Türkiye-İngiltere İş Konseyi Başkanı Remzi Gür, Brexit senaryoları ve Türkiye-İngiltere ilişkilerini değerlendirdi.

Dünya ticaret ekosisteminde ciddi bir yere sahip olan İngiltere, son dönemde muhtemel Brexit senaryolarıyla konuşuluyor. Bu senaryolar, şüphesiz İngiltere’yi olduğu kadar bu ülke ile ticari ilişkileri bulunan devletleri de etkiliyor. Konuyu Türkiye bağlamında ele alacak olursak İngiltere, ticari ilişkiler sebebiyle Türkiye ekonomisi için önemli aktörlerden biri. İki ülkenin son yıllarda giderek artan ticari faaliyetleri de bu durumu pekiştiriyor. Peki, İngiltere ticari anlamda Türkiye için ne kadar önemli? Olası Brexit senaryolarının gerçekleşmesi durumunda Türkiye nasıl bir yol izlemeli? Tüm bu soruları, Türkiye-İngiltere İş Konseyi Başkanı Remzi Gür ile konuştuk. Gür’e göre iki kadim dost olan Türkiye ve İngiltere, bundan sonraki süreçte de karşılıklı ticari ve iktisadi faaliyetlerine devam etmeli.

Türkiye-İngiltere ilişkilerinin önemine, ticari pencereden bakacak olursak İngiltere’nin Türkiye için ne büyüklükte bir müttefik olduğunu söyleyebiliriz?

Türkiye’nin dış ticaretinde fazla verdiği ve ihracatını sürekli arttırdığı gelişmiş ülkelerden biri olan İngiltere, Türkiye’nin çok önemli bir ticaret ortağıdır. Öyle ki İngiltere, Türkiye’nin en büyük ticaret fazlası verdiği Avrupa ülkesi durumundadır. Türkiye-İngiltere ticaret hacmi, 2018 yılı itibarı ile 18.6 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Ticaret hacminin 11 milyar doları ihracat, 7.4 milyar doları da ithalat olarak gerçekleşmiştir. 2018 yılında İngiltere’ye ihracatta %15,7, ülkeden ithalatta ise %13,7 artış söz konusudur. Bu anlamda İngiltere bizim en çok ihracat yaptığımız ikinci ülke konumundadır. Bu ülkeden başlıca ihraç ettiğimiz ürünler; elektrikli ev aletleri, motorlu taşıtlar ve tekstil ürünleri, ithal ettiğimiz ürünler ise ham maddeler, motorlar, türbinler, ağır iş aletleri ve ilaç sanayi maddeleri şeklinde sıralanabilir.

Muhtemel Brexit senaryolarının, Türkiye’nin İngiltere ve AB ile olan ticari ilişkilerini nasıl etkileyeceğini öngörüyorsunuz?

Dış ticaretimiz açısından çok önemli olan İngiltere’nin, Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden herhangi bir anlaşma olmaksızın Hard-Brexit denilen senaryo çerçevesinde- ayrılması hâlinde bu ülke ile ticarette bazı engellerle karşılaşacağız. Gümrük Birliği yükümlülüğümüz sebebiyle AB dışındaki ülkelerle gerçekleştirdiğimiz ticaretlerde bu birliğin ortak gümrük tarifesini uygulamak durumundayız. İngiltere, AB’den anlaşma olmaksızın ayrılırsa geri kalan 27 AB ülkesiyle üçüncü ülke statüsünde ticaret yapabilecek. Bunun üzerine İngiltere’nin de karşılıklılık prensibi çerçevesinde aynı tarifeleri uygulaması beklenir. Bu tarife, Türkiye ile İngiltere arasındaki ticaret için de geçerli olacak. Öte yandan Türkiye ve İngiltere arasında iki yıldır çalışmaları devam eden bir ticaret iş birliği grubu oluşturuldu. Ancak İngiltere yasal zeminde Serbest Ticaret Anlaşması görüşmeleri yapamadığından bu grup henüz resmî bir anlaşma gerçekleştiremedi. Bu nedenle Hard Brexit’in Türkiye ve İngiltere ticari ilişkileri açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını öngörüyorum. Bu olası senaryoda İngiltere’nin AB ile Gümrük Birliği ilişkisi kalmayacağından Türkiye ile de ticaretini bu birlik çerçevesinde yürütemeyecek. Ancak en kötü olan bu senaryoda da çare bitmiş sayılmaz. Hard Brexit ile birlikte öngörülen geçiş süreci, Türkiye ve İngiltere arasında Serbest Ticaret Anlaşması müzakereleri için yeterli olabilir.
Diğer bir senaryo olan Soft Brexit ise Türkiye-İngiltere ticari ilişkileri açısından Hard Brexit’e göre daha olumlu. Bu senaryonun bir sonucu olarak İngiltere’nin Gümrük Birliği içerisinde kalması, Türkiye ile ilişkilerinin aksamadan devam etmesine olanak sağlayacak. Ancak mevcut durumda Soft Brexit ihtimalinin giderek zayıfladığı görülüyor. Bu nedenle Hard Brexit seçeneğinin daha çok göz önünde bulundurulmasında ve bu senaryoya hazırlıklı olunmasında fayda olduğuna inanıyorum.

