Birlikte atacağımız her adımda yüzyıllardır kanıtlanmış bağlarımızı gelecek nesillere aktarıp güçlendireceğiz

Türkiye ve Japonya, köklü bir tarihe dayanan güçlü dostluk ve dayanışma bağlarına sahip. Geçmişten beri süregelen bu bağlar, iki ülkeyi ayıran coğrafi mesafeye rağmen yüzyıllar boyunca varlığını sürdüren ortak gelenek ve değerlere dayanıyor.

Her ne kadar Japonya ile diplomatik ilişkilerimizin temeli 1924 yılında atılmış olsa dahi, bağlarımız esasen çok daha öncesinde oluşmaya başlamıştır. Ertuğrul Fırkateyni 1890 yılında Kuşimoto yakınlarında kayalıklara çarptığında Japonya’nın Osmanlı denizcilerine yardım etmesi, 1985 yılında İran-Irak Savaşı sırasında Türk Hava Yolları’nın Tahran’daki Japon vatandaşlarını kurtarma operasyonu, 2011 yılı mart ayında Doğu Japonya’da meydana gelen yıkıcı deprem sırasında Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) Japonya’ya verdiği destek, dayanışma ruhumuzu simgeleyen ve pekiştiren kayda değer akıbetler arasında.

Türkiye ve Japonya, köklü bir tarihe dayanan güçlü dostluk ve dayanışma bağlarına sahip

Tarihsel bağlarımızın gücünün etkisi günümüzde de rahatlıkla görülebilir. Bilhassa, 2023 yılı şubat ayında Türkiye’de meydana gelen şiddetli depremlerin ardından ülkemize yardım elini uzatan ilk ülkeler arasında Japonya’da bulunuyor. Şüphesiz, iki ülke arasındaki dayanışma ve iş birliği gelecekte daha da güçlenecek.

Bugün Türkiye ve Japonya, ekonomiden finansa, enerjiden savunma sanayiine, kültürden turizme, altyapıdan afet yönetimine, bilim ve teknolojiye kadar pek çok alanda iş birliği açısından muazzam bir potansiyele sahip. Nükleer silahların yayılmasının önlenmesi, Birleşik Milletler Reformu, iklim değişikliği, uluslararası hukukun muhafaza edilmesi, mevcut durumu değiştirmeye yönelik tek taraflı çabalardan ziyade ortak aksiyonlar da dahil olmak üzere çeşitli küresel sorunlara yönelik ortak değerleri ve benzer düşünceleri temel alan yaklaşımları benimsiyoruz. 2013 yılında ülkelerimiz arasında kurulan ‘Stratejik Ortaklık’, söz konusu ortak hedefleri pekiştirmenin yanı sıra uluslararası platformdaki gelişmelerin getirdiği güncel ihtiyaçlar doğrultusunda da iş birliklerinin güçlenmesinin önünü açtı. Japonya’nın “Serbest ve Açık Hint-Pasifik (FOIP)” stratejisi ile Türkiye’nin “Yeniden Asya” girişimi aynı zamanda barışın ve hukukun üstünlüğünün desteklenmesi, çok katmanlı bağlantı, deniz geçiş yollarının güvenliği gibi örtüşen vizyonlara sahip olup, bu vizyonlar her iki ülkenin de kendi bölgelerinde ve küresel ölçekte iki önemli aktör olarak iş birliği yapması ve birbirini desteklemesi açısından yeni fırsatları gözler önüne seriyor.

Ekonomik ve ticari ilişkiler, ikili ilişkilerimizin önemli unsurları konumunda. Üstelik mevcut konjonktür ve küresel ekonomilerin durumu, özel sektörün önemli bir rol oynadığı ekonomik ortaklığımızın her zamankinden daha yakın ve güçlü olmasını gerektiriyor. Dünyamız, Covid- 19 sonucu küresel tedarik zincirinde meydana gelen aksaklıklardan yeni yeni kurtulmaya başladı. Öte yandan Rusya-Ukrayna savaşının enerji ve temel ürün fiyatları üzerindeki olumsuz etkileri de hissedilmeye devam ediyor. Bölgelerimizde artan öngörülemezlik ve rekabetin yanı sıra bu hususlar, her iki ülkeyi de yeni ekonomik ortaklıklar aramaya ve mevcut olanları sağlamlaştırmaya yöneltiyor.

Türkiye’nin gözünde Japonya, başarılı bir üstün teknoloji, mali sermaye ve güvenilir iş kültürü bütününü temsil ediyor. Japonya açısından ise Türkiye; Orta Doğu, Kafkaslar, Avrupa ve Afrika’yı birbirine bağlayan coğrafi konumu, Avrupa Birliği piyasasına entegrasyonu, gelişmiş endüstriyel altyapısı, dinamik ve vasıflı iş gücü ve de Orta Doğu, Afrika ve Orta Asya dahil olmak üzere birçok bölgede iş yürütme konusunda engin tecrübesi açısından güçlü bir konuma sahip.

Mevcut konjonktür ve küresel ekonomilerin durumu, özel sektörün önemli bir rol oynadığı ekonomik ortaklığımızın her zamankinden daha yakın ve güçlü olmasını gerektiriyor

Japonya, Asya-Pasifik bölgesinde Çin ve Güney Kore’den sonra üçüncü büyük ticaret ortağımızdır. Ticari ilişkilerimiz incelendiğinde Japonya’ya ihracatımız 2022 yılında yaklaşık 664 milyon dolar (2021 yılında 514 milyon dolar), ithalatımız ise 4,56 milyar dolar (2021 yılında 4,28 milyon dolar) olarak gerçekleşti. Ticaret hacmimiz her yıl istikrarlı bir şekilde artarken, ithalat ile ihracat arasındaki dengenin iyileştirilmesi gerekiyor. Bu hususta, Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nın (EOA) imzalanmasına özellikle önem veriyoruz.

Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nın (EOA) sadece daha güçlü bir ticari ilişkiye katkıda bulunmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’deki Japon yatırımcı artışının önünü açacağına da inanıyoruz. Dahası, Japonya ile bir Sosyal Güvenlik Anlaşması (SGA) müzakere etme sürecindeyiz. Her iki ülke de söz konusu anlaşmaları sonuçlandırmak açısından en üst düzeyde siyasi iradeye sahip olmasına karşın geriye kalan sorunların çözümünde teknik açıdan daha fazla çabaya ihtiyaç var. Japonya ile ekonomik ilişkilerimizin bir diğer önemli kısmını ise yatırım ortaklıkları oluşturuyor. Açıkça görülüyor ki henüz potansiyelimizin tamamını ortaya koyabilmiş değiliz.

Japonya, dünyada çapında doğrudan yabancı yatırım akışının önde gelen kaynaklarından biridir. Ancak Japon firmalarının Türkiye’deki yatırımları henüz istenilen düzeyde değil. 2002 yılından 2022’ye kadar, Japonya’nın Türkiye’ye yaptığı doğrudan yabancı yatırımın değeri 3,36 milyar dolara ulaştı. Japonya ile ortaklıklarımızı arttırmak amacıyla seminer ve forumlar düzenleyerek tanıtımların yanı sıra, ülkemize iş heyetleri davet ederek Türkiye’deki yatırım fırsatlarını destekleme çalışmalarımızı hızlandırdık.

2002 yılından 2022’ye kadar, Japonya’nın Türkiye’ye yaptığı doğrudan yabancı yatırımın değeri 3,36 milyar dolara ulaştı

Ekonomik iş birliğimizi kolaylaştırmak açısından ise özellikle Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı (JICA), Japon Uluslararası İş Birliği Bankası (JBIC) ve Japon Dış Ticaret Teşkilatı’nın (JETRO) Türkiye’deki varlığı, Türk kurumları ve özel sektörle iş birlikleri bakımından kritik önem taşıyor. Ülkelerimiz arasında Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı (JICA) ofisinin Türkiye’deki resmi statüsünü de netleştiren Teknik İş Birliği Anlaşması geçen yıl ocak ayında yürürlüğe girdi. Buna ek olarak, 2022 yılı şubat ayında Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ile Japon Uluslararası İş Birliği Bankası (JBIC) arasında 220 milyon dolarlık yeşil temalı kredi anlaşması imzalandı. Şu anda ise Türk ve Japon şirketlerinin inşaattan imalata, enerjiden telekomünikasyona, tarımdan tıbba kadar pek çok çeşitli alanda ortak proje yapma imkanları mevcut.

Ekonomik iş birliğimiz yalnızca kendi ülkelerimizle sınırlı kalmayıp, üçüncü dünya ülkelerinde de gitgide büyüyor. 2022 yılı ağustos ayında, Senegal’deki gübre üretimini desteklemek amacıyla düzenlenen 8. Tokyo Uluslararası Afrika Kalkınma Konferansı (TICAD) esnasında Mitsubishi Corporation ile Çalık Holding arasında Senegalli petrol şirketi Petrosen’in de dahil edilmesiyle imzalanan Mutabakat Zaptı bunun güncel örneklerinden biridir. Her iki ülkenin özel sektörünün mümkün olan tüm sektörlerde bu tür fırsatları takip etmesini umuyoruz ve hükümet seviyesinde bu tür girişimleri desteklemek açısından elimizden geleni yapacağız.

Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nın (EOA) Türkiye’deki Japon yatırımcı artışının önünü açacağına inanıyoruz

İş ve ticari ilişkileri geliştirmek açısından yüz yüze etkileşimler de muazzam öneme sahip. 2022 yılı Ekim ayında Japonya’da sınır kısıtlamalarının kaldırılmasıyla birlikte ülkelerimiz arasında sadece turistik değil iş amaçlı ziyaretler de kayda değer ölçüde artış göstermeye devam ediyor. Son dört ayda tekstil, makine, demir-çelik, balıkçılık, hayvansal ürünler ve şekerleme gibi pek çok alanda Japonya’ya çok sayıda Türk iş heyeti ve ihracatçının kabulünü sağladık. Türk Hava Yolları (THY) bu noktada önemli bir rol oynuyor, zira Tokyo-İstanbul arasındaki seferler pandemi döneminde bile hiç durmadı ve şimdilerde ise haftada 10 sefere kadar artırıldı. Aralık ayında Osaka-İstanbul uçuşlarının da başlamasını bekliyoruz.

Japonya ile ekonomik ve ticari alanlardaki güçlü bağlarımızın istikbaline güveniyoruz. Özel sektörlerimiz, yeni fırsatların yanı sıra gitgide derinleşen zorluklarla dolu bir dünyada yeni yollar arayışımızda esas gücümüz olmayı sürdürecek. Bu bakımdan, DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) ile Keidanren (Japonya İş Federasyonu) arasında İş Konseyi de dahil olmak üzere daha yakın irtibat ve iş birliği, söz konusu ortaklığa kayda değer bir katkı sağlayacak. Artık birlikte atacağımız her adımda, yalnızca yeni kazanımlar elde edip gelişmekle kalmayacak, yüzyıllardır kanıtlanmış bağlarımızı gelecek nesillere de aktarıp güçlendireceğiz.

T.C. Tokyo Büyükelçisi, Korkut GÜNGEN