Türkiye, dünya genelinde uyguladığı insani yardım politikalarıyla adından sıkça söz ettiriyor

Fıkralarıyla güldürürken düşündüren Nasreddin Hoca’ya dünyanın merkezini sormuşlar. Hoca, bu soruya cevaben dünyanın merkezinin sopasının toprağa değdiği yer olduğunu söylemiş ve eklemiş: “İnanmıyorsanız ölçün.”

Türkiye’nin insani yardım çabalarında dünyanın merkezi olduğunu söylediğimizde bunu kanıtlamak, Nasreddin Hoca örneğinde olduğu kadar kolay. Kurumların yaptığı küresel araştırmalar bunu net olarak ortaya koyuyor. Öyle ki geçtiğimiz yılların verilerini bir araya getiren raporlarda Türkiye insani yardımda dünyanın lider ülkesi oldu.

EN ÇOK İNSANİ YARDIM YAPAN ÜLKE TÜRKİYE

Önce araştırma verileri ışığında mevcut insani yardım ekosistemine göz atalım. Küresel İnsani Yardım 2018 Raporu’na göre, Türkiye 2017 yılında en çok insani yardım yapan ülke oldu. İngiltere merkezli Kalkınma İnisiyatifleri Örgütünün raporuna göre ise Türkiye, geçen yıl yaptığı 8.7 milyar dolar yardım ile dünyada en çok insani yardım yapan ülke konumunu muhafaza etti. Sıralamada Türkiye’yi 6.68 milyar dolar ile ABD, 2.99 milyar dolar ile Almanya ve 2.52 milyar dolar ile İngiltere izlerken Avrupa Birliği kurumları 2.24 milyar dolar ile 4’üncü sırada yer aldı. Türkiye, insani yardımların millî gelire oranı temelinde yapılan sıralamada da yüzde 0,85 ile birinci sırada gelirken, en yakın takipçileri Norveç ve Lüksemburg için bu oran sadece yüzde 0,17’de kaldı. ABD ise bu sıralamada yüzde 0,04 ile 19’uncu konumda yer aldı. Dünyada 134 ülkeden 201 milyon kişinin uluslararası insani yardıma muhtaç durumda olduğu belirtilen raporda, kriz ve çatışmalardan etkilenen bu kitlenin önemli bir bölümünün Suriye, Yemen ve Türkiye’de olduğu vurgulandı. İnsani yardımların yüzde 60’ı 10 ülkeye kanalize edilirken en çok yardım alan ülkeler sıralamasında Suriye yüzde 14 ile birinci, Yemen ise yüzde 8 ile ikinci oldu. Rapora göre Suriye, üst üste 5’inci yılda da dünyanın en çok insani yardım alan ülkesi konumunu muhafaza etti. Dünyadaki toplam insani yardım 2016’da 26.4 milyar dolar iken, 2017’de de yüzde 3’lük bir artış ile 27.4 milyar dolara çıktı. Dünyada geçen yıl yapılan 27.3 milyar dolarlık insani yardımın yaklaşık üçte birini ise tek başına Türkiye sağladı.

İNSANİ YARDIM DİPLOMATİK BİR ENSTRÜMANA DÖNÜŞTÜ

Türkiye’nin insani yardım çalışmalarını, son yıllarda arttırmasının temelinde bu alana gösterdiği önem yatıyor. Sadece devletin gösterdiği çabalar değil, toplum nezdinde de oluşturulan insani derinlik, sür- dürülebilir bir yardım ekosistemi için zemin teşkil ediyor. Ramazan ayı boyunca ve Kurban Bayramı’nda dünyanın birçok ülkesine giden yardım gönüllüleri, aynı zamanda insani yardımın diplomatik bir araç olarak da tanımlanmasına vesile oluyor. Bosna Hersek Savaşı’yla toplum katmanlarında karşılık bulan insani yardım sektörü, bugün dünya çapındaki acıların dinmesi ve eşitsizliklerin azalması için diplomatik bir enstrümana dönüştü.

