Türkiye, uluslararası ticaretin hızına ve etkinliğine ayak uydurmuş, yerel mevzuatını da uluslararası tahkimin uygulanmasına olanaklı hâle getirmiştir

Tahkim genel manada, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların devlet mahkemeleri yerine hakem adı verilen alanında uzman kişilerce nihai olarak çözümlenmesidir. Aynı zamanda ticari hayatın ihtiyaçlarına cevap veren, devlet mahkemelerine göre nispeten daha hızlı, uzmanlaşmış, esnek, etkin ve daha az masraflı bir yargı yoludur. Tahkim sonucunda verilen hakem kararları, tıpkı mahkeme kararları gibi icra daireleri vasıtasıyla icra edilirler. Ayrıca tahkim, devlet yargı sisteminden farklı olarak aleni değildir. Böylelikle uyuşmazlıkla ilişkisi olmayan üçüncü kişilerin dava konusu ve detayları hakkında bilgi edinmeleri söz konusu olmaz. Özellikle uluslararası sözleşmelerde tarafların birbirlerinin hukuk sistemlerine güvensizlikleri söz konusu olabilir. Dolayısıyla taraflar için sözleşmede çıkan uyuşmazlıkların uluslararası geçerliliği olan akredite bir kuruluş ve kurallar çerçevesinde çözüme kavuşturulması önem arz etmektedir. Bu nedenle özellikle uluslararası sözleşmelerde sözleşme içeriğine göre uluslararası kabul görmüş tahkim kurum ve kurallarının sıkça tercih edildiği görülmektedir. Zira tahkim, her iki taraf için daha adil ve güven yaratan bir seçenek olmaktadır.

HAKEMLER TARAFLARCA BELİRLENİR

Tahkimin başka bir avantajı da uyuşmazlığın uzman kişiler tarafından çözümlenmesine imkân vermesidir. Bilindiği üzere devlet yargılamasında uyuşmazlıklar, yetkili ve görevli mahkemeler marifetiyle çözümlenir. Normal şartlarda tarafların, uyuşmazlığı çözecek mahkemeyi veya hâkimi seçmeleri mümkün değildir. Buna karşılık tahkimde taraflar, yerel veya uluslararası alanda uyuşmazlığın ilgili olduğu alanda bilgili, uzman ve deneyimli kişi veya kişileri hakem olarak belirleyebilir.

Türkiye’de tahkimin gerek ulusal gerekse uluslararası alandaki önemi birçok dünya devletine nazaran daha erken dönemde anlaşılmıştır

Öte yandan tahkimin masraflı bir yargı yolu olup olmadığı her zaman bir tartışma konusu olmuştur. Genel olarak büyük miktardaki uyuşmazlıklar açısından tahkim, devlet mahkemelerine nazaran daha az masraflı bir çözümken küçük uyuşmazlıklar açısından devlet yargılamasına göre daha pahalı bir yargı yolu olarak karşımıza çıkabilmektedir. Ancak yine de tahkim ile çözülmekte olan bir uyuşmazlığa ilişkin yargılama gideri genel mahkemelerden yüksek gibi görünse de uyuşmazlığın daha kısa zamanda sonuçlandırılması ve iş dünyasındaki hıza, gelişmelere ve tarafların beklentilerine uygun olması açısından tahkim, çoğu zaman daha ekonomik bir çözüm olarak kabul edilmektedir.

ÜLKEMİZDE ULUSLARARASI TAHKİME İLİŞKİN MEVZUAT VE UYGULAMA

Türkiye, uluslararası ticaretin hızına ve etkinliğine ayak uydurmuş, yerel mevzuatını da uluslararası tahkimin uygulanmasına olanaklı hâle getirmiştir. Bu çerçevede Türkiye uluslararası tahkime ilişkin birçok uluslararası sözleşme imzalamış ve birçok kanunu da yürürlüğe koymuştur. Mevzuatımızda yer alan uluslararası tahkime ilişkin yürürlükte olan kanunlarımızı; 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu, 4501 sayılı Kamu Hizmetleri ile İlgili İmtiyaz Şartlaşma ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklarda Tahkim Yoluna Başvurulması Hâlinde Uyulması Gereken İlkelere Dair Kanun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu olarak belirtebiliriz.

