Türk dünyası devletleri yeni bir ‘Ticari kuşak’ için adımlar atıyor. 350 milyona yaklaşan bir potansiyeli üzerinde taşıyan ticari koridor dünyanın tam ortasında Doğu, Batı, Kuzey ve Güney arasında doğal bir köprü görünümünde. Türk proxy gücüyle de derinleşen alan bölgesel bir üretim merkezi potansiyelini taşıyor.

 DÜNYA DEĞİŞİYOR

Dünya, 2022 yılının ilk çeyreğine geldiğimiz şu günlerde bir omurga değişimi yaşıyor. Avrasya- Atlantik Paktı mücadelesi yeni bir dünya düzenine doğru evriliyor. ABD’nin Çevreleme Doktrini’ne karşı, Rusya Federasyonu’nun izlediği “Yakın Çevre” doktrini var. Türk dünyasında ise yeni bir ‘Ortak Akıl; Ortak Gelecek’ kavramı gelişmeye başladı. Bu uluslararası ticaretin her gün daha da dar bir alana sıkıştığı dönemde yeni bir açılım döneminin başladığını bize gösteriyor.

Türk Dünyası ticaret diplomasisinde ise bir kabuk değişimi var. Saflar hiç olmadığı kadar birbirine yakınlaştı. Dünya ticareti artık büyük güven sorunu yaşıyor. Pandemi ile daha da derinleşen hammadde sorunu artıyor. Daha korumacı ve milliyetçi bir ekonomik dönüşüm var. Dünya Eko-Politik alanda birbirinden uzaklaşırken, birbirine tarihi gerçeklerle bağlı Türk dünyası kuşağında ise tam tersi bir durum söz konusu. Yüzyıllardır birbirinden kopuk yaşayan bu coğrafyada bir nevi yeniden kucaklaşma yaşanıyor.

TÜRKİSTAN COĞRAFYASI TİCARET KORİDORU

 Pekin’den Taşkent’e, Kabil’den Kafkaslara, Tiflis’ten İstanbul’a ve İstanbul’dan Macaristan’a uzanan bir Türk ve proxy alanı var. Türkistan coğrafyası gelecek adına ekonomik anlamda yeni fırsatlar sunacak. Dünya ticaretinin kilitlendiği bu dönemde ortaya çıkan imkanlar doğru adımlarla birleşirse ‘Kırmızı Beyaz’ olarak ifade ettiğimiz bu ticaret koridorunda Türkiye öncülüğünde yeni bir ekonomik alan oluşacak.

GÜVENLİ VE GÜVENİLİR İLİŞKİLER DÖNEMİ 

Afro-Avrasya’da köklü jeopolitik değişim dönemini gözlüyoruz. Bunun ekonomik değişimleri daha da derinleşerek sürecek. Rusya Ukrayna savaşı ile adeta ters düz olan dengeler yeni bir boyuta taşınıyor. Dünya siyaseti Doğu-Batı arasında keskin bir kırılma yaşıyor. Eko-Politik alanda ise dünyada yeni bir düzene evrilme süreci yaşanıyor.

TURAN YOLU

Pandemi ve ekonomide yaşanan yeni çatışmalar artık güvene dayalı stratejik birlikteliklerin önem kazanmasına neden oldu. Tam da bu dönemde Türk dünyasında yeni bir ‘Ekonomik Turan Yolu’ çalışmalarının çarpan etkisinde olacağı düşünülüyor. Türkiye AB ilişkileri, Gümrük Birliği çalışmaları ile büyük uluslararası ticaret deneyimi kazandı. Savunma havacılık, inşaat, tarım, lojistik alanlarında geliştirdiği ‘Know How’ diğer Türk dünyası ülkeleri için kılavuz ve kuşak ülkeleri için bir tamamlayıcı özellik taşıyor.

ZENGEZUR KORİDORU

Son Karabağ Savaşı ile oluşan Zengezur Koridoru ile Türk dünyası karadan birleşti. Rusya, İran, Azerbaycan-Nahçivan ve Türkiye ulaşım koridorları yeni bir derinlik kazandı. Orta Asya ile Türkiye’nin kara bağlantısı kuruldu. Türk Devlet Teşkilatı’nın fikir babası Nursultan Nazarbayev bu vurguyu bir adım ileriye taşıdı.  Söz konusu güzergâhlarla ‘Hazar Hattı’na bağlanacak sistemi ‘Trans Hazar Uluslararası Ulaşım Koridoru’ (Turan Koridoru) olarak adlandırdı. İki kıta ve iki denizi içeren ‘Turan Koridoru’ özellikle denize çıkışı olmayan başta Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan gibi ülkeler olmak üzere, bölge ülkelerinin yararına olacak bir güzergâh olarak tanımlandı.  Koridor ile Hazar Denizi’nin rolü dünya ticaretinde daha da arttı. Türk dünyası bu koridor ile birleşti, yeni bir döneme girilmiş oldu.

