Ülkemize daha parlak bir gelecek sağlamak için “Türkiye Yüzyılı”nı hep birlikte inşa edeceğimize ve dünya ekonomisindeki konumumuzu daha da güçlendireceğimize gönülden inanıyorum.

T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Business Diplomacy okurları için sorumuzu yanıtladı.

2023 YILININ SONUNA DOĞRU YAKLAŞIRKEN, KÜRESEL EKONOMİDEKİ DARALMANIN ETKİLERİ GÖZ ÖNÜNE ALINDIĞINDA, İTHALAT VE İHRACAT RAKAMLARINI VE ÜLKEMİZİN EKONOMİSİNİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

Küresel ekonomi hakkında OECD, Dünya Bankası ve IMF’nin yayınladığı son raporlarda; sıkı para politikası ve salgın sonrası beklentilerin altında kalan toparlanma, küresel büyümeyi yavaşlatmakta; ayrıca, küresel emtia piyasalarında yaşanan belirsizliğin, yüksek enflasyonun, enerji fiyatlarındaki artışın, gıda güvenliği ve tedarik zincirindeki süregelen problemlerin küresel talebi negatif yönde etkilediği görülmektedir. Nitekim IMF tarafından yeni yayımlanan “Dünya Ekonomik Görünüm Raporu”nda, 2023 yılına ilişkin küresel ekonomik büyüme öngörüleri yüzde 3 olarak korunmuş; 2024 için ise yüzde 2,9’a düşürülmüş ve küresel enflasyona dikkat çekilmiştir. Mal ve hizmet ticaret hacmine ilişkin 2023 yılı tahmininde de önemli ölçüde aşağı yönlü revizeye gidilmiştir. Temmuz raporunda yüzde 2 artış öngörülen küresel mal ve hizmet ticaret hacmi büyüme hızı tahmini yüzde 0,9’a düşürülmüştür.

Dünya ekonomisinde gözlenen olumsuz seyre ve şubat ayında yaşadığımız ağır depremlere rağmen makroekonomik göstergeler ve ihracat performansımız, ekonomimizin dayanaklılığını açıkça ortaya koymaktadır. Görüyoruz ki, alınan mali ve parasal politika önlemlerinin yanı sıra finansal sektörde yaşanan serbestleşme adımları ekonomimizi olumlu yönde etkilemektedir. Ülkemiz kaydettiği ilk çeyrekte yüzde 3,9’luk; ikinci çeyrekte ise yüzde 3,8’lik büyüme ile 12 çeyrek kesintisiz büyüme performansını sürdürmüştür. Benzer şekilde ihracatımızda da sevindirici bir tabloyla karşı karşıyayız. 2022 yılında 254,2 milyar dolar olarak gerçekleşen ve 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde ise 187,5 milyar dolara ulaşan ihracatımız, dinamik ve güçlü yapısını bir kez daha ortaya koymuştur. Dünya ihracatından aldığımız pay, 2023 yılının ilk iki çeyreğinde yüzde 1,03’e (yıllıklandırılmış) yükselmiştir. Ülke olarak, her ne kadar küresel konjonktür ve deprem nedeniyle büyüme, üretim ve dış ticaret ekseninde zorluklar yaşıyor olsak da proaktif, dinamik ve sonuç odaklı ekonomi ve ihracat politika araçlarımızla tüm bu belirsizliklerin üstesinden gelmeyi başardık ve başarıyoruz. Orta Vadeli Program’da (OVP) 2023 yılı ihracatımız için hedeflenen 255 milyar dolara emin adımlarla ilerlemekteyiz.

İthalat politikalarımıza bakıldığında öncelik olarak; yatırım, üretim ve ihracat zincirini desteklemek stratejisine odaklanılmaktadır. Yakın dönemde alınan ekonomik tedbirler, ithalat politikaları, yurt içi tedarikin öne çıkması ile ithalatımız azalış eğilimine girmiştir. Ocak-Eylül döneminde ithalat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3 oranında artışla 274 milyar 755 milyon dolara ulaşmıştır.

