Her bir sektörde dijitalleşmeyi teşvik edecek, bunu yaparken dönüşümün hızını ayarlayıp kaybedenleri de üzmeyecek politikalara ihtiyaç var.

Yıllar sonra dijitalleşmenin miladı ne zamandı diye bakınca, 2020 ve yeni tip koronavirüs (COVID-19) diyeceğiz. COVID-19 ile ekonomiler, dijitalleşen ve dijitalleşemeyen kesimlere ayrıldı. ABD’de COVID-19’a karşı açıklanan destek paketi ile Merkez Bankası bilançoları rekor ölçüde genişleyince borsa da rekora koştu. Ancak her hisse yükselmiyor. Borsa verisine biraz daha detaylı bakarsanız neredeyse tüm yükselişin birkaç teknoloji şirketinden kaynaklandığını görürsünüz.

Amazon, Facebook, Google, Apple, Microsoft ve Netflix’in toplam piyasa değeri COVID-19’un ilk beş ayında 1,9 trilyon dolar artmış. Kalan hisselerde ise önemli bir hareket yok. Ülkeler açısından bakınca da her bir ülkenin borsanın artan segmentinde mi sabit segmentinde mi kalacağını düşünmesi gerekiyor. Dijitalleşmenin en önemli belirleyicilerinden biri regülasyonların inovasyonu teşvik mi ettiği yoksa önünü mü kestiği. Analog döneme göre yazılmış regülasyonların yeterli gelmediği, hukuk ve piyasanın teknolojik dönüşüme adapte olması gereken bir dönemdeyiz. Dijital ekonomi artık kamu hibeleri ile gelişmiyor. Her bir sektörde dijitalleşmeyi teşvik edecek, bunu yaparken dönüşümün hızını ayarlayıp kaybedenleri de üzmeyecek politikalara ihtiyaç var. Öncelikli politikaları beş başlıkta toplamak mümkün.

Dijital Platform Regülasyonu

Gündelik hayatımızdaki birçok işi; sahibinden.com, yemeksepeti.com ve amazon.com gibi dijital platformlar aracılığıyla yapmaya başladık. Dijital platformlar hem işlem maliyetlerini azaltıyor hem de ekonomiye katılamayan kesimlerin erişimini artırıyor. Platform iş modeli ise dijital ortamlara yönelen talebi karşılamak için dijital ortamlara arzı kaydırmanın en etkin yöntemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu platformlar çift taraflı piyasalarda çalışıp, kullanıcılar ile hizmet sağlayıcıları bir araya getiriyor. Hâliyle bu piyasaların birinde oluşan ağ etkileri, diğerine yansıyor. Platform işlerinde etkin rekabetin tesisi ve platformlara hizmet verenlerin korunması başlıca dijital politika sorunlarından. Bu durumun giderilmesi için öncelikli olarak platformlara ilişkin düzenlemelerde uluslararası standartların yakalanması gerekiyor. Hâlihazırdaki platform düzenlemeleri, tek bir kanun üzerinden değil.

Örneğin Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Turizm Bakanlığı gibi bakanlıklar kendi özel mevzuatları üzerinden sektördeki platformları parça parça düzenliyor. Bu dağınık düzenlemelerin toparlanarak belirginlik sağlamak için dijital platformlara yönelik tek mevzuatın oluşturulması ve bu mevzuatın ise Avrupa Birliği (AB) standartlarında düzenlenmesinin yerinde olacağı kanaatindeyim. Böylece fiyat sınırlarından kaçınılacak ve platform mesuliyetlerinin güvenli liman ilkesine uygunluk sağlanacak.

 Bireysel Girişimcilik Regülasyonu

Teknolojideki hızlı ilerleme sonucu dünyanın her yerinde geleneksel firma yapısı değişiyor ve şirketler birçok bireysel girişimciyle beraber çalıştıkları platformlara dönüşüyor. Bu durum hem büyük firmaların hem de bireysel girişimcilerin, en iyi yaptıkları faaliyetlere odaklanmaları suretiyle ekonomideki etkinliğini artırıyor. Birçok ülkede yaygınlaşan bireysel girişimcilik ekonomisi (gig ekonomi), formel istihdama ulaşamayan veya pek çok durumda bir şirketin kalıpları içinde çalışmak istemeyen bireyler için ekonomiye yeni erişim imkânı olarak ortaya çıkıyor.

