Afrika kıtası; dünyanın yeni, dinamik ve hızlı büyüyen bir pazarı hâline gelmiştir

Afrika kıtası; son yıllarda ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel açıdan ABD’nin, AB’nin, Çin’in ve Arap Yarımadası’nın ilgi odağı olmuştur. Türkiye de 1998 yılında Afrika’ya açılım politikasını başlatmış, ardından 2013 yılında Afrika ortaklık politikasına geçerek kıtada daha aktif rol almaya önem vermiştir. Böylelikle Türkiye’nin Afrika’daki doğrudan yatırımları, 2003’te 100 milyon dolar iken 2017’de 6,5 milyar dolara yaklaşmıştır.

Türkiye’nin Afrika ile gelişen ilişkilerini daha da ileriye taşıyabilmek amacıyla hem iş hem de sosyal sorumluluk projelerinde bölgede bulunan diğer ülkelerle iş birlikleri önemli olacaktır. Afrika’nın ham madde, genç nüfus ve tarımsal alan bakımından sahip olduğu zenginliğin yanı sıra ihtiyaçlarının fazla olması; kıtayı dünyanın yeni, dinamik ve hızlı büyüyen bir pazarı hâline getirmiştir. “Afrikalı Sorunlara Afrikalı Çözümler” mottosuyla kıtada bulunan Türkiye’nin diğer ülkelerle yapacağı iş birlikleri, daha büyük yatırımların yapılmasını mümkün kılacaktır.

Bu nedenle Afrika kıtasının üretim, ulaşım, altyapı, enerji, inşaat ve madencilik sektörlerinde daha etkin bir şekilde yer alan Çin ile yapılacak anlaşmalar ve iş birlikleri; daha fazla önem arz etmektedir. Özellikle genç nüfusunun vermiş olduğu dinamizmle bölgenin en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olan Etiyopya’ya ayrı bir parantez açmak gerekmektedir. Etiyopya, 2018 verilerine göre kişi başına düşen geliri bakımından dünyanın en fakir ülkelerinden biri olmasına rağmen 2025’te alt orta gelirli ülke seviyesine ulaşmayı hedeflemektedir. Bu hedefi doğrultusunda ülkenin yapmaya devam ettiği altyapı yatırımları, Türkiye’deki ilgili sektörler için bir fırsat olarak karşımıza çıkmaktadır.

Dr. Recep Yorulmaz

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Ekonomi Çalışmaları Direktörü