Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından TİM Dış ticaret Kompleksi’nde “Mücevher İhracatçıları Birliği İhracatın Liderleri” ödül töreni gerçekleştirildi. Ödül törenine Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ve Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar’da katıldı.

“Türkiye, ihracatta başarılı seyrini sürdürüyor”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, baştan sona tasarım ve katma değer üreten mücevher sektörüne özel önem verdiklerini, mücevheri, kilogram başı ihracat değerinin artması noktasında lokomotif sektör olarak gördüklerini söyledi. “Eskilerin dediği gibi, marifet iltifata tabidir. Bugün ödüllendireceğimiz şampiyon firmalarımız, gerek ihracat tutarlarında gerekse sektörün pozitif algısında büyük bir rol oynadı. Yalnızca ödül alan firmalarımızı değil, sektöre gönül vermiş, azimle hizmet eden her bir mücevher ihracatçısı firmamızı gönülden tebrik ediyorum. Sizler sayesinde küresel ticaretin bu denli durgun olduğu bir dönemde Türkiye, ihracatta başarılı seyrini sürdürüyor.”

“Tüm zorlu şartlara rağmen 8 aylık ihracat 2,1 milyar dolar oldu”

TİM Başkanı Gülle, mücevherin, 2019’da toplam 94 milyar dolarlık küresel talebe konu olduğunu belirterek, sektördeki en önemli alıcıların 16,5 milyar dolarla İsviçre, 14,4 milyar dolarla Birleşik Arap Emirlikleri ve 13,6 milyar dolarla Hong Kong olduğunu bildirdi.

Türkiye’nin geçen yıl 154 ülkeye 4,1 milyar dolarlık mücevher ihraç ettiğini aktaran Gülle, “Bu yılın 8 ayında ise sektörümüz küresel ticaretteki tüm zorlu koşullara rağmen 2,1 milyar dolarlık ihracata imza attı.” dedi. Gülle, ocak-ağustos döneminde Türkiye’nin ihracatının en çok arttığı ülkelerin başında yüzde 700 ile Mısır’ın geldiğini, Mısır’ı, yüzde 375 ile Malezya, yüzde 87 ile Hollanda ve yüzde 71 ile Belçika’nın takip ettiğini bildirdi.

 “Mücevher, pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor”

Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar da sektör olarak çok büyük ekonomik krizler, bunalımlar, kur dalgalanmaları, arz-talep dengesinde daralmalar yaşadıklarını ancak hepsinden büyüyerek çıktıklarını ifade ederek, şunları kaydetti: “Ancak sektörümüzü bu yıl olduğu kadar, hiç bu kadar zora girdiğini, fabrikalarımızın 6-7 ay kapalı olduğunu görmedim. Mücevher sektörü, küresel araştırmalarda da belirtildiği üzere pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında geliyor. Geçen sene TİM verilerine göre, 4,1 milyar dolar, Dahilde İşleme Rejimi kapsamında da 3,1 milyar dolar olmak üzer toplam 7,2 milyar dolar ihracata imza attık. Buna ek olarak turistik satışlarla da 4,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Ancak martla birlikte küresel salgın, belirsizlik ve yükselen altın fiyatları, tüketicilerin lüks tüketim alışkanlıklarından vazgeçmelerine sebep oldu. Pandemiden sonra ülkemizde mücevher ihracatı ve mücevher üretimi nisan ve mayısta durma noktasına geldi.”

Kamar, 8 ayda ihracatta yüzde 21’lik düşüş yaşandığını, altından mamul kuyumcu eşyası gibi bazı alt kategorilerde düşüşün yüzde 70’lere yükseldiğini bildirdi.

“Mücevher sektörü Türkiye ekonomisi için yeni bir oyun planıdır”

Mustafa Kamar, Türk mücevher sektörünün “iç piyasa”, “turizm” ve “ihracat” olarak 3 bölümden olaşan 20 milyar dolarlık bir ekonomi olduğuna işaret ederek, bu senaryoda yurt içindeki külçe altın hareketlerinin bulunmadığını, mevcut ekonomik konjonktürün devam etmesi durumunda 250 bin kişiye istihdam sağlayan sektörün bir daha düştüğü yerden kalkamayacağını söyledi.

Umutlarını hiç kaybetmediklerini ifade eden Kamar, “Ancak rasyonel adımlar atılır, sektöre özgü teşvikler geliştirilir, mevzuatta gerekli düzenlemeler yapılır, hatta ve hatta mevzuatlarda olmayan yeni düzenlemeler getirilip bize kulak verilirse bu krizden daha da güçlenmiş olarak çıkarız. Hep söylediğimiz gibi, mücevher sektörü, stratejik bir sektördür ve Türkiye ekonomisi için yeni bir oyun planıdır.” diye konuştu.

“Anadolu’da taş kesim köyleri kurmak istiyoruz”

Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Kamar, 5 kilogram altın serbestliği konusundaki yeni düzenlemenin, yapılan değişiklikle neredeyse hiç çalışmadığını, bu konunun, Türkiye ekonomisi için büyük bir açılım olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

Kamar, “Eğer bu hayalimiz gerçekleşirse binlerce gencimize yeni bir iş kapısı açılacak. Ar-Ge, inovasyon ve katma değerli üretim bağlamında attığımız bu adımın ithal girdileri azaltarak birim başına ihracat karlarımızı artıracağına inanıyoruz. Taş kesim atölyelerini Anadolu’daki seçilmiş köylere taşımak ve buradaki kızlarımıza bu işi öğretip taş kesim köyleri kurmayı hedefliyoruz.” dedi.