Türkiye’nin tarım sektöründe bitkisel üretimden hayvancılığa, tarımsal hasıladan ihracata kadar her alanda büyüdüğünü ve geliştiğini söyleyen T.C. Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Kirişci, başta buğday olmak üzere birçok stratejik tarım ve gıda ürününde ülkemiz topraklarında üretimin devam edeceğini belirtti. Tarımda dünyaya model olacak Ar-Ge çalışmalarının başladığını da vurgulayan Kirişci, Business Diplomacy okurları için sorularımızı yanıtladı. 

  • Dünya çapında etkisini hala gösteren Covid-19 salgını ile gıda güvenliği konusu ön plana çıktı. Gıda güvenliği konusunda yapılan çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

Salgının küresel boyutta ilk ortaya çıkışından itibaren, Bakanlığımızca süreç dikkatli bir şekilde takip edilerek, ülkemize olan etkilerini en aza indirecek ve milletimizin gıda ihtiyacını kesintisiz bir şekilde karşılayacak tedbirler alınmıştır. Karşı karşıya kaldığımız bu zor süreçte çoğu ülke gıdaya erişim konusunda sıkıntılar yaşarken ülke olarak aldığımız önlemlerle tarımsal üretim ve gıda tedarik zincirinde hiçbir sıkıntı yaşamadık.

2020 yılında Pandemiye rağmen tarım sektörü, bitkisel üretimden hayvancılığa, tarımsal hasıladan ihracata kadar her alanda büyümeye ve gelişmeye devam etti.

Bitkisel üretimde sürdürülebilirliği temin etmek üzere yazlık ekiliş programı başlatarak tarım takviminin elverdiği alanlarda üreticilerimize %75 hibe yoluyla tohum temin ederek özellikle stratejik öneme sahip ve arz açığı olan ürünlerin ekilişinin yapılmasını sağladık.

Bitkisel üretimin artırılması ve işlenmeyen arazilerin üretime kazandırılması amacıyla 400 proje hayata geçirdik. Âtıl ve nadas alanlarının değerlendirilmesine yönelik 136 bin çiftçimize %75 hibe tohum temin edilerek ekilişyaptırdık. Bu çalışmalarla; 2020 yılında 2 milyon dekar, 2021 yılında ise 4 milyon dekar olmak üzere son 2 yılda toplam 6 milyon dekar alan üretime kazandırılmıştır.

Son iki yılda; şekerpancarı, mısır, ayçiçeği, kuru soğan, kuru fasulye, elma, kiraz, armut, incir, antepfıstığı, mandarin, limon, şeftali, muz, çilek, nar, erik, ceviz, ayva, badem, kivi, Trabzon hurması, domates, biber ve lahana üretimlerinde cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır.

2002 yılında 98 milyon ton olan ülkemiz bitkisel üretim miktarı %20,7 artışla 2021 yılında 118,4 milyon tona ulaşmıştır. 2022 yılında bir önceki yıla göre %6 artışla 125,6 milyon tonu aşması beklenmektedir (TÜİK I. Tahmin)

Türkiye 23,4 milyon hektar işlenen tarım alanı varlığı ile her geçen gün tarımsal üretimini artırarak 85 milyona ulaşan ülke nüfusunun besin ihtiyacını karşılama yanında ihracatta da bulunarak Avrupa’nın 1’nci tarım ülkesi olma özelliğini devam ettirmektedir. Bakanlığımızca yürütülen çalışmalar ve üretime yönelik teşvikler ile çok sayıda tarım ürününde dünya liderliğimiz devam etmektedir.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2020 yılı verilerine göre;

Dünya bitkisel ürünler üretiminde 12’nci, sebze üretiminde 4’üncü ve meyve üretiminde dünyada 6’ncı sıradadır.

Uzun yıllar ortalamasına göre ülkemiz kuru incir, kuru üzüm ve kuru kayısı üretiminde dünya lideri konumundadır.

Fındık, ayva, kiraz, incir, kayısı üretiminde dünya lideri, nohut, kavun, karpuz, vişne, hıyar, pırasa ve keçiboynuzu üretiminde dünya ikincisi ve mandarin, elma ve domates üretiminde dünya üçüncüsüdür.

