Yeni Ticaret Dinamikleri ve Stratejik Çözümlerde Türk Eximbank’ın Rolü

Küresel ticaret dinamikleri hızla değişirken Türkiye ihracatta sürdürülebilir büyümeyi nasıl sağlıyor? Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney; yeni pazar stratejileri, finansman çözümleri ve tedarik zinciri dönüşümüne dair önemli değerlendirmelerde bulundu

Pandemi sonrası değişen ticaret dengeleri, artan jeopolitik riskler ve küresel ekonomideki dalgalanmalar, ihracatçılar için hem riskleri hem de yeni fırsatları beraberinde getiriyor. Türkiye, güçlü üretim altyapısı ve geniş pazar çeşitliliğiyle bu dönüşüme hızla adapte olmaya çalışıyor. Peki, mevcut ihracat performansı nasıl değerlendiriliyor? Firmalar, yeni pazarlara açılmada hangi zorluklarla karşılaşıyor ve bu süreçte Türk Eximbank nasıl bir rol üstleniyor? Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney ile ihracatın geleceğine dair önemli başlıkları ele aldık.

KÜRESEL TİCARETTE YAŞANAN GELİŞMELER VE TEDARİK ZİNCİRİ DÖNÜŞÜMLERİ DÜNYA İHRACAT DİNAMİKLERİNİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ETKİLİYOR. TÜRKİYE’NİN MEVCUT İHRACAT PERFORMANSINI VE BU DEĞİŞEN KOŞULLARA UYUM SAĞLAMA KAPASİTESİNİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

Pandemi ile ortaya çıkan en büyük sorunlardan biri tek bir ülkeye/ bölgeye bağlı bir şekilde çalışan tedarik zincirinin ülke ekonomileri için kırılganlıklar yaratmasıydı. Son dönemde de artan jeopolitik problemler küresel ticarette sorunlara yol açarken ticaret politikalarında korumacılığın artması sonucunda yerel kapsamlı tedarik zincirlerinin oluşturulması eğiliminin arttığını görmekteyiz. Ayrıca robotlaşma, otomasyon ve yapay zekâ gibi teknolojik gelişmeler de değer zinciri tarafında maliyetleri düşürücü etki yaratmaktadır. Söz konusu sebeplerden dolayı, daha etkin ve dayanıklı bir tedarik zinciri sistemi için tedarik zincirinde dönüşümlerin yapılması zorunlu olmaktadır. Buna ek olarak seçimlerden sonra ABD yönetimi tarafından uygulanan yüksek tarifeler küresel ticarette korumacılık eğilimlerinin daha da artmasına neden olmaktadır.

Söz konusu gelişmeler, belirsizlikleri artırırken küresel ticaretin büyümesi üzerinde aşağı yönlü baskı yaratmaktadır. Türkiye özelinde baktığımızda 2024 yılında ihracatımızın, en büyük pazarımız olan AB’deki zayıf ekonomik performansa ve yakın coğrafyamızda devam eden savaşlar ile jeopolitik sorunlara rağmen %2,4 oranında artarak tarihi yüksek seviye olan 261,9 milyar dolara yükseldiğini görmekteyiz. İhracatın başlıca kalemleri arasında motorlu araçlar, mekanik cihazlar, mineral yakıtlar, elektronik ürünler, demir-çelik ile tekstil-hazır giyim ürünleri ön plana çıkmaktadır. Türkiye, hem ürün hem de pazar çeşitliliği açısından dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almaktadır. Bu sayede küresel kriz zamanlarında ihracattaki olumsuz etkileri sınırlayabilmekte, hızlı bir şekilde toparlanmakta ve sektör veya pazar şoklarına karşı direncini artırmaktadır. Türkiye, ihracat performansı yüksek ürün ve pazar çeşitliliği sayesinde güçlü bir konumda bulunmaktadır. Bununla birlikte, üretim kapasitesi kısıtları altında toplam ihracattaki büyümeyi ve ihracatın büyümeye olan katkısını artırmak için Türkiye’nin ürün ve pazar çeşitlilik avantajını doğru stratejilerle değerlendirmesi gerekmektedir.

İhracat stratejileri yüksek katma değerli ürünlerin payının artırılması, dijitalleşme, yenilikçi ürün geliştirme ve alternatif pazarlara yönelme ekseninde oluşturulmaktadır. Bu sayede, Türkiye’nin değişen küresel ticaret koşulları ve tedarik zinciri dönüşümlerine daha hızlı uyum sağlayarak ihracat performansını sürdürülebilir bir şekilde artırması hedeflenmektedir. Söz konusu stratejiler kapsamında Türk Eximbank olarak ihracatçılarımıza destek olmaya devam etmekteyiz.