Gelişen teknolojinin getirdiği yeni ekonomik sektörleri de desteklemek için ABD’de ve bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bireysel girişimcilik ekonomisi çalışanlarına asgari ücret ve sigorta imkânı sağlanırken, esnek istihdamın önünü açan düzenlemelerin de oluşturulması gerekiyor. Ayrıca şahıs işletmesi kurulmasının önünde mali müşavirlik ve damga vergisi gibi sabit vergilerden oluşan maliyetlerin azaltılması da yerinde olacak.

Yerli Dijital Şirketlerin İnsan Kaynağının Güçlendirilmesi

Global şirketlerin, yazılımcılarını Türkiye’den istihdam etmesi hem çalışanları için hem de şirketler için tercih edilebilir avantajlar sağlıyor. Yabancı şirketler kaliteli yazılımcılarımızı döviz kurundaki artışı göz önüne alarak, yurt dışındaki bir yazılımcıya göre uygun fiyata istihdam ediyor. Endeavor Derneği’nin raporuna göre Türkiye’de bağlı olarak çalışan ortalama bir yazılımcı, aşağı yukarı 3 bin 800-6 bin TL gibi bir ücret alıp gelir vergisi ödüyor.

Ancak ayda 4 bin euro gelir (yaklaşık 40 bin TL) kazanan ve yabancı şirkete çalışan bir yazılımcı, Gelir Vergisi Kanunu madde 23 fıkra 14 ile vergi istisnasından yararlanıyor. Bu haksız rekabeti önlemek için yabancı şirketlerin Türkiye’den çalışanları istihdam ederken hem sosyal katkı ödememesi hem de çalışanların vergi istisnasına tabi olması istisnasının kaldırılması gerekiyor.

Vergi Politikaları

Dijitalleşmeyle beraber vergi değerleri belirlemede kullanılan fiziksel faaliyet esası anlamsız hâle gelmeye başladı. Çünkü artık dijital ekonomide şirketlerin esas varlığı fizikselden ziyade toplanan veriler. Bu nedenle birçok ülke veri toplayarak para kazanan global şirketleri ciro üzerinden vergilendirmeye gitti. Bizde de Dijital Hizmet Vergisi bu amaçla çıktı. Ancak bizde ciro üzerinden yüzde 7,5 oranındaki vergi, tedarik zinciri ve fiziksel değer yaratan e-ticaret platformlarına da koyuldu. Oysa Türkiye’de mükellef olmayıp Türkiye’nin verisini kullanarak hedefli reklam gösteren dijital platformlar ile e-ticaret şirketlerini aynı kefeye koymak adaletsizlik.

Dijital reklam platformları yüzde 30, e-ticaret platformları ise yüzde 3 civarında ortalama kâr marjı ile çalışıyor. Bu nedenlerle e-ticaret platformları için geçerli olan vergi oranının yüzde 1’e indirilmesi yerinde olacak. Buradan kaybolacak vergi gelirini telafi etmek için dijital reklam kategorisindeki vergi oranının bir miktar arttırılması da düşünülebilir.

Fintek Politikaları

Son yıllarda en çok girişim çıkaran ve inovasyona açık alanlardan biri olan fintek piyasası, dijital ekonomide büyük yer kaplıyor. Üstelik bu piyasanın etkisi, yalnızca dijitale değil. Fintek, ekonominin kalanını da olumlu etkileyecek yapısal dönüşümlerinin önünün açılması için önemli bir alan. Bu alanda gelişmiş ülkeleri yakalamak için bankalar, finansman kurumları ve sigorta şirketleri ile fintek şirketlerinin; regülatör kuruluşlarla bir arada yer aldığı resmî bir yapının oluşturulması için “Fintek Konseyi”nin kurulması faydalı olacak. Yeni fintek inovasyonlarının önünün açılması ve fintek kuruluşlarının kredi ürünlerine izin verilmesi gerekiyor. Dijital platformlar üzerinden borca dayalı kitle fonlama, kripto ve metal gibi tasarruf araçlarının rekabetçi biçimde geliştirilmesi de temel adımlardan.

Ussal Şahbaz Ussal Danışmanlık Kurucusu