Japonya ve Türkiye son yıllarda ikili iş birliğini geliştirmiş ve ticari ilişkilerini istikrarlı bir şekilde genişletmiştir

DEİK ve Keidanren arasındaki ortaklık, ilk Japonya – Türkiye Ortak İş Komitemizi İstanbul’da düzenlediğimiz 1987 yılına kadar uzanıyor. Covid pandemisi nedeniyle 4 yıl aradan sonra ilk kez bu ekim ayında 26. ortak toplantımız için Türkiye Cumhuriyeti’ni ziyaret etmekten büyük memnuniyet duyduk. Keidanren (Japonya İş Federasyonu), Japonya’nın bin 512 temsilci şirketinden, ülke çapında 107 sanayi derneğinden ve 47 vilayetin tamamındaki bölgesel ekonomik kuruluşlardan oluşan üyeliğe sahip kapsamlı bir iş birliğidir.

Keidanren’in Japonya-Türkiye Ekonomik Komitesi, Japonya ve Türkiye arasındaki karşılıklı anlayış ve iyi niyeti derinleştirmenin yanı sıra ticaret, yatırım ve ekonomik/teknik iş birlikleri de dahil olmak üzere ekonomik alışverişi teşvik etmek amacıyla Nisan 1986’da kurulmuştur. Komitenin kuruluşundan bu yana, uzun süredir güvenilir bir ortak olarak DEİK/Türkiye-Japonya İş Konseyi ile yakın iş birliği içinde çalıştık.

COVID-19 salgını nedeniyle, Kasım 2019’da Tokyo’daki son ortak komite toplantımızdan bu yana yüz yüze görüşmeleri durdurmak zorunda kaldık. Pandemi sırasında diyaloğumuzu çevrimiçi olarak sürdürdük, bu da ortaklığımızı sürdürmemize yardımcı oldu, ancak birbirimizle daha samimi ve açık fikirli diyalog kurmak için yüz yüze fırsatların değerini bir kez daha fark ettik.

Bu yılki ortak komite toplantısına hem Japon hem de Türk tarafından 200’den fazla katılımcı iştirak etti. ‘Türkiye’de Yatırım ve İş Ortamı’, ‘İkili Ekonomik ve Ticari İlişkiler ve Üçüncü Ülkelerde İş birliği’ ve ‘Afet Önleme ve Azaltma Teknolojileri ve Afet Kurtarma Konusunda İş birliği’ dahil olmak üzere çeşitli konularda yapıcı bir tartışma gerçekleştirdik. Her iki ülkeden iş dünyası temsilcileri, hükümetler ve akademisyenler tarafından ilham verici sunumlar yapıldı ve gelecekte daha fazla ekonomik iş birliği potansiyeli güçlü bir şekilde hissedildi.

İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler 2000 yılından bu yana hızla artmış ve o dönemde 60 olan Türkiye’deki Japon şirketlerinin sayısı istikrarlı bir şekilde artarak 2022 yılında yaklaşık 280’e ulaşmıştır ve bu sayının daha da derinleşmesi beklenmektedir. Japonya ve Türkiye son yıllarda ikili iş birliğini geliştirmiş ve otomobil, elektronik ve makine gibi alanlarda ticari ilişkilerini istikrarlı bir şekilde genişletmiştir. Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya gibi üçüncü ülke pazarlarına açılan bir kapı olarak stratejik konumunu güçlendirdikçe, Japon şirketleri bu bölgelere erişimin artmasından büyük fayda sağlayabilir. Aynı zamanda Türk şirketleri de Japonya’nın ileri teknoloji ve uzmanlığından faydalanarak daha yüksek katma değerli ürünler yaratabilir ve dış pazarlarda rekabet güçlerini arttırabilirler. Her iki ülke işletmeleri arasında sinerji etkisi yaratacak en önemli adımların Japonya-Türkiye Ekonomik Ortaklık Anlaşması (bundan böyle EOA olarak anılacaktır) ve Sosyal Güvenlik Anlaşması (bundan böyle SGA olarak anılacaktır) imzalanması olduğuna inanıyoruz. Bu anlaşmaların imzalanması, ticari faaliyetleri sadece ticaret yoluyla değil aynı zamanda güçlü yatırımlar yoluyla da teşvik ederek iki ülke arasındaki karşılıklı fayda sağlayan ekonomik bağları daha da güçlendirecektir. Japon iş dünyası uzun zamandır hükümetleri EOA ve SGA’yı mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırmaya çağırıyor. Türkiye Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanı Yasutoshi Nishimura arasında eylül ayında gerçekleşen görüşmeyi olumlu bir ilerlemeye işaret eden çok iyi bir haber olarak not ediyoruz. Bakanlar toplantısının ardından düzenlenen ortak komite toplantısında, her iki ülkenin iş çevreleri tarafından EOA ve SGA’ya yönelik güçlü beklentiler dile getirildi. Kapanışta DEİK ve Keidanren, ortak komite toplantısının bir sonucu olarak ortak bir bildiri yayınladı. Bu ortak açıklamada, her iki tarafın da ortak talebi olarak EOAve SGA’nın erken sonuçlandırılmasını açıkça talep ettik. Ortak komite toplantısı sırasında gerçekleşen yapıcı tartışmanın müzakere sürecini hızlandıracağını umuyoruz.

Her iki ülke işletmeleri arasında sinerji etkisi yaratacak en önemli adımların EOA ve SGA’nın imzalanması olduğuna inanıyoruz

Önümüzdeki yıl Japonya ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 100. yıl dönümü olacak. İki ülke, Osmanlı İmparatorluğu’ndan bu yana, 1890’daki Ertuğrul Olayı ve 1985’te Tahran’daki Japon vatandaşlarının kurtarılmasıyla sembolize edilen 130 yılı aşkın bir dostluk geçmişine sahiptir. Diplomatik ilişkilerimizin başlangıcından bu yana, sadece ekonomik ilişkileri istikrarlı bir şekilde derinleştirmekle kalmadık, aynı zamanda uluslararası toplumda somut ve ileriye dönük iş birliğinin yanı sıra kültürel değişimleri de geliştirdik. Japonya 2011 yılında Büyük Doğu Japonya depremi ile sarsıldığında, Türk hükümetinden ve halkından çok sıcak ve güçlü insani yardım destekleri aldık. Biz Japon halkı da bu yıl şubat ayında Türkiye de meydana gelen depremden kendi depremimizmiş gibi üzüntü duyduk. Japonya’nın geçmişteki büyük depremler de dahil olmak üzere pek çok doğal afetin üstesinden gelme konusundaki deneyiminin Türkiye’deki dostlarımız ve ortaklarımız tarafından kullanılması gerektiğine inanıyoruz. Japon iş dünyası, depremin ardından hızla toparlanma çabalarında Türkiye ile iş birliği yapmaya kararlıdır.

DEİK ve Keidanren arasındaki ortaklığın iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da güçlendirilmesine katkıda bulunmaya devam etmesini içtenlikle temenni ediyor ve diplomatik ilişkilerimizin yüzüncü yılını birlikte kutlamak üzere Türk dostlarımızı önümüzdeki yıl Japonya’da ağırlamayı sabırsızlıkla bekliyoruz.