Yeni Bir Dönemin Eşiğinde: Almanya ve Türkiye için Stratejik Bir Yol Haritası
DEİK/Türkiye-Almanya İş Konseyi, Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik bağları güçlendirmeyi amaçlayan yeni projelerle, her iki ülkenin potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmeyi hedefliyor. Bu güçlü ortaklık, küresel pazarda büyüme ve yenilikçi fırsatlar yaratıyor
Dünya ekonomisi, pandemi sonrası dönemde yeniden şekillenirken ülkeler kendilerine yeni çıkış yolları arıyor. Küresel ticaret dengelerinin değiştiği, üretim modellerinin dönüşüme uğradığı bu süreçte, Almanya ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler yeni bir boyuta taşınabilir mi? İşte bu sorudan yola çıkarak, DEİK/Türkiye-Almanya İş Konseyi olarak Alman Türk İş Konseyi ile yaptığımız iş birliği, iki ülke arasındaki ticari entegrasyonu daha ileriye taşımayı hedefliyor. Bu iş birliği sadece ekonomik değil, aynı zamanda küresel düzeyde rekabet gücümüzü artıracak stratejik bir hamle olarak görülmeli.
KÜRESEL EKONOMİDE YENİ BİR HİKÂYE İHTİYACI
COVID-19 pandemisinin ardından dünya ekonomisi enflasyonist bir düzenle karşı karşıya kaldı. Faizlerin hızla yükselmesi ve ardından kademeli olarak düşürülmesi, ekonomik aktörlerin yeni bir hikâye arayışına girmesine neden oldu. Ekonomik belirsizliklerin yoğunlaştığı bu dönemde, ülkeler için sürdürülebilir büyüme modelleri oluşturmak hayati önem taşıyor. Türkiye ve Almanya da bu dönüşüm sürecinde yeni bir vizyon ortaya koymak zorunda. Bu noktada, iş dünyasının temsilcileri olarak bizler, iki ülke arasında derinleşen iş birliklerinin nasıl daha verimli hale getirilebileceğini analiz ettik. Almanya’nın son yıllarda ekonomik sıkıntılar yaşadığı artık inkâr edilemez bir gerçek.
Sanayi üretiminde yaşanan yavaşlama, KOBİ’lerin karşılaştığı sorunlar ve iş gücü eksikliği, Alman ekonomisinin temel problemleri arasında yer alıyor. Son dönemde Batı medyasında Almanya’nın ekonomik modeliyle ilgili eleştirel analizler artmış durumda. Ancak önemli olan yalnızca teşhis koymak değil, çözüm önerileri geliştirebilmek. İşte bu noktada DEİK/Türkiye-Almanya İş Konseyi olarak geliştirdiğimiz çalışmalar, Almanya’nın karşı karşıya olduğu sorunlara sürdürülebilir çözümler sunmayı ve ülkelerimizin refahına katkı sunmayı hedefliyor.
TÜRKIYE-ALMANYA EKONOMİK ENTEGRASYONU: KAZAN-KAZAN MODELİ
Almanya, Avrupa’nın üretim merkezi olmasına rağmen sanayi alanında ciddi bir dönüşüm ihtiyacı içinde. Almanya’da üretim maliyetlerinin artması ve iş gücü eksikliği nedeniyle birçok sanayi tesisi zor durumda. Bu noktada, Türkiye devreye girebilir. Almanya’daki fabrikaların kapanmasını önlemek ve üretim süreçlerini daha verimli hale getirmek adına, bu tesislerin bir kısmının Türkiye’ye taşınması ve ortak üretim modellerinin geliştirilmesi kritik bir çözüm olabilir. Bu sayede Almanya, yüksek maliyet sorununu aşarken, Türkiye ise sanayi üretiminde katma değerli bir rol üstlenebilir. Ayrıca Almanya’da 3,5 milyon Türk yaşıyor ve ekonomiye 500 milyar dolarlık bir katkı sağlıyor. Öte yandan her yıl 7 milyon Alman turist Türkiye’yi ziyaret ediyor. Bu, iki ülkenin aslında ekonomik ve kültürel olarak birbirine ne kadar entegre olduğunu gösteriyor. Şimdi bunu tam anlamıyla kurumsallaştırmanın zamanı geldi. Türkiye ve Almanya’nın toplam ekonomik büyüklüğü 6 trilyon dolar civarında ve iki ülke arasındaki ticaret hacmi 50 milyar doları buluyor. Ancak potansiyel çok daha büyük.