TÜRK İHRACATÇILARININ YENİ PAZARLARA AÇILMA SÜRECİNDE KARŞILAŞTIĞI EN BÜYÜK ZORLUKLAR NELERDİR? BU ZORLUKLARIN AŞILMASI İÇİN FİNANSMAN VE SİGORTA ÇÖZÜMLERİ NASIL BİR KATKI SAĞLAYABİLİR?

Türk Eximbank olarak en önemli misyonlarımızdan birisi Türk ihracatçılarının yeni pazarlara girişini kolaylaştırmak ve desteklemek. Firmalarımızın yeni pazarlara açılmasını teşvik etmek, daha rekabetçi, üretken ve kârlı bir ihracat portföyü oluşturmalarına katkı sağlamak üzere üretim sürecinin başından itibaren istifade edilebilecek çok sayıda nakdi ve gayrı nakdi ürün sunuyoruz. Türk ihracatçılarının yeni pazarlara açılma sürecinde ve portföylerine farklı ülkelerden yeni alıcılar ekleyebilmelerinde, ilgili pazarların dinamiğine uygun rekabetçi fiyat sunabilmeleri ve alıcılarda yaşanabilecek tahsilat sorunu ihtimalini en aza indirebilmeleri kritik öneme sahiptir. Bu sebeple Bankamızın sunduğu finansman ve sigorta ürünleri ile ihracatçılarımızın rekabet gücünü artırmaları ve risklerini minimize etmeleri için destekler sağlıyoruz.

Sağladığımız nakdi kredi desteklerimizle, ihracatçılarımıza uygun maliyet ve vadelerde hem TL hem döviz borçlanma imkanları sunmaya ve dolayısıyla ihracatçılarımızın rekabetçi fiyatlar ile yeni pazarlara açılmasına destek olmaya gayret ediyoruz. Türk Eximbank Yurt Dışı Alacak Sigortası ürünümüzün, ihracatçılarımızın yeni pazarlara açılması ve yeni alıcılarla ihracat hacminin artırılması noktasında destek sağladığımız en güçlü ürünümüz olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İhracatçılarımız bu ürünümüzle, yeni pazarlarda ilk defa ticari ilişki içerisine girecekleri alıcılarıyla ilgili profesyonel bir ön değerlendirme yapılması imkanına sahip olmanın yanı sıra, ilgili alıcının geri ödeme performansına dair bilgi sahibi olabiliyor ve Türk Eximbank garantisi ile hem ticari hem de politik nedenlerle ortaya çıkabilecek tahsilat sorununu bertaraf edebiliyorlar.

Bu durum, ihracatçılarımızın yeni pazarlardan yeni alıcıları portföye dahil etme motivasyonlarını ciddi anlamda artırmaktadır. Ayrıca Bankamız 2023 yıl sonunda Türkiye’yi temsilen Afrika’da çok taraflı bir kuruluş olan Africa Finance Corporation (AFC)’a hissedar oldu. Böylelikle, Türk mal ve hizmet ihracatını artırmak amacıyla, firmalarımızın Afrika pazarındaki varlığını güçlendirecek stratejik adımlara bir yenisi eklendi. Potansiyel iş birliği fırsatlarını ortaya çıkaracak, Afrika’daki projelere finansal destek sunmanın önünü açacak risk paylaşımı ve alternatif finansman modelleri üzerinde çalışmalara hızla başladık. Umuyorum ki önümüzdeki dönemde ülkemiz ihracatına ve kıtadaki varlığımıza anlamlı katkılar sağlayacak işlere imza atacağız.

TÜRK EXİMBANK OLARAK 2025 YILI İÇİN İHRACAT FİNANSMANINA YÖNELİK ÖNCELİKLİ STRATEJİLERİNİZ NELERDİR? ÖZELLİKLE KOBİ’LERİN İHRACATA YÖNELMESİNİ TEŞVİK ETMEK İÇİN YÜRÜTTÜĞÜNÜZ ÖZEL PROGRAMLAR VAR MI?

