Turizmdeki Kan Kaybını Durdurmak İçin 2021’e Odaklanmalıyız

Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi, koronavirüsün turizm üzerindeki olumsuz etkisinin 2008’deki küresel ekonomik krizden 5 kat fazla olacağını öngörüyor

Koronavirüs salgını, insanlığın eşini görmediği ender bir olay. Ayrıca hem insan sağlığı hem de ekonomi üzerinde çok ağır sonuçları bulunuyor. Bu sebeple temennimiz, bu salgının Türkiye ve dünyada en az can kaybı ile atlatılması ve hayatın bir an önce normal akışına dönmesi.

Koronavirüs En Çok Turizmi Etkiledi

Dünya genelinde ve Türkiye’de koronavirüs salgınından en olumsuz etkilenen sektör turizm oldu. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC), koronavirüsün turizm üzerindeki olumsuz etkisinin 2008’de yaşanan küresel ekonomik krizden beş kat fazla olacağını öngörüyor. Ekonomik Kalınma ve İşbirliği Örgütünün (OECD) 15 Nisan 2020 tarihli raporunda ise koranavirüs salgını nedeniyle dünya turizminin yüzde 45 oranında küçüleceği ve sektörde faaliyetlerin başlama süresi eylül ayına sarkarsa turizmin, yüzde 70 oranında daralacağı belirtiliyor.

Türk Turizmi, Zorlu Bir Süreçten Geçiyor

Sınırların kapatılması, uçuşların askıya alınması ve seyahat yasaklarının getirilmesi nedeniyle uluslararası turizm hareketleri sekteye uğradı. Dünya turizminin ziyaretçi sayısı bakımından ilk altı ülkesi arasında yer alan Türkiye de bu süreçten olumsuz etkilendi. 2019’u turist ve turizm geliri bakımından rekor seviye ile kapatan Türk turizmi, koronavirüs nedeniyle zorlu bir süreçten geçiyor. 2020’nin ilk çeyreğine bakıldığında, Türkiye’nin toplam ziyaretçi sayısının yüzde 20,52 oranında düştüğü görülüyor. Seyahat kısıtlamalarının sürmesi nedeniyle turizmdeki kaybımızın daha da artması bekleniyor. Ayrıca yaşanan krizden ötürü darboğaza giren birçok seyahat acentemiz sıkıntılı günler yaşıyor. Birlik olarak biz de koronavirüsün dünya genelinde yayılmaya başladığı ilk gün itibarıyla, sektörümüz adına gerekli adımları atmak için bir kriz masası oluşturduk. Turizmde sürdürülebilirliğin sağlanması için alınması gereken önlemleri başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve ilgili tüm bakanlıkların yanı sıra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine ilettik. Bunun dışında, dünyada muadilimiz olan birçok kuruluşla da görüş alışverişinde bulunduk.

Normalleşme Süreci, Sektöre Dair Umutlarımızı Artırıyor

Devletimizin, koronavirüsü yenmek için yürüttüğü başarılı çalışmalar sonucunda hayatın, haziran ayı itibarıyla normalleşme sürecine gireceği yönündeki beklentiler ise bu süreçte sektörümüzün ümidini artırıyor. Salgının ülkemizde ve dünyada kontrol altına alınmaya başlaması durumunda temmuz- ağustos ayları itibarıyla iç turizmin hareketleneceğini, eylül- ekim aylarında ise sınırlı sayıdaki ülkeden, az sayıda da olsa yabancı turistin geleceğini öngörüyoruz. Ancak turizmde güçlü bir toparlanma yaşanabilmesi için şimdiden 2021 yılına odaklanılarak tanıtım, pazarlama ve halkla ilişkiler çalışmalarının sistemli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Zira turizm, sağladığı döviz girdisi ile ülkemizin en stratejik sektörü konumunda bulunuyor. Temennimiz; Türk turizminin lokomotifi olan seyahat acentelerinin ayakta kalabilmesi için sektöre olan destek ve katkıların gelişen dinamikler çerçevesinde, önümüzdeki süreçte daha da artırılması ve Türk turizminin eski parlak günlerine en kısa zamanda dönebilmesi yönünde.

DEİK Yönetim Kurulu Üyesi & Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Firuz Bağlıkaya    

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Start typing and press Enter to search