Afrika, hangi sektörde yatırım yapılacaksa, o sektörün iyi araştırılması ve uzun vadeli yatırım yapılması gereken bir kıtadır.

Afrika, geçmişe bakıldığında bilinmezlerin bulunduğu, ülkemizin ticareti açısından şartların zor olduğu bir yer olarak anlatılıyordu. Fakat Afrika hakkındaki bu olumsuz algı, günümüzde geçerliliğini korumuyor. Çünkü Türkiye’nin attığı diplomatik ve siyasi adımlar bu algının değişmesine neden oldu. İki ülke arasındaki bu gelişmenin ticarete de olumlu etkilerinin olduğunu görüyoruz.

Türk yatırımcıların ve iş insanlarının Afrika’ya kısa vadeli bakmamaları gerekir. Afrika, hangi sektörde yatırım yapılacaksa, o sektörün iyi araştırılması ve uzun vadeli yatırım yapılması gereken bir kıtadır. Ayrıca, iş birliği içerisinde olunan ülkenin kurallarına, kanunlarına titizlikle yaklaşmak gerektiği kanaatindeyim.

Afrika ile olan ticaretimiz iş birliğini esas alarak ilerliyor. Söz konusu ticaret, karşılıklı yatırımların yapıldığı ve her iki ülkenin de yatırım yapılan alanlarda gelişmesini amaçlayan bir anlayışa sahip. Bizler de DEİK olarak, iki ülke arasındaki ticari yatırım ilişkilerinin gelişmesi için çalışıyoruz. B2B görüşmeleri ile yatırımların karşılıklı artması için gayret gösteriyoruz. Ne mutlu ki bu gayretimiz, Türkiye-Afrika IV. İş ve Ekonomi Forumu vesilesiyle sonuçlarını alabiliyor. Oldukça önemli olan bu organizasyona bu yıl 4 bin kişi katıldı. Bu yeni yatırımlar ve iş birlikleri için önemli bir sayı. TABEF gibi organizasyonlar yapıldığı ve ticari diplomasi faaliyetlerine önem verildiği sürece Afrika ile olan ticaret hacmimizin iki katına çıkacağına inanıyorum.