Dünyanın ilk 10 tarım ülkesinden biri olan Türkiye, güçlü tarımsal alt yapısı ile her geçen gün artan ülke nüfusunun gıda ihtiyacını karşılama yanında 25 milyar dolar tarım ve gıda ürünleri ihracatı ile net ihracatçı konumdadır

2021 yılında 2,44 milyar $’lık buğday ithalatına karşılık, 3,23 milyar $’lık buğday mamulleri (un, makarna, vb.) ihracatı yapılmıştır. Böylece buğday dış ticaretinde, 795 milyon dolar dış ticaret fazlası elde edilmiştir.

Türkiye, dünya un ihracatında birinci, makarna ihracatında ise ikinci sıradadır.

Hububat piyasasında olduğu gibi baklagil piyasasında da Türkiye dünyanın en önemli ülkelerinden biridir. 2021 yılında ülkemizde 305 bin ton kuru fasulye üretimi ile tüm zamanların üretim rekoru kırılmıştır. Ülkemiz dünya nohut üretiminde 2. sırada, mercimek üretimde ise 4. sıradadır.

2021 yılında 64 bin ton kuru fasulye, 168 bin ton nohut ve 227 bin ton mercimek ihracatı gerçekleştirilmiştir.

Covid-19 pandemisi, iklim değişikliği, yaşanan bölgesel savaş gibi krizler, küresel boyutta tarım ve gıda sektörünü önemli ölçüde etkilemektedir. İçinde bulunduğumuz süreçte yaşanan bu gelişmeler Bakanlığımızca yakından takip edilmekte olup gerek üreticilerimizin gerekse tüketicilerimizin olumsuz etkilenmemesi için gereken her türlü tedbir alınmaktadır.

2002 yılında 1,8 milyar TL olan tarımsal destek bütçesi her yıl artırılarak 2022 yılında 29 milyar TL’ye çıkarılmıştır. Bitkisel üretim desteklerine 2022 yılında ayrılan pay ise 17,3 milyar TL olarak belirlenmiştir.

Küresel emtia piyasalarında yaşanan dalgalanmalar nedeniyle artan gübre fiyatları karşında çiftçilerimizin olumsuz etkilenmemesi ve tarımsal üretimin kesintisiz devam etmesi için 2021 yılında 2020 ürününü kapsayacak şekilde mevcut gübre destekleri %100 artırılmıştır.

Küresel emtia piyasalarında yaşanan gelişmelere bağlı olarak artan girdi maliyetlerinin karşılanmasına katkı sağlamak amacıyla stratejik öneme sahip buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale üreticilerine 2022 yılında mevcut desteklere ilave olarak dekara 50 TL toplamda 3,2 milyar TL Ek Girdi Desteği ödemesi yapılmıştır. Mazot, gübre, sertifikalı tohum ve ek girdi desteği olarak dekara toplam 116 TL ödenmiştir. Böylece hububat üreticilerimize 2022 yılında ödenecek girdi destekleri, toplamda geçen yıla göre %127 artırılmıştır.

2002 yılından bugüne kadar toplamda 133 milyar TL bitkisel üretim destekleme ödemesi gerçekleştirilmiştir. 2022 yılı 17,3 milyar TL bitkisel üretim destek bütçesinin %93’ü olan 16 milyar TL’ sini çiftçilerimizin en çok ihtiyaç duyduğu dönemde ödeyerek çiftçilerimizin yanında olduk.

Hamdolsun başta buğday olmak üzere birçok stratejik üründe, halkımızın ihtiyaç duyduğu tarım ve gıda ürünleri bu topraklarda üretilmeye devam edilmektedir.

Yine ülkemiz için en önemli konulardan biri olan hayvancılık, ekonomiye olan katkıları yanında halkımızın sağlıklı ve dengeli beslenmesi için ihtiyaç duyduğu gıda maddelerinin sağlanması açısından özel bir öneme sahiptir. Ülkemizde yaşanan ekonomik kalkınmanın sonucu olarak gerek yurtiçi talebin karşılanması gerekse yurtdışı pazar fırsatlarının değerlendirilmesi, hayvansal üretimin artırılmasını zorunlu hale getirmiştir.