2025 yılı içinde, beklenen politika faizi düşüşü paralelinde, TL kredi faiz oranlarının da düşmesini bekliyoruz. Bu düşüşün en çok etkilediği alanlardan biri olan ihracat sektörüne destek sağlamak amacıyla, TCMB Reeskont Kredilerini KOBİ ihracatçı firmalarımıza öncelik vererek sunacağız. Günlük kullandırım limitlerimiz çerçevesinde, ihracatçı firmalarımız için en uygun maliyetli sevk öncesi işletme sermayesi kredisi olan bu kaynağı erişime açacağız. Ayrıca, 2024 yılına kadar sadece KOBİ ihracatçılarımıza ve 1 yıla kadar vadede kullandırdığımız, Bankamız TL kredi ürünlerimizi hem KOBİ hem de KOBİ dışı ihracatçılarımıza 3 yıla kadar vade imkânı ve piyasaya göre uygun maliyetlerle kullandırmaya devam edeceğiz.

Döviz kredilerinde KOBİ’lere kısa vadede %0,50 baz puan, orta uzun vadede %0,75 baz puan KOBİ indirimi uygulanırken, TL kredilerde ise bütün ihracatçılarımıza KOBİ veya KOBİ dışı ayrımı yapılmaksızın aynı faiz oranı üzerinden finansman imkânı sunulmaktadır. Döviz borçlanmaktansa, TL borçlanma eğilimi daha yüksek olan KOBİ ihracatçılarımızın, TL faiz maliyetlerinin de düştüğü ortamda Bankamız TL kredi imkanlarını daha fazla tercih etmelerini ve bu durumun Bankamızla ilk defa çalışacak ihracatçı KOBİ sayısını artıracağını ön görüyoruz. 2025 yılı içinde, ihracatçılarımızın karbon emisyonunu azaltacak, enerji verimliliğini artıracak veya atık su miktarını düşürecek sürdürülebilirlik temalı yatırımlarını, IBRD’ den temin ettiğimiz kaynak başta olmak üzere, ikili anlaşmalar kapsamında temin ettiğimiz uygun maliyetli ve uzun vadeli kaynaklar ile finanse etmeye devam edeceğiz.

2025 yılı içinde önemle üzerinde duracağımız bir diğer konu, portföyümüzdeki faizsiz bankacılık ürünlerinin prokullandırım hacminin artırılması olacaktır. İslami Finans Kuruluşları ile kurduğumuz iyi ilişkiler sayesinde, bu kuruluşlardan, faizsiz bankacılık modelleri kapsamında kullandırabileceğimiz uygun vade ve maliyetli kaynakları temin ederek ihracatçı firmalarımızın, özellikle döviz cinsinden yatırım ve işletme sermayesi finansman ihtiyaçlarını karşılayacağız. 2025 yılı içinde, bu alandaki en önemli gelişmemiz şüphesiz TCMB kaynaklı Faizsiz Bankacılık ürününün doğrudan ve Katılım Bankaları aracılığı ile ihracatçılarımızla buluşturmamız olacak. Hazırlık sürecinde neredeyse sona geldiğimiz bu ürünü, 2025 yılında ilk defa ihracatçılarımızın kullandırımına sunacağız.

İlaveten, MIGA, NEXI, AIIB gibi kuruluşlardan, ihracatçı firmalarımızın uygun maliyet ve vade imkanlarıyla borçlanmalarına olanak sağlayacak yeni kredi anlaşmaları için çalışmalarımızı sürdürüyor olacağız. Türk Eximbank olarak, ihracatçı KOBİ’lerimizin müşteri portföyümüzdeki hem adet hem hacim payını artırmak üzere, kredi ürünlerimizde maliyet avantajı sunmamızın yanı sıra, ikili anlaşmalar kapsamında temin ettiğimiz kaynakların bir bölümünü sadece KOBİ firmalara kullandırmak üzere borçlanıyoruz. KOBİ’lerimizin teminata erişim sorununa da çözüm üretebilmek adına, kefalet kuruluşlarından temin ettiğimiz kefalet paketlerinin büyük bir bölümünü sadece KOBİ’lere kullandırıyoruz. İhracat performansı iyi olan KOBİ’lerimizin, konvansiyonel bankalarda olduğu gibi kefalet, gayrimenkul ipoteği, sigortalı ihracat alacağının temliki gibi alternatif teminatlar ile borçlanmasına da imkân tanıyoruz. Kobi kredilerinin toplam krediler içindeki payı 2024 yılında %20 olarak gerçekleşirken, bu oran 2025 yılının ilk iki ayında yükselerek %28 seviyesine ulaşmıştır.

TÜRKİYE’NİN İHRACAT PAZARLARINDA BÜYÜMESİNİ SÜRDÜREBİLMESİ İÇİN HANGİ SEKTÖRLERDE DAHA FAZLA POTANSİYEL GÖRÜYORSUNUZ? EXIMBANK OLARAK BU ALANLARDA İHRACATI TEŞVİK ETMEK İÇİN NASIL BİR DESTEK SUNUYORSUNUZ?

