Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, 7 Şubat günü saat 17.00’de Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan dünyaya dönüş yolculuğuna başlarken, ben de klavyenin başına geçerek bu yazıya başladım. NASA’nın yüksek maliyetli uzay çalışmalarından sonra SpaceX’in iş modeli hem ABD hem de Türkiye gibi pek çok ülke için yeni bir sayfa açtı. Uzaya uydu ve insan gönderme maliyeti daha uygun bir seviyeye indi. Bir zamanlar yeni kıtaların keşfi dünya ticaretini, üretim süreçleri ve sanayileşmeyi nasıl etkilediyse, uzay çalışmalarının da benzer bir etki oluşturması kaçınılmaz.

Elektronik, robotik, yazılım, metalürji gibi pek çok alanda buluşlar ve yenilikler uzay çalışmaları amacıyla yapılmış olsa da bir süre sonra ticarileşip, hepimizin kullandığı teknolojilere dönüşüyor. Yörüngelerin, Ay ve Mars’ın, hatta başka gezegenlerin parsellenmesi gibi konular da yakın gelecekte bir tartışma ya da çatışma alanı olabilir. Türkiye Uzay Ajansı, TÜBİTAK, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız gibi kurumlarımız “Türk Uzay Bilim Misyonu” başlığı altında büyük bir atılım içinde. B

unlar uzun soluklu işler tabii ki. Mesele bu yolculuğu planlayıp yola çıkmış olmak. Bu süreçte üniversitelerimizde, kamu ve özel sektör kuruluşlarımızda bir ekosistem oluşacak ve uzay çalışmaları öncülüğünde pek çok alanda gelişmemizin önü açılacak. Tüm ayrıntılarıyla Türkiye’nin uzay misyonunu ele aldığımız Business Diplomacy dergimizin bu sayısında ülkemizin uzay çalışmaları üzerine Küresel Teknoloji Lideri ve İş Yöneticisi Ayşegül İldeniz görüşlerini paylaştı. Umarım sizler de ilgiyle okursunuz. Bu sayımızda ayrıca küresel ticaretten ‘Kalkınma Yolu Projesi’ne, Türkiye’nin uzay misyonundan kripto paralara kadar pek çok içeriği bulabilirsiniz.