Anlaşmasız Brexit senaryosundan Türkiye’nin etkilenme boyutu hakkında bilgi verebilir misiniz?

Anlaşmasız Brexit senaryosunda Türkiye, Avrupa Birliği’nden sonra negatif anlamda en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor. Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’ın belirttiğine göre, yapılan çalışmaların sonucu iki ülke arasındaki ticaretin Türkiye aleyhinde 3 milyar dolar etkileneceği yönünde. En çok etkilenecek olan sektörlerin başında otomotiv, tekstil, elektronik ve beyaz eşya geliyor. Otomotiv sektöründe 2 milyar dolar, tekstil sektöründe 1.3 milyar dolar, elektronik ve beyaz eşya sektöründe ise 500 milyon dolara kadar bir etkilenme olacağı öngörülüyor.

Türkiye bu süreçte nasıl bir pozisyon almalı?

İki ülke arasında dengeli bir ekonominin sürdürülerek geliştirilmesi ve potansiyel iş birliği alanlarının belirlenmesi, büyük önem taşıyor. Bu kapsamda İngiltere’nin seçtiği yol olan Brexit’te hem hükümet hem özel sektör hem de STK (sivil toplum kuruluşu) boyutunda yer almamız önemli. Öte yandan Brexit, diğer ülkelerle ilişkileri derinleştirmek için de ciddi fırsatlar sağlayacak. Gelinen aşamada Hard Brexit seçeneğinin gerçekleşme ihtimali güçlendiği için hem Türkiye hem de İngiltere’deki karar alıcıların bu olasılığı göz önüne bulundurarak gerekli tedbirleri alması gerekiyor. Bir anlaşmaya varılması durumunda ise geçiş sürecinin iyi değerlendirilmesi ve Gümrük Birliği ilişkisinin sağladığı avantajlar kullanılarak fayda getiren bir yapı oluşturulması, ikili ilişkileri geliştirecek. İki kadim dost olan Türkiye ve İngiltere, bundan sonraki süreçte de karşılıklı ticari ve iktisadi faaliyetlerine devam etmeli. Bugüne kadarki tüm meselelere, karşılıklı olarak dostane yaklaşım sergileyen iki ülkenin, bundan sonraki dönemde de tüm senaryolara pozitif bir bakış açısıyla yaklaşması ve olası sorunları çözmesi gerekiyor.

İş Konseyi olarak Brexit süreci ile ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Ticaret Bakanlığımızın konuyu çok yakından takip ettiğini ve gerekli sektörlerle istişareler yürüttüğünü biliyoruz. Hard Brexit nedeniyle karşılaşılabilecek maliyetlerden bazılarının hiç değilse hafifletilmesi için atılması gereken adımlar konusunda şimdiden planlamalar yapılmalı. Bunların yanı sıra iş dünyasının olası Brexit senaryolarına karşı bilgilendirilmesi ve her türlü sonuca kesinlikle hazırlıklı olması gerekiyor. Bu nedenle Türkiye-İngiltere İş Konseyi olarak 2019 hedeflerimizden biri de Brexit senaryolarına hazırlıklı olunması. Bu konuda iş dünyasına rehber olması için Aston Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaprak Gürsoy ile Brexit sürecini kapsamlı olarak öğrenmeye ve değerlendirmeye fırsat veren, “Brexit: Türkiye-Birleşik Krallık-AB İlişkilerinde Siyasi ve Ekonomik Riskler ve Fırsatlar” adlı bir çalışma gerçekleştirdik. DEİK web sitesi üzerinden ulaşılabilen bu raporun iş dünyası için bir rehber olmasını hedefliyoruz.

 

Röportaj: Başak DOYUM / DEİK Avrupa İş Konseyleri Koordinatörü