeni bir enerji geleceğine odaklanıyorsa, bu alandaki en stratejik ortaklarından biri olan Türkiye’yi es geçmemesi gerekiyor.
ABD’nin Güçlü ve Becerikli Ortaklara İhtiyacı Var
Yeni ABD Başkanının dört bölümlük planının son iki ayağını da eğitim ve bakım sektörlerinde iyi maaşlı işler ortaya çıkarmak, iş gücü konusunda ise dine ve renge değil, yeteneğe/beceriye dayalı bir sistemle ırk eşitliğini sağlamak gibi hedefler oluşturuyor. Örneğin Biden’ın yürütme organının çok sayıdaki üst düzey pozisyonuna kadınları getirmesi, beni çok memnun etti. İster öğretmenlik, ister bakıcılık, ister küresel tedarik zinciri için parça üretimi olsun; iyi maaşlı ve yaşam boyu sürdürülebilecek işler oluşturmak için ABD’nin şu anda güçlü, hedeflerini belirlemiş ve becerikli ticaret ortaklarına ihtiyacı var. Türkiye büyük öneme sahip Orta Doğu bölgesinde bu görevi hâlihazırda yerine getiriyor. Başkan Erdoğan ve Trump’ın belirlediği karşılıklı ticaret hacmini 20 milyar dolardan 100 milyar dolara çıkarma konusunda iki tarafın göstereceği ortak çabayla, gelecekteki Biden yönetiminin dört yılı boyunca istihdam rakamlarını da yükseltmemiz mümkün olacak.
Biden’ın Planları, Türkiye’nin Planlarına Uygun
Türkiye-ABD ortaklığı, II. Dünya Savaşı’nda yükselen gerginlik ortamında doğdu ve aradan geçen 80 yılda; uluslararası enerji krizleri, internet çağının başlaması, Beyaz Saray’a demokratların ve cumhuriyetçilerin geçmesi gibi birçok değişikliğe göğüs gererek daha da güçlendi. Türkiye, Başkan Biden ile iş birliği konusunda endişeli değil. Zira bu hâliyle Biden’ın Amerikan ekonomisi için planları, Türkiye’nin planlarına da epey uygun gözüküyor.
DEİK Genel Sekreter Yardımcısı Merih Kepez