KÖİ projeleri hem global yatırımcıların İFM bünyesine çekilmesi hem de İslami finans araçlarının yaygınlaştırılması ve çeşitlendirilmesi için bir fırsat sunmaktadır.

Küresel ekosistemin temel yapılarında her geçen gün değişimler meydana geliyor. Dolayısıyla buna göre stratejiler geliştirerek ülke avantajlarını ön plana çıkaracak altyapıların oluşturulması giderek önem kazanıyor. Bundan 10 yıl önce genel çerçevesi çizilen İFM projesi, bu kapsamda oldukça büyük bir fırsat. Ancak, bu merkezi hangi enstrümanlarla donatacağımız konusu bundan daha önemli. Bu çerçevede, İFM projesi ile neredeyse eş zamanlı başlayan Kamu Özel Sektör İşbirliği (KÖİ) modeliyle gerçekleştirilen altyapı yatırımlarından elde edilen deneyimler hem kamu kesimi hem de özel sektör temsilcileri aracılığıyla dünyaya pazarlanabilir nitelikte bir değer oluşturmaktadır. Bugüne kadar gerçekleştirilen 217 adet toplam 137 milyar dolar bütçeli KÖİ projesi, ülkemizin bu alanda yakaladığı başarı noktasını net biçimde ortaya koymaktadır. İstanbul’un uluslararası finans merkezleri arasında üst sıralarda yerini alması için KÖİ projelerinin faizsiz finans alanında oluşturduğu yatırım fırsatlarının, İFM çatısında son derece önemli bir yatırım enstrümanı hâline gelmesi kaçınılmaz görünmektedir. Sermaye piyasalarının altyapı yatırımlarına daha fazla yönelmesi ve bu alandaki piyasa araçlarının çeşitliliğinin artması, İFM kapsamında daha fazla önemsenmesi gerekecek konular olarak ele alınacaktır. Özetle KÖİ projeleri hem global yatırımcıların İFM bünyesine çekilmesi hem de İslami finans araçlarının yaygınlaştırılması ve çeşitlendirilmesi için fırsatlar sunmaktadır. Türkiye, KÖİ alanında sergilediği global ölçekteki başarıları ile henüz İFM projesi hayata geçmeden, İstanbul’u bir “Küresel KÖİ Merkezi” yapmayı başarmıştır.