Türkiye – Afrika III. Ekonomi ve İş Forumu yoğun bir katılımla gerçekleşti. Pandemi önlemlerinin had safhada tutulduğu etkinlikte 45 ülkeden yaklaşık 3 bin kişilik bir katılım oldu.

Yoğun katılımın olduğu etkinlikten yansımalar nasıl oldu? TABEF sonrası etkinlikle ilgili görüşlerini paylaşan DEİK TürkiyeGine İş Konseyi Başkanı Fatih Volkan Kazova, Afrika’nın yatırım riskinin yüksek olduğunu ancak kar marjının yüksek olduğunu belirtti.

Kazova;

TABEF Afrika ve Türkiye açısından çok önemli bir etkinlik. Gönül ister ki bu her sene yapabileceğiniz bir etkinlik olsun. Çünkü Afrika öyle kolay bir pazar değil. Sürekli iletişimde olmanız gereken bir pazar ve çok fazla oyuncu var. Türkiye gerçekten 2005 yılındaki Afrika açılımından sonra çok yol kat etti. Çok da başarılı işler yaptı ve bunun devamı için bizim sürekli irtibat hâlinde olmamız gerekiyor. Yeni pazarların açılmasında ve Türkiye ve Afrika’daki ülkeler arasındaki dostluğun devam etmesi açısından bu gibi etkinlikler oldukça önem taşıyor. Afrika ile zaten çok sıcak ilişkilerimiz var. Tabii bunun en önemli nedeni; biz Afrika’ya diğer devletlerin baktığı gibi bakmıyoruz. Kazan-kazan, yani kazandığımızla size nasıl yatırım yapabiliriz diye bakıyoruz. Afrika’da gerçekten yatırım yapabilecek, üretim katkısı olabilecek iş insanlarına ihtiyaç var. Türkiye de bu açığı çok güzel kapatabilecek bir potansiyele sahip. TABEF etkinliği de buna bir ivme kazandıracaktır. Bu ivmeyi takip edebilmek için de sürekli irtibat hâlinde olmak gerekiyor. DEİK olarak bu konularda oldukça başarılı toplantılar yapıyoruz. Ben ilişkilerin iyi gittiğini düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın son gezisinde de bunun kanıtını gördük. Afrika’daki herkes bize kapılarını açıyor. Ummadığımız ülkeler bile gelin diyor. Biz de hazırız. Dünya ekonomik anlamda ve sağlık açısından zor günler geçiriyor. Yeni pazarlara ihtiyacımız var. TABEF bu yeni pazarlar için de giriş noktası.

GİNE DÜNYANIN İKİNCİ BÜYÜK BOKSİT REZERVİNE SAHİP

Gine, bizim çok yakın olduğumuz bir Afrika ülkesiydi. Ben hâlâ bu şekilde devam edeceğine inanıyorum. Biliyorsunuz ki Gine’de bir darbe oldu. Orada şu anda askeri bir yönetim işin başında. Bu yeni yönetimin de Türk iş insanlarına bakış açısı çok değişmedi. Ama sivil hükümetin bir an önce hayata geçirilmesi lazım. Gine pazar anlamında büyüyebilecek bir potansiyele sahip. Maden sektörü büyük bir potansiyel taşıyor, çünkü karşılığı var. Dünyada ikinci büyük boksit (alüminyumun ham maddesi) rezervine sahip. Bunlar da bilinen rezervler. Yani bildiğimiz kadarıyla 130 yıllık rezervlere sahip.

AFRİKA’NIN YATIRIM RİSKİ YÜKSEK, KÂR MARJI FAZLA

Afrika ülkelerine çok uzun ve çok kısa vadeli bakmak yanlış olur. Her şeyden önce ortağınızı iyi seçmeniz gerekiyor. Tez canlı olmadan ülkeyi iyi araştırmakta fayda var. Hangi ülkeye gidiyorsanız oranın kurallarını iyi öğrenmeniz gerekiyor. Tabii ki Türkiye’nin ilişkileri burada çok önemli. Dünyanın her yerinde risk var ama Afrika’da riski daha fazla aldığınız için kâr marjı daha yüksek. Doğru yatırımlar yapmak lazım, iyi inceleyerek doğru adımlar atmak gerekiyor. Türkiye’nin yatırım anlamında başarılı olduğu tekstil, hafif sanayi gibi sektörler Afrika için önemli yatırım imkânları. Bu yatırımları Türkiye’den Afrika’ya taşımak lazım. Tabii Afrika’nın yatırım riski çok fazla ama oradan da üçüncü dünya ülkelerine ürettiğiniz bir tekstil ürününü Amerika’ya gümrüksüz satabilirsiniz. Bizim nasıl ki serbest ticaret anlaşmamız var. O ülkelerinde başka ülkelerle ticari serbest anlaşmaları var. Bunlara iyi bakarak, ülkeyi iyi belirlemek gerekiyor. Orta vadeli yatırımlara bakmakta fayda var.

AFRİKA İLE İKİLİ İLİŞKİLER SÜREKLİ SICAK TUTULMALI

İhracat rakamları her sene artıyor. Türkiye ihracatta her gün rekor kırıyor. Çin’in Afrika’da etkisi fazla fakat COVID-19 salgını Çin’i ters etkiledi. İhracat rakamları biraz düştü. Bu bizim için bir şans. Afrika’nın geçen yıl dünya ile olan dış ticaret hacmi rakamı yaklaşık 1.2 trilyon kadardı. Türkiye’nin ise 25 milyar dolar civarında. Baktığınız zaman çok küçük bir rakam gibi görünüyor. Şöyle iyi tarafından bakın, demek ki 1.2 trilyon dolarlık rakamda bizim çok daha fazla yer alma şansımız var. Bunu çok rahat 50 milyar dolara ve daha yükseğine çıkarabiliriz. Örneğin; bugün Almanya ile 35 milyar dolarlık bir dış ticaret rakamına sahibiz, bunu en fazla 40 yapabilirsiniz. Yani doyum noktasında. Afrika’da ise çarpımlı atlamalar yapabilirsiniz. Bu anlamda ben olaya şöyle bakıyorum: Rakam düşük ama daha üstlere çıkabileceğimiz bir pazar var. Kalitemizle ve fiyatımızla rakiplerimizin üstündeyiz. Bunun için Afrika ile ikili ilişkilerin sürekli sıcak tutulması gerekiyor.