Covit-19 salgını döneminde et, süt, kanatlı eti, yumurta ve arıcılık sektör temsilcileri, üretimin sürdürülebilirliği, alınacak hijyen tedbirleri, arz güvenliği, hammaddeye ulaşım ve fiyat istikrarı konularında alınan tedbirler kapsamında video konferans aracılığıyla bilgilendirilmiştir.

Hayvansal ürünlerin üretimi, dağıtımı ve pazara arzının aksaklığa uğramaması için, sektörde çalışan kişilerin sokağa çıkma yasağından muaf olmaları ile ilgili de gerekli tedbirler alınmıştır.

Üretimde sürdürülebilirliğin korunması amacıyla çiğ süt, buzağı/malak/manda, düve alım desteği, sürü yönetici (çoban), besilik erkek sığır, ıslah amaçlı süt analiz, tazminatlı hayvan hastalıkları, hastalıktan ari işletme, anaç koyun keçi, sürü büyütme ve yenileme, arıcılık, konularında destekleme ödemeleri yapılmıştır.

Ülkemizde salgının başladığı 2019 yılından bugüne;

  • Büyükbaş sayısı 17,9 milyon baştan %1 artışla 18 milyona,
  • Küçükbaş sayısı 48,4 milyon baştan %19 artışla 57,5 milyona yükseldi.

Bu süreçte ayrıca

  • Süt üretimi 22,9 milyon tondan %1,3 artışla 23,2 milyona,
  • Kırmızı et üretimi 1,7 milyon tondan %14,7 artışla 1,95 milyon tona,
  • Tavuk eti üretimi 2,1 milyon tondan %4,8 artışla 2,2 milyon tona çıkmıştır.

 

  • İklim değişikliğiyle birlikte daha da önem kazanmaya başlayan tarım teknolojileri sektörde, üretimde belirleyici rol oynuyor. Türkiye’nin akıllı tarım teknolojileri alanındaki çalışmalarını değerlendirebilir misiniz?

Son dönemde daha çok hissetmeye başladığımız iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin yanı sıra, dünyanın artan nüfusunu beslemek için gerekli olan doğal kaynakların yetersiz kalması gibi bir durum ile yüzleşeceği de beklenmektedir. Bu noktada Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları ön plana çıkmaktadır. Bundan hareketle bakanlığımızca akıllı tarım teknolojilerinin geliştirilmesi amacıyla dünyaya model olabilecek Ar-Ge çalışmalarına başlanmıştır.

Bu kapsamda dijitalleşmenin mevcut durumunu analiz etmek ve e-tarımda gerekli teknolojik dönüşümleri kapsamlı bir yol haritasıyla hızlandırmak amacıyla 2021-2025 dönemi için kapsamlı bir Ulusal E-Tarım Stratejisihazırlanmıştır.

Teknolojik gelişmelerin yakından takibiyle E-Tarım Portalı hizmete alınmıştır. Çiftçilerin, vatandaşların ve özel sektörün il ve ilçe müdürlüklerine gitmeden bilgisayar, tablet, IOS ve Android tabanlı cep telefonları üzerinden iş ve işlemlerini yapabilmelerini sağlayan E-Tarım Portalı hakkında kısa bir bilgi vermek isterim. Sistem üzerinden yaklaşık 140 kamu hizmeti gerçekleştirilebilmektedir. Bu portal içerisinde vatandaşlar şikayetlerini bildirebilmekte ve başvurularını takip edebilmekte, ayrıca çiftçiler sistem üzerinden en yakın gübre ve pestisit bayileri ile lisanslı depoların belirlenmesi de dahil olmak üzere tarımsal faaliyetlerle ilgili özet bilgilere ulaşabilmektedir.