Başta tedarik zincirindeki bozulmalar kaynaklı olmak üzere pandemi sonrası ortaya çıkan bazı sorunlar ve küresel ekonomideki dalgalanmalar sürdürülebilir yüksek büyüme oranlarının yakalanması için yeşil ve dijital dönüşüm odaklı yüksek katma değerli imalat sanayi sektörlerinin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda, teknolojik gelişmeler ve iş gücünün bu gelişmelere uyumunun artırılması ile sağlanan toplam faktör verimliliğindeki artışlar yüksek katma değerli üretimi ve uzun dönemli yüksek büyümenin ana unsurlarından biri haline gelmiştir. Bu kapsamda savunma sanayi, yüksek teknolojili bilgisayar ve elektronik ürünler sektörü, imalat sektörlerinin çoğuna ara girdi sağlayan kimya sektörü ile medikal ürünler ve ilaç sektörleri ön plana çıkmaktadır.

Bu sektörlerde yapay zekâ uygulamaları odaklı dijital dönüşümün sağlanması ve Ar-Ge çalışmalarının artarak devam etmesi, ülkemizin sürdürülebilir büyümesine ve refah artışına önemli katkılar sağlayacaktır. Son yıllarda savunma sanayisinde gösterdiğimiz yerli üretim kapasitesini artıran ve ithal bağımlılığı azaltan dönüşüm ve ilerleme en önemli örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Sürdürülebilir büyüme için yeşil dönüşüm sürecini verimli kılmak ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi desteklemek de önem arz etmektedir. Yüksek rekabet gücüne sahip, orta-üst teknoloji seviyesinde yer alan ve en önemli ihracat sektörümüz olan otomotiv sektörü için AB en önemli pazar konumunda bulunurken, AYM’ye uyum sağlanması bu sektörün ihracatında rekabet avantajı sağlayacaktır. Ayrıca, Türkiye’nin dış ticareti açısından en önemli net ihracatçı konumlarından dolayı kritik bir öneme sahip olan tekstil ve hazır giyim sektörlerinin de en önemli ihracat pazarı AB olarak bilinmektedir. Dolayısıyla sektörlerin AYM’ye daha hızlı uyum sağlaması fırsat yaratabilecek faktör olarak ön planda yer almaktadır.

Bununla birlikte, düşük katma değerli üretim yapısı nedeniyle Ar-Ge faaliyetlerinin artırılması, ikiz dönüşümün ve markalaşmanın sağlanması bu sektörlerin gelişimi açısından çok büyük önem taşımaktadır. Öte yandan başta turizm olmak üzere hizmetler sektörü, net döviz girdisi sağlaması, istihdam yaratması ve yarattığı katma değer ile Türkiye ekonomisi için kritik öneme sahiptir. 2024 yılında hizmet ihracatımız, 115 milyar dolara ulaşarak mal ihracatımızdan daha hızlı bir büyüme gerçekleştirmiştir. Bu noktada Türkiye’nin dünyadaki önemli turizm destinasyonlarından biri olması sebebiyle turizm sektörü pandemi sonrası önemli bir büyüme kaydederken yüksek katma değerli sağlık ve gastronomi turizmi açısından halihazırda gelişim imkanları bulunmaktadır. Bununla birlikte bilişim sektörü, sağlık turizmi ve lojistik sektörleri de dünyadaki gelişmelere paralel olarak hızlı bir gelişim göstermekte ve önemli büyüme potansiyeline sahip sektörler arasında yer almaktadır.

ALTERNATİF FİNANSMAN MODELLERİ, ÖZELLİKLE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE YEŞİL FİNANSMAN ALANINDA NASIL BİR FIRSAT SUNUYOR? EXIMBANK BU ALANDA NASIL BİR YOL İZLİYOR?

