İngiltere’nin AB’den ayrılık kararı, üç yıldır uygulanamadı. Dünya, artık büyük bir köy ve içinde olan her olay, tüm köyü az veya çok etkiliyor

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma süreci sadece İngiltere’yi değil, tüm dünyayı etkiliyor. Siyasi kaygılar ve saiklerin, ekonomik motivasyonlarla kamufle edilmesi sonucu başlayan Brexit serüveninden en çok etkilenen yine iş dünyası olacak. İngiltere; dünya ihracatının yüzde 2,5’ini, ithalatının ise yüzde 3,4’ünü tek başına yapıyor. Ülke bu rakamlar ışığında ihracatta 10’uncu, ithalatta ise 5’inci sırada bulunuyor. Tüm bu veriler de dünyanın en büyük 5’inci ekonomisi olan bu ülkeyi alım gücü yüksek ve iştah kabartan bir pazar hâline getiriyor. İngiltere de genel seçimlerinden sonra oluşacak konjonktüre göre; mevcut anlaşmayla 31 Ocak’ta AB’den ayrılma, müzakereleri yeniden başlatma, referandum, Brexit’i iptal etme ve 31 Ocak’ta anlaşmasız ayrılık olmak üzere beş farklı senaryo üzerinde yoğunlaşabiliriz.

Mevcut Anlaşmayla 31 Ocak’ta AB’den Ayrılma

Hükümetin yaptığı ve parlamentodan geçmeyen bu anlaşmaya göre İngiltere, AB’den ayrılırken bir geçiş süreci yaşayacak. Bu süre bir yıl boyunca karşılıklı anlaşmalarla uzatılabilir. Süre içerisinde İngiltere, Gümrük Birliği’nde olmaya devam ederken kendi serbest ticaret anlaşmalarını da yapacak. Ülke ayrıca AB’den ayrılması karşılığında 33 milyar sterlin ödeyecek.

Müzakereleri Yeniden Başlatma

Kurulacak yeni hükümet, isterse önceki hükümetin planlarını rafa kaldırabilir. Böylece AB ile yeniden görüşmeler başlayabilir.

2016’da yapılan tavsiye niteliğindeki referandum, parlamento ve hükümeti kanunen bağlamıyor, halkın düşüncelerini baz alıyordu

Referandum

İngiltere’de seçime katılım oranları yüksek seviyelerde değil. Hatta referandum günündeki yoğun yağmurun bile birçok seçmenin oy kullanmaya gitmemesine neden olduğu söyleniyor. Ülkenin bu ani kararının sonuçlarını yeni anlayan bir kesim de var. Ayrıca ayrılık kararından en çok etkilenecek olan genç kesim, büyüklerin kararıyla hayatlarının değişmesini istemiyor. 2016’da yapılan tavsiye niteliğindeki referandum, parlamento ve hükümeti kanunen bağlamıyor, halkın düşüncelerini baz alıyordu. Yeni hükümet, tekrar böyle bir referandum isteyebilir veya sonucu uygulanmak zorunda olan bağlayıcı bir referandum talep edebilir. Genel beklenti ise böyle bir durumda halkın AB’de kalmayı seçeceği yönünde.

 Brexit’i İptal Etme

Hükümetin böyle bir yetkisi var ve bu hakkını kullanabilir. Bu durumda İngiltere, AB’de aynı şekilde kalmaya devam eder.

Her şeye rağmen İngiltere’nin kısa vadede olumlu etkilenmeyeceğine kesin gözüyle bakılıyor

31 Ocak’ta Anlaşmasız Ayrılık

Ülke bu ihtimal üzerine uzun zamandır hazırlık yapıyor. Buna göre İngiltere Gümrük Birliği’nden çıkacak ve AB ile olan ilişkilerinde bir yıllık geçici birdönem başlayacak. Bu her ne kadar geçişi kolaylaştırsa da gümrük tarifeleri devreye gireceği için ekonomide hızlı bir etki oluşturacak. Dünya Ticaret Örgütü’nün genel kuralları geçerli olacak ve taraflar da birbiri için anlaşmasız iki ülke gibi olacak. Burada İngiltere’nin diğer ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarının önemi artıyor. İngiltere şimdiden 55 ülkeyi kapsayan, 18 ayrı serbest ticaret anlaşması yaptı ve 21 ülkeyle de görüşmeleri devam ediyor. Şimdilik bu ülkeler arasında Türkiye yer almıyor.