Orta Vadeli Program’da (OVP) 2023 yılı ihracatımız için hedeflenen 255 milyar dolara emin adımlarla ilerlemekteyiz

Makroekonomik hedeflere ulaşmamıza katkı sağlayacak en temel yapısal dönüşüm alanının cari işlemler hesabında kalıcı iyileşmenin sağlanması olduğunu düşünüyorum. Diğer bir ifadeyle, önümüzdeki dönemde de ekonomi politikalarının temelinde yine ihracat olacaktır. Bu kapsamda önümüze çıkan engelleri kaldırmak için kararlı ve sağlam bir irade gösterecek; küresel ekonominin içinden geçtiği değişim ve dönüşümden kazançlı çıkmamızı sağlayacak reformları sırasıyla hayata geçirmeye devam edeceğiz.

DÜNYA EKONOMİK GÖSTERGELERİ DİKKATE ALINDIĞINDA 2024’E DAİR ÖNGÖRÜLERİNİZ NELER? TÜRKİYE NASIL BİR KONUMDA YER ALACAK?

2023 yılında hâlihazırda yaşanan siyasi ve ekonomik yönlü belirsizliklere, sıkıntılara rağmen, “Türkiye Yüzyılı”na Ticaret Bakanlığı olarak mevcut politikalarımızı küresel konjonktüre uygun yapılandırarak ve yeni politikalar kurgulayarak giriyoruz.

Ülkemizin dünya ticaretinden aldığı payın istikrarlı bir şekilde artması, üretimde sürdürülebilirliği sağlamak, katma değerli ihracatımızı artırmak, firmalarımızın küresel değer zincirlerinin katma değer yaratan aşamalarına eklemlenmesi, e-ihracat dönüşümünü hızlandırmak amaçlarıyla tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinden e-ihracata, finansmana erişimden yeşil dönüşüme kadar ihracatçılarımıza etkin çözümler sunmak üzere desteklerimizi uygulamayı sürdüreceğiz. Yanı sıra, küresel ekonomi ve dış ticaretin içinde bulunduğu konjonktürü göz önünde bulundurarak çağın gereklerine ayak uydurmak suretiyle, ihracat menzilimizi daha uzağa taşımak, ufkumuzu daha da ötelere götürmek için “Uzak Ülkeler Stratejisi” ve “İslam Ülkeleri İhracat Geliştirme Strateji”
gibi yükselen ekonomilerden ülkemiz açısından ekonomik ve ticari anlamda öncelikli olabileceklere yönelik proje ve faaliyetlerimize hız kesmeden devam edeceğiz. Ekonominin mevcut kırılganlıklarını en düşük seviyeye çekmek; üretim faktörlerini daha etkin kullanmak, yatırım ortamını daha da iyileştirmek; ihracatta birim fiyat artışını sağlayacak gerekli teknolojik ve inovatif dönüşümü sağlamak en temel önceliklerimiz olacaktır.

2024-2028 dönemini kapsayan On İkinci Kalkınma Planı döneminde, Türkiye ekonomisinin mevcut kaynaklarının en etkin şekilde kullanılarak büyüme potansiyelinin artırılması temel öncelik
olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda, verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla, sanayi sektörünün tarım ve hizmetler sektörüyle etkileşimini artırarak başat rol üstlendiği ihracata
dayalı istikrarlı bir büyüme ile artan refahın adil paylaşımı hedeflenmiştir. Plan döneminde büyüme oranının yıllık ortalama yüzde 5,0 oranında gerçekleşmesi ve Plan dönemi sonunda kişi başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşarak ülkemizin yüksek gelirli ülkeler sınıfına girmesi öngörülmektedir. Satın alma gücü paritesi (SAGP) cinsinden kişi başına milli gelirin ise 58 bin doları aşması hedeflenmektedir. Öte yandan, İslam ülkeleri ile ihracat potansiyelimizi gerçekleştirmek amacıyla “İslam Ülkeleri İhracat Geliştirme Strateji”sini hayata geçirdik. Başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere İslam ülkeleri ile ekonomik ve ticari ilişkilerdeki son dönemdeki önemli gelişmeler stratejinin başarısı için önemli bir fırsat sunmaktadır. Anılan strateji ile İslam ülkelerinin ihracatımızdaki yüzde 26’lık payının 2028 yılında yüzde 30’a yükselmesini hedefliyoruz. Ayrıca, çalışmalarını yürüttüğümüz “2028 İhracat Tanıtım ve Pazarlama Vizyonu” kapsamında, sektörel bazlı bir tanıtım ve pazarlama stratejisi düzenleyerek; tanıtım faaliyetlerini hedef ülke-hedef sektör odaklı, düzenli ve devamlılık gösteren bir yaklaşımla ele alarak Türk malı ve hizmeti imajını daha da güçlendirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştireceğiz.

