Cümlelerimize birçok emoji iliştirerek duygularımızı en iyi şekilde yansıtan mesaj metinleri oluşturabiliyoruz. Peki, bunlar bize yardımcı mı oluyor yoksa düşüncelerimizi mi tembelleştiriyor?

Yazılı iletişim, insanın tarihsel gelişimindeki yerini çok sonra almasına rağmen biz modern insanların hayatında vazgeçilmez bir yere sahip. Bilgileri kalıcı olarak kayıt altına almak, unutulmaması gereken işleri kaydetmek, o an yerinde bulunmayan kişiye not bırakmak, düşünceleri ve ilhamları somutlaştırmak, resmî kurumlara başvuru veya beyanda bulunmak gibi tüm kayda değer işler; icadından bugüne yazı üzerinden ilerlemeye devam ediyor. Bizden uzakta olan yakınlarımızla haberleşebilmek ise yazılı iletişimin hayatımıza getirdiği en önemli artı değerlerden. Evet, insanoğlunun yüzyıllardan bugüne süregelen tekâmülünde yazının rolü inkâr edilemez. Ancak biz bu yazımızda insanoğlunun tarihî gelişim sürecini değil, bu sürecin aydınlatıcısı olan yazının bugün evrildiği noktayı ele alacağız.

YAZILI İLETİŞİM HAYATI KOLAYLAŞTIRIYOR

Teknolojik cihazların günlük yaşama dâhil olmasıyla birlikte mesafeler ortadan kalktı. Tam da bu noktada, büyük icadıyla adını hâlihazırda unutulmaz kılan Graham Bell’in hakkını vermek gerekir. O dönemde, icadının üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen telgraf teknolojisine olan şaşkınlığını hâlâ üzerinden atamamış olan insanlar için telefon, hatırı sayılır bir sıçramaydı. Aynı ortamda olmayan iki insanın, birbirinin sesini kablolar aracılığıyla duyması… Düşününce bugün bile kulağa garip gelmiyor değil. Hâliyle sözlü iletişim, bu gelişmeyle birlikte bir süre için yine yazının önüne geçmeyi başarmıştı. Ancak “Söz uçar, yazı kalır.” sözünün etkisini, bugün dünyanın öbür ucundaki bir insanı üç boyutlu olarak gözlerimizin önüne serecek kadar ilerleyen teknoloji bile azaltamadı.

Sözlü iletişim, konuştuğunuz kişiyle fiziksel olarak aynı ortamda bulunmasanız dahi kendinizi tamamen karşınızdakine odaklamanız gereken bir eylem. Söylenen her bir kelimeyi o an idrak etmeniz ve yine anlık geri bildirimde bulunmanız gerekiyor. Ancak bu, özellikle de telefon iletişimi söz konusu olduğunda maalesef modern insanın her an gerçekleştirebileceği bir eylem olmaktan çıktı. Aynı anda birden fazla işle meşgulken diğer yandan sürekli konuşmak ve dinlemek durumunda olmak, kabul edelim ki imkânsız görünüyor. Hâl böyle olunca iş hayatımızda imdadımıza e-mail yetişirken özel yaşamımızda iletişimimizi daha çok mesajlaşma uygulamalarıyla sağlıyoruz. Böylelikle gelen mail ya da mesaja, her iki taraf da uygun olduğu ilk anda geri dönüş yapma kolaylığına sahip oluyor.

YANLIŞ ANLAŞILMAK VEYA EMOJİ

Yazımızın başından beri uğruna ne kadar güzellemeler yapsak da yazı dilinin, sözlü iletişime nazaran her zaman daha ciddi ve sıkı kalıpları olan bir iletişim aracı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bir de işin içinde jest ve mimiklerin olmaması, anlatılmak istenen konunun çoğu zaman gerektiğinden daha negatif aktarılmasına neden olabiliyor. Bu durumdan dolayı birçoğumuzun en az bir kez karşımızdaki kişi tarafından yanlış anlaşıldığını kestirmek de güç değil. Neyse ki mesajlaşma uygulamaları, bu konuda da hayatımızı kolaylaştıracak basit ama devrimsel bir yeniliği hayatımıza dâhil etti: emojiler…

BİR DUYGUYA ONLARCA EMOJİ

Aslında noktalama işaretleri ve bazı harfler, kalemlerin yerini klavyelerin aldığı ilk zamanlardan bugüne görevleri dışında bir işlevle belli başlı yüz ifadelerini belirtmemizde oldukça işe yaradı. İki nokta, noktalı virgül, parantez açma-kapama sembolleri, D’ler, S’ler, x’ler ve yaratıcı zihinlerin nezdinde daha niceleri bizim gülen yüzümüz, üzüntülerimiz ve endişelerimiz oldu. Rengârenk emojileri gördükten sonra ne kadar sınırlı olduklarını bir kez daha anladığımız o ifadeler, canlılığını yitirerek anılarımızda çoktan silikleşti. Artık bilmem kaç vuruşluk kelimelerin kifayetsiz kaldığı her an, metin kutusunda yalnızca tek karakterlik yer tutan bir emojiye başvurarak meramımızı karşı tarafa rahatlıkla anlatabiliyoruz. Öyle ki normal şartlarda aklımıza bile gelmeyecek birçok sembolü, listeden seçip cümlelerimize iliştirerek duygularımızı en iyi şekilde yansıtan mesaj metinleri oluşturabiliyoruz.

EMOJİLERİN KULLANIMI DİLSEL İLETİŞİMİ ZAYIFLATIYOR MU?

Sosyal medyada “Yok mu bu derdin bir emojisi?”, “Artık şu durumu anlatacak bir emoji yapmaları lazım.” gibi esprili paylaşımlara rastlayanlarımız olmuştur. Gündemi de pek muzip bir şekilde yorumladıklarından bu gibi paylaşımları keyifle okuyoruz. Ama emojilerin; cümlelerimizden sonra duygularımızın da yerini alma- ya başladıklarını, hatta konuşma dilimize bile fazlasıyla dâhil olduklarını görüyor muyuz? Bu nedenle emojilerin kullanımını, doğruluğu tartışmaya açık da olsa, çok gerektiği durumlar haricinde belki de minimum düzeye çekmemiz gerekir. .s.s