BREXIT’İN DÜNYA EKONOMİSİNE YANSIMALARI

Brexit’in dünya ekonomisine olan etkilerini irdelediğimizde bu durum, Brexit’in hangi şartlarda olacağına göre değişim gösteriyor. Ülkelere ve sektörlere göre değişmekle birlikte, her hâlükârda dünya ekonomisinde bir etkisi olacağı kesin. Devlet, İngiltere’ye olan etkiyi azaltabilmek için çaba sarf ediyor. Onlara göre İngiltere, bundan sonra daha bağımsız hareket edebilecek ve ülkelerle ikili serbest ticaret anlaşmaları ile kendisine en uygun anlaşmaları yapabilecek. İngiltere, AB’den ayrıldıktan sonra İngiliz Milletler Topluluğu’nu güçlendirmeyi planlıyor. Anlaşmasız ayrılık, İngiltere açısından daha büyük sorun olacak. Anlaşmalı ayrılık senaryosunda ise özel tarifeler uygulanırsa İngiltere, buradaki kaybını diğer ülkelerle yaptığı ticaretle kapatabilir. Her şeye rağmen İngiltere’nin kısa vadede olumlu etkilenmeyeceğine kesin gözüyle bakılıyor.

AB, İNGİLTERE İLE ANLAŞMAYA SICAK BAKMALI

Bu durumdan, AB içerisindeki her ülke ve sektör farklı şekilde etkilenecek. AB’nin ikinci büyük ekonomisinin, ithalatının yüzde 53’ünü kendisinden yaptığı bir birlikten uzaklaşması, birlik ülkelerini etkileyecek. Büyük bir tedarikçi ve daha da önemlisi müşteri kaybı olacak. Bu yüzden AB, İngiltere ile bir anlaşmaya sıcak bakmak durumunda. Aynı zamanda diğer ülkelerle anlaşma yapabiliyor olması da İngiltere’yi avantajlı duruma getiriyor. İngiltere, AB ile birlikte Gümrük Birliği’nden de ayrılmış oluyor. Bu da Türkiye gibi sayıları az da olsa AB’de olmayıp Gümrük Birliği, EFTA gibi anlaşmalarla İngiltere ile ticarette ayrıcalıklı olan ülkeleri de oldukça etkiliyor. Bu ülkelerin de karşılıklı ayrıcalıklı hakları kaybolacak ve sonraki avantajlarını veya dezavantajlarını İngiltere ile ikili ticaretleri ve yapabildikleri ticaret anlaşmaları belirleyecek.

Türkiye, bu krizi doğru ticari hamleler ve güçlü ticari anlaşmalarla bir fırsata çevirebilir

TÜRKİYE, BU KRİZİ FIRSATA ÇEVİREBİLİR

Türkiye, şu anda yapılan analizler ve öngörülere göre anlaşmasız bir ayrılık sonucu herhangi bir AB ülkesinden daha çok etkilenecek. Bunun sebebi de tamamen ikili ticari ilişkilerin sektörel içeriği ve boyutu. Öte yandan Türkiye; bu krizi doğru ticari hamleler ve güçlü ticari anlaşmalarla, coğrafi ve ekonomik durumlarını da değerlendirerek bir fırsata çevirebilir. Ülkemiz, AB’den sonraki komşusu olarak İngiltere’nin doğuya açılan köprüsü olabilir.

NE TÜR ÖNLEMLER ALINABİLİR?

Bu soruya kademe kademe cevap aranabilir. Devletler tarafından serbest ticaret anlaşmalarıyla hazırlıklar yapılmaya çalışılıyor. Ülkenin en çok ticaret yaptığı alanlar, olası tarife değişikliklerine karşı alınabilecek önlemler, makro ve sektörel yaklaşımlar bunlardan bir kısmı olarak sayılabilir. Mesleki kuruluşlar ve odaların Brexit’in olası zararlarını iyi tespit etmeleri gerekir. Bu zararın bir kısmı tek taraflıyken bir kısmı da İngiltere açısından karışıklığa sebep olabilir. Bu yüzden birlikte hareket edip çözüm üretmenin faydası vardır. Her kuruluş ve oda, İngiltere’deki karşılığı ve muhataplarıyla yakın çalışarak bu zararı en aza indirmek için hem ortak akıl yürütmeli hem de gerekli lobi çalışmasını yapmalıdır. Brexit sadece İngiltere ile değil, AB ve diğer ülkelerle ticaret yapan firmaları da ilgilendiriyor. İşletmeler; İngiltere ile alternatif ticaretlerini, İngiliz firmalarına veya onların tedarikçilerine seçenek olabilmenin yollarını araştırabilir. Özetle Brexit, hâlâ netleşmemiş bir süreç olmayı sürdürüyor. Mikro ve makro anlamdaki olası senaryolara karşı hazırlıklı olmak ve süreci iyi izlemek gerek.

 İş Danışmanı Dr. Hüseyin Hakan Yıldırım