ÜÇÜNCÜ ÜLKELERDE ORTAK YATIRIMLAR
Türkiye ve Almanya sadece kendi aralarındaki ticareti artırmakla kalmayıp, üçüncü ülkelerde de ortak projeler geliştirebilir. Özellikle Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında Türk şirketlerinin büyük bir rol oynayacağı biliniyor. Bu süreçte Almanya ile birlikte hareket ederek hem yatırım fırsatlarını değerlendirmek hem de bölgesel kalkınmaya katkıda bulunmak mümkün. Bunun yanı sıra Afrika ve Türk-i Cumhuriyetler de iş birliği yapılabilecek potansiyel bölgeler arasında yer alıyor. Almanya’nın teknoloji ve finans gücü ile Türkiye’nin inşaat ve sanayi alanındaki deneyimi birleştiğinde, küresel ölçekte büyük projeler hayata geçirilebilir.
DIJITAL DÖNÜŞÜM VE YEŞIL ENERJI İŞ BIRLIĞI
Dijital dönüşüm ve yeşil enerji, Türkiye ve Almanya arasındaki iş birliğinin en önemli alanlarından biri olacak. Türkiye ve Almanya ekonomilerinin belkemiği KOBİ’ler. Türk ve Alman KOBİ’lerin dijital dönüşüm sürecinde tecrübe paylaşımı ve gelişimini iş birliği için önemli bir alan olarak görüyoruz. Bu durum özellikle sanayi üretiminin ve lojistik verimliliğin artmasını sağlayabilir. Enerji konusu da iş birliği açısından büyük fırsatlar sunuyor. Almanya, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda Avrupa’nın öncü ülkelerinden biri, Türkiye de yenilenebilir enerji kurulu güç istatistiklerinde dünyada 11., Avrupa’da 5. sırada yer alıyor. Türkiye’de son yıllarda güneş ve rüzgâr enerjisi alanında önemli yatırımlar yapıldı. Bu alanda geliştirilecek ortak projeler hem Türkiye’nin enerji arz güvenliğini artıracak hem de Almanya’nın enerji politikalarına katkı sağlayacaktır.
BANKACILIK VE HAVACILIKTA YENI AÇILIMLAR
Bankacılık sektöründe de iki ülke arasında önemli fırsatlar bulunuyor. Türk bankalarının Almanya’da şubeleri var ancak Alman finans sistemi içinde tam anlamıyla entegre olamıyorlar. Türk bankalarının Almanya’da daha geniş çaplı hizmetler sunabilmesi ve finansal işlemlerde karşılaştıkları kısıtlamaların kaldırılması, iş dünyasının önünü açacaktır. Havacılık sektörü ise bir diğer önemli iş birliği alanı olarak öne çıkıyor. Türk Hava Yolları (THY), dünyanın en büyük havayolu şirketlerinden biri haline geldi. Almanya’nın ulusal havayolu Lufthansa ile THY’nin daha yakın iş birliği içinde olması, küresel havacılık sektöründe yeni fırsatlar yaratabilir.
TÜRKİYE VE ALMANYA: REKABET DEĞİL, TAMAMLAYICILIK
Almanya ve Türkiye aslında birbiriyle rekabet eden değil, birbirini tamamlayan iki ekonomi. Almanya’nın güçlü olduğu alanlar Türkiye’de eksik, Türkiye’nin avantajlı olduğu sektörler ise Almanya’da yeterince gelişmiş değil. İşte bu yüzden iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin derinleştirilmesi, her iki taraf için de büyük kazanımlar sağlayacaktır. Bu hedef doğrultusunda, DEİK/Türkiye-Almanya İş Konseyi olarak güçlü bir irade ortaya koyduk. Bu fikri Almanya’nın 10. Cumhurbaşkanı Christian Wulff da sahiplendi ve Alman Türk İş Konseyi’ni hayata geçirerek başkanlık görevini üstlendi. Ben DEİK/Türkiye-Almanya İş Konseyi Başkanı olarak Türkiye tarafında süreci yürütürken, Sayın Wulff da Alman Türk İş Konseyi Başkanı olarak Almanya tarafındaki çalışmalara liderlik ediyor. İki ülkenin iş dünyası temsilcileri olarak el ele vererek, Türkiye ve Almanya’yı daha yakın bir ekonomik entegrasyona taşımak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.