Türk Eximbank olarak sürdürülebilirlik konusunda temel yaklaşımlarımızdan biri ihracatçılarla çeşitli iletişim ve iş birliği mekanizmaları geliştirerek çevresel ve sosyal kriterlere uyumlu finansman araçları sunmaya çalışmaktır. Yeşil ekonomiye geçiş ile ilgili ulusal ve uluslararası mevzuatları yakından takip ediyor, oluşturduğumuz finansman araçları ile de Türk ihracatçılarının yeşil dönüşüm yatırımlarını destekliyoruz. Bu kapsamda çeşitli uluslararası finans kuruluşlarıyla iş birliği yaparak sürdürülebilirlik temalı finansman kaynakları sağlıyor, kredi programları geliştiriyor ve yeşil yatırım kapsamındaki projeleri destekleyecek düşük faizli ve uzun vadeli finansman paketleri oluşturuyoruz. İlgili fonların (bankamız kaynağı da dahil) kullandırımı öncesinde de ihracatçılarımızın çevresel ve sosyal risklerini değerlendiriyoruz. Ayrıca, İslam Kalkınma Bankası, Emirates İslam Bankası ve Uluslararası İslami Ticaret Finansman Kuruluşu’ndan sağladığımız kaynaklar ile faizsiz bankacılık ürünlerini tercih eden firmalarımızın da yeşil dönüşüm yatırımlarını destekleyebiliyoruz. 2025’te gerçekleştirmeyi planladığımız sukuk ihracı ile de sermaye piyasalarından sağladığımız kaynakları artırarak faizsiz finansman ürünlerimizi yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz. Başarılı borçlanma işlemleri ile ihracatçılarımıza özellikle yatırım projelerinde sürdürülebilir finansman imkânları sağlıyoruz.

2024 YILINDA TÜRK EXIMBANK OLARAK İHRACATÇILARA SAĞLADIĞINIZ FİNANSMAN VE SİGORTA DESTEKLERİYLE ÖNEMLİ BİR BÜYÜME KAYDETTİNİZ. 2025 YILI İÇİN HEDEFLERİNİZ ARASINDA HANGİ YENİ STRATEJİLER VE ÖNCELİKLER YER ALIYOR? İHRACATÇILARIN FİNANSMANA ERİŞİMİNİ DAHA DA KOLAYLAŞTIRMAK ADINA PLANLADIĞINIZ YENİLİKLER NELERDİR?”

Türk Eximbank’ın ihracatçıya desteğinin sürdürülebilir ve etkin olmasını önemsiyoruz. Bu kapsamda 2024 yılında ihracatçıların finansmana erişiminde yaşanan güçlükleri telafi etmek üzere alternatif çözümler üreterek ihracata maksimum desteği sağlamaya çalıştık. Katma değeri yüksek stratejik sektörleri ve KOBİ’leri öncelikli olarak desteklemeye özen gösterdik ve teminatların çeşitlendirilmesi konusunda da aksiyon aldık. Finansmana kolay erişim ve uygun maliyet konusunda avantajlar sunan kredi teminat çeşitliliği uygulamamız sayesinde alternatif teminat türleri ile ihracatçıların Türk Eximbank kredi programlarından daha düşük maliyetle yararlanılabilmesini sağladık.

Borçlanma imkânlarımızı en iyi seviyede kullanarak ihracatçılarımızın hem işletme sermayesi hem de yatırıma yönelik finansman taleplerini karşılamaya çalıştık. Bu sayede 2024 sonunda 24,1 milyar ABD doları kredi desteği ile hedefimizin üzerinde finansman sağladık. Stratejimiz doğrultusunda uyguladığımız tabana yayılma politikası ile 2020 yılında %70’ler seviyesinde olan Bankamız desteklerinden yararlanan ihracatçılar içerisinde KOBİ’lerimizin oranı 2024 sonunda %83,4’e ulaşmıştır. 2024 yılı, ödeme şekilleri itibarıyla sigortalanabilir ihracat hacminin nispeten azaldığı bir yıl olmasına rağmen yıl sonunda 24,6 milyar ABD doları alacak sigortası hacmine ulaştık.

Böylece, kredi ve sigorta olmak üzere ihracatçılarımıza toplam 49 milyar ABD doları ile bugüne kadarki en yüksek desteğimizi sağladık. 2025’te de katma değerli ürün ihracatını desteklemeye devam edeceğiz. Özellikle orta-yüksek ve yüksek teknoloji ihracatı yapan sektörler, döviz kazandırıcı hizmet sektörleri ve ihracatçı KOBİ’ler stratejik önceliklerimiz arasında yer alıyor. Dış Ticarette Tek Noktadan Çözüm 2025 yılında, ihracatçılarımıza dış ticaret işlemlerinde Türk Eximbank güvencesi ve aracılığıyla işlem yapma imkânı sunacak çözümlere hız vereceğiz. Ayrıca e-ihracat gibi yeni ihracat türlerine ve hizmet ihracatına yönelik özelleştirilmiş finansal çözümlere yöneleceğiz.

Ülkemizin cari fazla veren bir ekonomi olma hedefi doğrultusunda, ülkemizden mal ve hizmet veren firmalarımıza daha fazla destek sağlayarak onların sürdürülebilir şekilde daha fazla mal ve hizmet ihraç etmelerine katkıda bulunmaya devam edeceğiz.

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Start typing and press Enter to search