Ülkemizin mevcut tecrübeleri, yeni insani politikaların gelişmesi için dünya nezdinde yankı bulan güçlü bir sese dönüşüyor. İnsani kriz alanlarında kazanılan tecrübeler gösteriyor ki bir insani krizi en az hasarla atlatmanın yolu, onu oluşturan iklimi değiştirmek. Mülteci krizi, küresel güçlerin güç savaşlarının bir yansıması olarak ortaya çıkıyor. Suriye insani krizi ve Venezuela ekonomik krizi bugün dünyada en fazla mülteci üreten başlıkları oluşturuyor. Mevcut dünya düzeni, müsebbibi olduğu bu durum karşısında gerçek sebepleri açıklamaktan aciz. Herkesin olaylara yakından tanık olmasına rağmen derin bir sessizliğe gömüldüğü şu günlerde Türkiye’nin adalet ve eşitliği önceleyen insani duruşu, dünyaya ilham veriyor. Türkiye’nin çok boyutlu insani yardım diploma- sisinin ilk evresini acil yardımlar oluşturuyor. Türk Hava Yolları sayesinde dünyadaki afet bölgelerine ulaşılıyor. Hemen her ülkedeki kamusal ve hükümet dışı aktörlerle iş birlikleri yapılıyor. Konunun büyüklüğü ve önemine göre oluşturulan aksiyon planıyla iç kamuoyunda gündem oluşması sağlanıyor. İnsani yardımla diplomasiyi buluşturan bu katmanda temin edilen güçlü kamuoyu desteği ile konu Türkiye’nin orta ve uzun vadeli gündeminin bir parçası hâline getiriliyor. Kısa vadeli yardımlar, Bangladeş’e sığınan Arakanlı Müslüman mülteciler örneğinde olduğu gibi üst düzey saha ziyaretleriyle dünya gündemine taşınıyor. Meselenin son safhasında ise uluslararası savunuculuk yer alıyor. İnsani bedelleri azaltmanın en az maliyetli yöntemi, diplomatik kanallarla sebepleri ortadan kaldırmak. Bu elbette kolay bir yol değil, öyle ki eşitsizliklerin giderilmesi bazen nesiller boyu sürebiliyor. Bu nedenle uzun vadeli politikalar ve ye- rinde çözümler, insani diplomasinin önemli parçaları arasına giriyor. Yerel personel ve Türkiye’de eğitim alan nitelikli genç nüfus, insani derinliğin sürdürülebilir bir kimlik kazanmasını sağlıyor. Somali, Arakan, Suriye ve daha birçok kriz bölgesinde bu durumun örneklerini görmek mümkün.

TÜRKİYE, YENİ BİR DÜNYA VARLIĞI İÇİN GAYRET GÖSTERİYOR

Türkiye, kriz üreten uluslararası sistemin içinde yeni bir dünya varlığı için gayret gösteriyor. Milyarlarca dolarlık insani yardım bütçesi, bunun sadece görünen yüzü. Gücünü halktan alan bu yeni diplomasi çeşidi; zaman içinde sanayi, ticaret ve eğitim alanlarındaki iş birlikleriyle de destekleniyor. Kriz bölgeleri, insan onurunu ayakta tutmayı önceleyen bir dille hayata tutunuyor. Sessizliğin ortasında yükselen insani yardım diplomasisi çığlığı, Türkiye’nin sadece yardım geleneğini değil, aynı zamanda geleceğe bakışını da yansıtıyor.

EN CÖMERT ÜLKE: TÜRKİYE

Sayıları her geçen gün artan ve uzmanlık alanlarıyla birbirinden farklılaşan insani yardım aktörleri, Türkiye’nin bu uzun yolculuğa devam edeceğinin de en somut göstergesi. Türkiye, sahada gösterdiği başarıyı artık masaya da taşımak istiyor ve uluslararası aktörleriyle kalıcı bir hikâye yazmaya devam ediyor. Ülkemiz insani yardım diplomasisi gücünü, dünyanın diplomatik merkezlerindeki lüks otel salonlarında gerçek- leştirilen pazarlıklardan değil, geride yardım edilmesi gereken tek bir insan kalmayıncaya kadar çalışmaya devam etme azmindeki gönül ve gönüllülerden alıyor. Rakamlar bize dünyanın en zengin ülkesi olmasak da en cömert ülkesi olduğumuzu gösteriyor. Verilere yansımayan kısım ise insanlık tarihine yazılacak olan insani yardım diplomasisi.