Turizm Sektörü Yeni Rekorlara İmza Atacak
Cumhuriyetimizin 100. yılında 57 milyon turist ağırlayarak ve 56 milyar dolar gelir yaratarak dünyanın ilk dört destinasyonundan biri olduk
Turizm sektörü 1980’lerden günümüze çok büyük bir atılım yapmıştır. 1980-1990 yılları arasında ülkemize yıllık ortalama 2,2 milyon ziyaretçi yaklaşık 1 milyar dolarlık gelir sağlamıştı. Cumhuriyetimizin 100. yılında ise 57 milyon turist ağırlayarak ve 56 milyar dolar gelir yaratarak dünyanın ilk dört destinasyonundan biri olduk. Kaynak pazar ve ürün tarafında önemli bir çeşitliliğe ulaşarak, ülke ekonomisini, döviz ihtiyacını ve istihdamını sırtlamaktayız. Bu rakamlarla turizm sektörü milli gelirimizin doğrudan yüzde 5’ini, dolaylı katkıları hesaba katıldığında ise yüzde 12’sini oluşturmakta ve 31 sektörü yüksek seviyede beslemektedir.
Şehirlerimiz de bu süreçte benzer bir atak yapmış, 2023 yılında dünyada en çok ziyaret edilen şehirler arasında İstanbul 20 milyonu aşan ziyaretçi sayısı ile 1. sırada, Antalya ise 4. sırada yer almıştır. Ülkemize döviz girdisi sağlayan, katma değeri yüksek turizm sektörünün bu gelire ulaşmasında şüphesiz en önemli faktörlerden biri turizm yatırımlarıdır. Konaklama sektörümüzde 21 bini aşan tesisimiz, 2 milyon yatak kapasitemiz bulunmaktadır. Devletimizin tasavvuru da sektörümüzün çok daha fazla büyümesi yönündedir. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın 2024 yılında koymuş olduğu 60 milyon ziyaretçi 60 milyar dolar gelir hedefinin yanı sıra Orta Vadeli Program’da da yıllık turizm gelirlerinin 2024-2026 yılları arasında sırası ile 60, 65 ve 71 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesinin öngörüldüğünü görüyoruz.
2023 yılı cari açığının 45 milyar dolar olmasından hareketle, turizm gelirlerinin bu noktalara ulaşması, sektörümüzü ekonomik faaliyetin ana itici gücü haline getirmektedir. WTTC verileri uyarınca seyahat ve turizm sektörü 2019 yılında 10 trilyon dolar ile toplam GSYH’nın yüzde 10,4’ünü oluşturmaktaydı. Pandemi ile düşüşe geçen bu eğilimin yeniden ivmeleneceği ve seyahat ve turizm sektörlerinin küresel ölçekte GSYH katkısının 2033 yılında 15,5 trilyon dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Turizm sektöründe yükselen rekabet bir yandan Türk turizmini çeşitli reform adımlarına yönlendirirken diğer yandan markalarımız ve ülke bilinirliğinin daha da artırılması için fırsatlar sunmaktadır. Bizim de TTYD olarak, hem Türk turizminin konumunun korunması ve desteklenmesi hem de Arap yarımadasındaki projelere yatırımcı ve turizm diplomasisi temsilcisi olarak dahil olmaya yönelik çalışmalarımız devam etmektedir.
TTYD olarak 2020 yılında, uzun vadeli bir perspektifle turizm yatırımlarının ve gelirlerinin artması hedefi doğrultusunda “Turizmde Dönüşüm Raporu” nu hazırladık, yayımladık ve sürekli güncellemekteyiz. Bu doğrultuda, herhangi bir reform programı uygulanmadan dahi, sektörümüzün 2033’e giden on yıllık dönemde GSYH’nin yaklaşık yüzde 5-5,5 aralığına tekabül eden 90-95 milyar dolar gelir seviyesine ulaşabileceğini tespit etmekteyiz. Ancak, bir dizi dönüşüm politikalarının uygulanmasıyla turizm gelirlerinin 2033 yılında 135 milyar dolara, GSYH içindeki payının ise yüzde 7,5’e ulaşabileceğini öngörmekteyiz. Bu çalışmalarımız Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi öngörüleri ile de paraleldir. Bu bağlamda markalaşma konusu da geleceğe giden yolda önemli bir basamak olarak önümüze çıkıyor.
Yabancı markaların know-how’ının ülkemize aktarılması turizmin dönüşümüne katkı sağlamaktadır. Bununla birlikte yerli markalarımızın da artması ve yurt dışında yaygınlaşmasının önemine vurgu yapmak isterim. Türkiye’de 46’sı yerli, 21’i yabancı olmak üzere 67 otel zinciri faaliyet göstermekte olup, zincir otellerin toplam 157.000 yatak kapasitesi bulunmaktadır. Yerli zincirler yurt dışında ise yalnız 30 otele sahiptir. Dünyada turizmde 4. sıraya yükselmiş ülkemizde yatak kapasitesinin sadece yüzde 8’inin markalı olması düşündürücüdür. Bununla birlikte, böyle büyük bir turizm ülkesinin daha fazla markasının yurt dışında yer alması ülkemizin marka bilinirliğini artırarak gelirlerimizin daha da yükselmesini sağlayacaktır. 100 milyar doları aşkın hizmet ihracatının yarısını gerçekleştiren, 2634 Sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nda, “ihracatçı” sayılan diğer mevzuatta da hizmet ihracatçısı olan turizm sektörü işletmelerine, uluslararası rekabet güçlerini artırabilecek ve küresel turizm oyuncularıyla rekabet edebilmelerine hizmet edecek şekilde halihazırda imalat sektörlerine sağlanan desteklerin uyarlanmasının önemli olduğunu düşünmekteyiz.
Turizm sektörü başta KDV iadesi olmak üzere, dahilde işleme rejimi, fuar desteği gibi 255 milyar dolarlık ihracatın yaklaşık yüzde 7’sine denk gelen bu desteklerden yararlanamamaktadır. 2 Haziran 2015 tarihinden beri sektörümüzde sadece sağlık turizmi işletmelerinin yararlandığı Para, Kredi ve Koordinasyon Kurulu’nun 2015/8 Sayılı “Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticaretinin Desteklenmesi Hakkında Kararı” kapsamına turizm sektörü bir bütün olarak alınarak pazarlama, tanıtım ve danışmanlık desteklerinden istifade etmelidir. Turizm sektörü, ülkenin döviz kazanımı ve istihdam yaratma kapasitesi açısından stratejik bir öneme sahiptir. 2023 için konulmuş sektörel hedefleri tutturmuş olan tek sektör olan turizmin başarılarının desteklenerek küresel pazardaki konumumuzu daha da güçlendirebileceğimize ve yeni rekorlara imza atabileceğimize inancımız tamdır.