İstanbul Finans Merkezinin geliştirilmesi ve daha etkin hâle gelmesi, üçlü iş birliklerini ve diyaloğu kolaylaştırmaya yarayacak kanaatindeyim

Dünyanın pek çok yerinde farklı sektörlerde faaliyet gösteren küresel Türk şirketleri, üçüncü ortaklarla iş birliği yapmak için özgün mukayeseli üstünlük elde ediyor. Türkiye; bu anlamda küresel üretim zincirlerinde rekabet edilecek bir güç değil, diğer ülkelerle eklemlenmiş bir ortak olarak yükseliyor. Olası tamamlayıcılık taşıyan alanların karşılıklı diyaloglar yoluyla belirlenmesi, özellikle Afrika’da kazan-kazan durumu yaratan üçlü iktisadi iş birliklerine fırsat yaratıyor. Türkiye, orada Çinli ve Batılı şirketlerle daha güçlü iş birlikleri yapmaya yarayabilecek altyapı, imalat, hizmet ve tarım sektörlerinde aktif olarak yer alıyor. Ancak bu, üçlü ortaklıkları ve karşılıklı fayda sağlayabilecek iş birliklerini geliştirmek için bütün tarafların katıldığı ortak bir temelin doğru tanımlanmasını gerektiriyor. Bunun tam anlamıyla gerçekleştirilmesi ise yol gösterici belli veri tabanları yoksa pek mümkün değil. Kaldı ki Afrika’nın bazı yerlerinde bu veri tabanlarını edinmek son derece güç. Dahası, üçlü iş birliklerinin geliştirilmesinde yetersiz kalınan pek çok alan, bize aynı zamanda kurumsal kapasitenin ivedilikle arttırılmasının ve Türkiye özelinde özgün eğitimsel açığın kapatılmasının gerekliliğini de gösteriyor. Ayrıca fonlama ve kredilerin de eşit derecede önemli olduğuna dikkat çekmekte fayda var. Buna ek olarak Afrika’da üçlü iş birliklerinin geliştiril- mesi hususunda temel konunun finansal mekanizmaların oluşturulması olduğunu vurgulamak da gerekiyor. Bu çerçevede İstanbul Finans Merkezinin (İFM) geliştirilmesinin ve daha etkin hâle gelmesinin, üçlü iş birliklerini ve diyaloğu kolaylaştırmaya yarayacağını düşünüyorum.

Akademisyen Prof. Dr. Sedat Aybar