YÜKSELEN ASYA PROJEKSİYONU

Türkiye’nin yeni dönem uluslararası ticari stratejisinde Asya önemli yer tutuyor. Kıta’nın kalbi, Orta Asya’da ise yeni bir inşa dönemi yaşanıyor. Ticaret dünyası her geçen gün ‘Yükselen Asya’ pazarına daha çok odaklanıyor.  Tarihi İpek Yolu’nun mirasını taşıyan Türk coğrafyası Çin’in İpek Yolu Girişimi’nin tam da kaynağında yer alıyor. Bu anlamıyla Rusya’nın Avrasya projesinin ve AB’nin de Asya stratejisinin kalbinde yer alıyor. Türkiye kaçınılmaz ve vazgeçilmez bir ortak konumunda. Tarihi bir mirasın paydaşı olarak Asya’ya artık karayla bağlantı kuran Türkiye yeni bir aktör olarak sahada olacak.

Türk ticaret koridorunda en Batı’da Macaristan’dan Orta ve Güney Asya’ya kadar uzanan alanda bölgesel bağlantıyı güçlendirme süreci uzun süredir devam eden bir hedef. Karayla çevrili Orta Asya, Avrupa ve güneydeki pazarlara ve ticaret yollarına erişim kazanırken, Güney Asya kuzeydeki kaynaklara ve fırsatlara erişim elde edecek.

TÜRK TİCARET HATTI

Geçmişte Türkistan olarak anılan Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan ile birlikte Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’nin oluşturacağı ticari kuşak kritik önemde olacak. Orta Asya coğrafyası tarihi İpek Yolu’nda kilit rolde hatta merkez konumundaydı. Orta Asya’nın Kuşak Yol için Avrupa’ya ve hatta dünya pazarına bağlantısı noktasında rolü oldukça kritik diyebiliriz. Özetle, Orta Asya ülkeleri planlanan Kuşak Yol güzergahları açısından aslında Çin’in dünyaya açıldığı ilk ülkeler olacak.

ORTAK FON KURULDU

Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında Türk dünyası ortak fon kuruluşunu gerçekleştirildi. Söz konusu yatırım fonu öncelikle gıda, tarım ve altyapı yatırımlarını finanse edecek. İlk olarak ekonomi, ticaret, güvenlik, savunma, enerji, gıda, tekstil ve turizm alanında iş birlikleri gündeme geldi. Türk ülkelerinin oluşturduğu hattaki ülkelerin nüfusunun yüzde 40’ını gençler oluşuyor.  İş birlikleri arasında “Gençler Forumu” oluşturulması da gündemde. Ticaret, transit, vize, güvenlik ve kültürel iş birliği alanlarında yeni anlaşmalar yapıldı. Birleşik, demokratik, barışçıl ve bağlantılı bir ticaret koridoru hedefi var.

TÜRKİYE VE AVRUPA İÇİN STRATEJİK KONUMDA

Orta Asya Türkleri İpek Yolu ticaretinin ana üreticisi konumunda. Eğer bu hatta üretim potansiyeli geliştirilirse dünyanın yeni bir üretim koridoru da oluşacak. Hem nüfus genç hem de zengin doğal kaynaklar söz konusu. Orta Asya’ya içine alan Türk hattı birçok fırsatı da sunacak. Petrolden gaza, altın ve uranyuma kadar ucuz hammaddelere erişim sağlanmış olacak. Bu sadece Çin veya tarihsel olarak Rusya için değil, Türkiye ve Avrupa için de jeostratejik öneme sahip. Türkmenistan, Azerbaycan doğalgazının ve petrolünün Batı’ya taşınması dünya enerji dengelerini etkileyecek.

Tarihsel olarak dünyanın en kadim ticaret güzergahı İpek Yolu’nun mirasçısı olan Özbekistan, ‘Asya Yüzyılı’ olarak tanımlanan, içinde bulunduğumuz çağda bölgesinde ağırlık merkezi haline geldi. Türkiye ‘Yeniden Asya’ projeksiyonunda ülkeyi stratejik partner olarak görüyor.

Kazakistan ise bölgede en büyük milli gelire ve en zengin yer altı kaynaklarına sahip, jeopolitik olarak diğer bölge ülkelerine nazaran daha kritik bir konumda bulunuyor.

Orta ve Güney Asya arasındaki bölgesel bağlantıyı güçlendirme süreci uzun süredir devam eden bir hedef. Orta Asya, güneydeki pazarlara ve ticaret yollarına erişim kazanırken, Güney Asya kuzeydeki kaynaklara ve fırsatlara erişim elde edilecek. Bu potansiyel Türkiye’nin ticari yetenekleriyle birleşince Türk dünyası ticaret alanı büyük bir etkinlik alanı oluşturacak.

Murat Palavar/Araştırmacı Yazar