Yine sürdürülebilir tarımsal gıda zincirine katkı sağlamak, üreticilerin pazarlama fırsatlarını artırmak ve tüketicilerin makul bir fiyata kaliteli ürüne erişimini kolaylaştırmak amacıyla bir çalışma ortaya koyduk. Tarladan çatala tüm gıda tedarik zinciri boyunca perakende sektöründe yer alan küçük ölçekli çiftçilerden büyük üyelere kadar geniş bir yelpazede üyeyi içeren DİTAP adını verdiğimiz Dijital Tarım Pazarını geliştirilmiştir.

Ayrıca Hayvan Takip Sistemi (e-HTS) Projesi, Hasat ve Hasat Sonrası Kayıpların Azaltılmasına Yönelik Teknoloji Geliştirilmesi, Bulut Tabanlı Verim Görüntüleme, Haritalama ve Takip Sisteminin (Ülkemizde Kullanılan Biçerdöverler için) Geliştirilmesi Projesi başta olmak üzere Çiftlik Yönetim Sistemi, İnsansız Hava Aracı İle Görüntü İşleme Temelli Hassas Tarım Uygulamaları, İnsansız Küçük Ölçekli Tarımsal İlaçlama Helikopteri, Ülke Toprak Bilgi Sistemi gibi projeler içinde çalışmalarımız sürmektedir. 

  • Uluslararası yatırımlar ve iş birliği konularında tarım sektöründe hangi alanlar ön plana çıkıyor, değerlendirebilir misiniz? 

Tarım sektöründe uluslararası iş birliği konularında öne çıkan alanların başında akıllı tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması gelmektedir. Akıllı tarım uygulamalarının ardından tarladan sofraya sürdürülebilir gıda sistemleri yönetimi için dönüşüm, gıda atık ve kayıplarının azaltılması, tarımsal atık ve hayvan gübresinden biyogaz enerjisi üretimi, sulama ve gıda üretimi için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması hususları da oldukça ön plana çıkmaktadır.

Bunların yanı sıra hassas tarım uygulamaları, bozulmuş arazilerin rehabilitasyonu, sürdürülebilir arazi yönetimi, kuraklıkla mücadele ve sürdürülebilir su yönetimi, su tasarruflu sulamanın yaygınlaştırılması, taşkın kontrolü, ulusal taşkın tahmini ve erken uyarı sistemi, iklim değişikliğine ekosistem tabanlı uyum, ormansızlaşmanın azaltılması, bozulmuş ormanların rehabilitasyonu, orman yangın yönetimi ve eğitimi konuları da en önemli hususlar arasında yer almaktadır. 

  • Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinin (OSB) geliştirilmesine yönelik anlaşma imzalandı. Bu anlaşmanın kapsamını anlatabilir misiniz? Tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinin (OSB) diğer ülkeler ile imzalanması planlanıyor mu, değerlendirebilir misiniz?

Ülkemiz ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında Tarımsal İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı, 14 Şubat 2022 tarihinde Abu Dabi’de imzalanmış olup iç hukuk onay süreci devam etmektedir. İmza altına alınan bu mutabakat zaptı ile her iki ülkenin tarımsal kurumları arasında tarım ve tarımsal teknoloji alanlarında iş birliğini geliştirmek amaçlanmaktadır.

İş birliği alanları olarak ise şu hususlar belirlenmiştir;

  • Zirai mücadele ve bitki koruma,
  • Organik tarım,
  • Teknoloji temelli tarımsal üretim,
  • Gıda güvenilirliği, gıda üretimi ve gıda ürünlerinin ticareti,
  • Hayvancılık, hayvan sağlığı ve hayvan sevkiyatları,
  • Gıda güvenliğine yönelik tarımsal araştırmalar,
  • İki ülkenin özel sektörleri arasında ortak teşebbüslerin teşvik edilmesi,
  • Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri’ne ilişkin projelerin geliş

Görüleceği üzere, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri (TDİOSB) geliştirilmesi de iş birliği alanlarından biridir. Tarım alanında iş birliği anlaşması bugüne kadar 75 ülkeyle imzalanmış, 18 ülke ile müzakere edilmektedir.