TİCARET BAKANLIĞI’MIZIN ÜLKELERLE TİCARETİ GELİŞTİRMEK ADINA İHRACATI ARTIRMAK İÇİN SUNDUĞU HİZMETLERİ VE BENZER ÇALIŞMALARI SİZDEN DİNLEYEBİLİR MİYİZ?

Ülkemiz ekonomisinin çarklarını daha hızlı döndürmek üzere Bakanlığımız, küresel ekonomik gelişmeleri de göz önünde bulundurarak dijitalleşme çağının gereklerine ve ihracatçılarımızın ihtiyaç ve taleplerine uygun yeni projeleri ve destekleri hayata geçirmektedir. Bu doğrultuda, sürdürülebilir ihracat artışı sağlayarak dünya ihracatındaki payımızı artırmak amacıyla, KOBİ’lerimizden başlamak üzere her seviyede ihracatçımıza; ihracata hazırlık aşamasından pazarlamaya, tasarımdan küresel firmalara tedarikçi olmaya, tanıtımdan fuar katılımlarına, yurt dışı
dağıtım kanalları oluşturmaktan küresel marka olmaya kadar ihracatın her aşamasını, her adımını destekliyoruz. Öte yandan, Orta Doğu’ya, Afrika’ya, Uzak Doğu’ya ve dünyanın dört bir köşesine Türk mallarının tanıtımı ve ikili ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi amacıyla 80 farklı ülkede bin 500’ün üzerinde uluslararası nitelikte düzenlenen fuar katılımını desteklerken, 60 farklı ülkeye 250’nin üzerinde alım ve ticaret heyeti programı gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, dijital dünyada ihracatçılarımızın etkileşimini artırmak üzere e-ihracatı daha kolay, hızlı ve güvenilir kılan bir “e-İhracat Destek Paketi” geliştirerek dijital ekonomi alanında öncü yenilikler sağlamayı hedefliyoruz.

Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında sürdürülebilir ve döngüsel ekonomiye uyum sürecinde Bakanlığımız mevzuat çalışmalarını yakından takip ediyor. Geleneksel ihracat desteklerimizin yanı sıra ihracatçıların yurt dışı müşterilerine doğrudan dokunabileceği e-ticaret kanallarını da ihracat modelleri arasına katabilmesine, böylece sürekli yenilikçi ürünler ile ihracatına katma değer sağlayabilmesine yönelik güçlü bir e-ihracat destek paketi uyguluyoruz. Öte yandan, Bakanlığımızın bilişim ve yazılım sektörüne verdiği özel önem ile bu sektörümüze yönelik olarak, münhasıran E-Turquality programını uygulamaya koyduk. Ar-Ge yoğun, yüksek teknolojili ve katma değeri yüksek sektörlerdeki firmalara yönelik oluşturduğumuz bu destek programı ile ülkemiz bilişim sektörünü çok daha yukarılara taşımayı, 2023 yıl sonu itibarıyla 5 milyar dolar ihracat yapabilir hale gelmesini hedefliyoruz.

Sonuç olarak yüksek teknolojili ve katma değerli üretimi, inovasyonu, markalaşma ve tasarımı, dijital ve yeşil dönüşümü merkeze alan çalışmalarımız ile ekonomimizin lokomotifi olan ihracatımızda rekabetçiliğimizi koruyup geliştirecek, 21. yüzyılın risklerini fırsata çevirmek için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.