Türkiye, yakın gelecekte uluslararası tahkim merkezi hâline gelebilecek kapasiteye sahiptir

Ülkemizin taraf olduğu uluslararası tahkime ilişkin sözleşmelerin başlıcalarını ise Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkındaki 10 Haziran 1058 tarihli New York Sözleşmesi, Uluslararası Ticari Hakemlik Konusundaki 21 Nisan 1961 tarihli Cenevre-Avrupa Sözleşmesi, Devletler ve Diğer Devletlerin Vatandaşları Arasındaki Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Hakkında Sözleşme (ICSID), Washington Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Hakkında Konvansiyon olarak sıralayabiliriz. Diğer yandan Türkiye’de tahkimin gerek ulusal gerekse uluslararası alandaki önemi birçok dünya devletine nazaran daha erken dönemde anlaşılmış ve bu çerçevede yakın zamanda İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC) ve İstanbul Ticaret Odası Tahkim Merkezi (İTOTAM) gibi önemli oluşumlar da faaliyete geçmiştir. Ülkemizin New York, Avrupa Uluslararası Ticari Tahkim ve Washington Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümü Hakkında Konvansiyonlarına taraf olması, diğer yandan Anayasa uyarınca uluslararası sözleşmelerin kanun hükmünde olması ve son olarak UNCITRAL Model Kanunu’na göre hazırlanarak 2001 yılında kanunlaşan Milletlerarası Tahkim Kanunu ile Türkiye; uluslararası ticari nitelikli uyuşmazlıkların giderilmesinde artık daha hızlı bir çözüm sunmakta ve yabancı yatırımcılar için daha cazip hâle gelmektedir. Tahkim yargılamalarında tahkimin görüldüğü yer de çok önemli bir konudur. Herkesin kolay ulaşabileceği yerlerde yapılan tahkim yargılamaları, giderleri de büyük ölçüde düşürmektedir. Bu bakımdan Türkiye, gerek doğu ve batı arasındaki coğrafi konumu ve her iki kültürü de anlayabilmesi gerekse sahip olduğu modern hukuk sistemi ile yakın gelecekte uluslararası tahkim merkezi hâline gelebilecek kapasiteye sahiptir.

SÖZLEŞMELERDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Bir uyuşmazlığın çözümünde tahkime gidilebilmesi için taraflar arasında bir tahkim sözleşmesi ya da aralarında imzaladıkları herhangi bir sözleşmede anlaşmazlıkların çözümüne ilişkin olarak tahkim şartının yer alması gerekmektedir. Tahkim anlaşması yazılı olmalıdır. Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 4’üncü maddesine göre; imza dışında karşılıklı faks, elektronik ortam, telgraf gibi yöntemler kullanılarak yapılan anlaşmalar da geçerlidir. Bu husus Yargıtay kararlarına da yansımıştır. Diğer önemli konu da tahkim şartının açık, net ve kesin olmasıdır. Taraflar arasında uyuşmazlığın çözüm yöntemi konusunda farklı bir anlama gelecek ifadeler kullanılmaması gerekir. Aksi hâlde tahkim şartı geçersiz olur.

Sözleşme yapımı aşamasında, konusunda yetkin avukatlarla çalışılarak tahkim şartının oluşturulması ve kuralların belirlenmesi her zaman için büyük avantaj sağlayacaktır

Diğer yandan, her ihtilaf tahkim için uygun olmayabilir. Tahkime gidilemeyecek konular çeşitlilik göstermekle birlikte çoğunlukla kamu menfaatini ilgilendiren veya tahkim yolunun kanunen kapalı olduğu alanlardır. Tahkim şartı belirlenirken taraflar; sözleşmenin konusunu, çıkabilecek anlaşmazlıkların niteliğini ve niceliğini göz önünde bulundurarak öncelikle sözleşme konusunun tahkime uygun olup olmadığına, tahkimin hangi sisteme daha elverişli olduğuna, ayrıca uygulanacak kurallara ve tahkim yerine karar vermelidir. Bu nedenle sözleşme yapımı aşamasında, konusunda yetkin avukatlarla çalışılarak tahkim şartının oluşturulması ve kuralların belirlenmesi her zaman için taraflara büyük avantaj sağlayacaktır.

Elmadağ Avukatlık ve Danışmanlık Av. Dr. Ramazan Arıtürk – Av. Güniz Çiçek