Genç yaşta düzenlediği defilelerle dikkat çeken ve aynı zamanda DTİK Yüksek İstişare Üyesi olan modacı Atıl Kutoğlu, Türkiye’yi başarılı bir şekilde temsil ediyor

Atıl Kutoğlu… Genç yaşta modanın mutfağında başlayan bir serüven, basamakları birer birer tırmanarak dünyanın her köşesinde Türkiye’nin ruhunu yansıtan modacı. 1968’de İstanbul’da dünyaya gözlerini açan Kutoğlu, İstanbul Alman Lisesi’nden mezun oldu. Türkiye’nin kalbi sayılan İstanbul’da, daha lise yıllarındayken defileler gerçekleştiren Kutoğlu’nun bu adımları karşılıksız kalmadı ve önemli moda kuruluşları Vakko ile Beymen’de staj yapma imkânı yakaladı. Ardından öğrenimine devam etmek için Avusturya’nın başkenti Viyana’ya gitti. Kentteki ilk koleksiyonunu Belediye Başkanı Dr. Helmut Zilk’ten aldığı bir burs sayesinde sergileyen modacı, çok geçmeden Belediye Başkanı’nın eşi ve aynı zamanda ünlü müzikal yıldızı Dagmar Koller tarafından keşfedildi.

AVUSTURYA’NIN EN İYİ MODACISI ÖDÜLÜ’NÜ ALDI

Kutoğlu, 1993’te Münih Moda Haftası’nda “En İyi Genç Modacı” Ödülü’ne layık görüldüğünde daha 25 yaşındaydı. Takvimler 1994’ü gösterdiğinde ise Viyana Belediye Sarayı’nda düzenlenen bir törenle “WOOLMARK” Uluslararası Yün Birliği ve DIVA Moda dergisi tarafından verilen Avusturya’nın En İyi Modacısı Ödülü’nün sahibi oldu. Ödüller birbirini ardına gelirken Atıl Kutoğlu ismi, Avrupa moda sektöründe hızla yayılıyordu. İlk defa 1997’de düzenlenen “Viyana Moda Günleri”, Atıl Kutoğlu defilesiyle açıldı. Şıklığıyla tanınan Avusturyalı Prenses Pilar Goess, Kutoğlu için podyum- da sahne aldı. Kutoğlu, akabinde Avusturya Veliaht Prensi’nin eşi Prenses Francesca von Habsburg’un minyatür ve kaligrafi sergisi “St. Petersburg Murakkalari” için özel eşarp koleksiyonu hazırladı. 2000 yılına gelindiğinde ün kazanan modacının 27 kreasyonu, Viyana Belvedere Sarayı Müze ́nde ressam Gustav Klimt ́in “KLIMT ve KADINLAR“ Milenyum Sergisi ́ne paralel bir moda-exhibition olarak sergilendi.

DÜNYACA ÜNLÜ İSİMLERİN GİYSİLERİNDE KUTOĞLU İMZASI

Kariyerine Viyana’da başlayan Atıl Kutoğlu, 2014’te Paris’teki dünyanın en saygın kumaş fuarı olan Premiere Vision’un tüm çalışanlarının giysilerini tasarladı. Aynı yıl Kutoğlu’na, Avusturya Cumhurbaşkanı tarafından ülkenin bilim ve sanat için verilen en yüksek şeref madalyası takdim edildi. Modacı, 2015’te ise Paris Moda Haftası’nda Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği Rezidansı’nda görkemli bir defile gerçekleştirdi.

Atıl Kutoğlu koleksiyonları, son 10 yıldır New York Moda Haftası çerçevesinde düzenlenen defilelerle dünya basını ve moda severler için sergileniyor. Aralarında Jessica Alba, Catherine Zeta-Jones, Madonna, Viktor Lazlo, Naomi Campbell, Tamara Ecclestone, Prenses Michael of Kent, Prenses Ira von Fürstenberg, Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl ve Prenses Camilla von Habsburg gibi dünyaca ünlü isimlerin bulunduğu birçok kişiyi giydiren Atıl Kutoğlu’nun Viyana’nın merkezinde iki mağazası bulunuyor ve koleksiyonları birçok ülkede satılıyor.

TASARIMLARDA TÜRK KÜLTÜRÜNDEN İZLER

Atıl Kutoğlu, tasarım ve desenlerde etkilendiği unsurları şöyle özetliyor: “Uzun yıllardır yurt dışında yaşadığım için Türkiye’den ve Türk kültüründen esintileri tasarımlarıma taşıyorum. Bazen Ege kıyılarında bir tatilden aldığım haz ilham olabiliyor, bazen de Osmanlı mimarisinden ve sanatından öğeler. Ancak bunları koleksiyonlarımda çok modern; Avrupalı, Amerikalı kadının ve erkeğin kullanabileceği sade ve çarpıcı çizgilere dönüştürüyorum. Ayrıca yaşadığım ve çok sevdiğim şehir Viyana’dan aldığım ilham da kreasyonlarıma yansıyor.” Uluslararası platformlarda bir tanıtım elçisi gibi çalışarak ülkesine katkı sağlamaktan büyük mutluluk duyan Türk moda tasarımcısının, New York Moda Haftası’nda sergilediği Türk bayraklı ilkbahar-yaz koleksiyonu, ilk etapta tepki toplamış fakat sonrasında çok beğenilmişti. Söz konusu koleksiyon, tüm dünyanın yayın organlarında kendine yer bulmayı başarmıştı. Kutoğlu, Türk modacılara global platformda yer alabilmeleri için sunduğu tavsiyeleri ise şöyle özetliyor: “Her konuda global düşünmelerini ve global çalışmalarını öneririm. Sadece yerel bir başarıya ve üne ulaşmış olmak bence yeterli değil. Dolayısıyla eğer uluslararası platformda önemli moda otoriteleri tarafından çalışmalarınız beğeniliyorsa, kariyer olarak bir yerlere gelmiş sayılırsınız.”

Yazı: Tuğba Bal Bahar