Uluslararası Ticarette E-ticaret
Dijital teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte son yıllarda sınır ötesi e-ticaret hacminde büyük ilerlemeler kaydediliyor
Uluslararası ticaretin en hızlı döndüğü e-ticaret pazar yerleri, e-ticaretin büyümesinde en önemli güç olarak dikkat çekiyor. Bu hareketlilik; sadece dijital teknolojilerin yaygın kullanıldığı Amerika ve Avrupa’da bulunan gelişmiş ülkelerde değil, gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerde de hızla devam ediyor. Her ne kadar eşit dağılmasa da dünya sınır ötesi e-ticaret hacmi, birçok bölgeye yayılmış durumda. Üstelik söz konusu büyüme, her sene daha fazla artıyor. Bu gelişmeler doğrultusunda dünya sınır ötesi e-ticaret hacminin 2020 yılında 994 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Birçok sektörde sınır ötesi e-ticaret gerçekleşmekle birlikte en çok işlem yapılan sektörlerin kıyafet ve ayakkabı alanı olduğu net bir biçimde karşımıza çıkıyor. Bu alanları; elektronik, sağlık/güzellik, aksesuar/saat, spor/hobi, kitap/müzik/medya kategorileri takip ediyor.
TÜRKİYE’DE E-TİCARETİN GELİŞİMİ
Son birkaç senedir ülkemizdeki e-ticaret, baş döndürücü bir hızla gelişim gösteriyor. Tübisad&Deloitte verilerine göre; 2014-2018 yılları arasında Türkiye’de e-ticaretin büyüme hızı, yıllık ortalama yüzde 33 seviyelerinde gerçekleşti. Öte yandan yine aynı verilere göre, Türkiye’nin 2018 yılında e-ticaret harcamaları 59,9 milyar lira olarak açıklandı. Türkiye pazarının giderek büyümesi, yabancı e-ticaret devlerinin de dikkatini çekiyor. Öyle ki geçtiğimiz yıl global e-ticaret sitesi Alibaba’nın, Türkiye’nin en önemli e-ticaret sitelerinden biri olan Trendyol’u 725 milyon dolara satın alması, Türkiye pazarının ne kadar güçlü bir potansiyel taşıdığına işaret ediyor.
GELENEKSEL İHRACATLA ERİŞEMEDİĞİMİZ ÜLKELERE E-İHRACAT VASITASIYLA ULAŞIYORUZ
TEPAV’ın (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) “Türkiye’de E-ihracat” isimli çalışmasına göre; Türkiye’nin geleneksel ihracattaki payı, e-ihracat payına göre oldukça düşük. Bununla birlikte Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ilk 10 ülke arasında e-ihracat kısmında ABD başı çekiyor. Geleneksel ihracatta ise Almanya ilk sırada yer alıyor. Tüm bu veriler, geleneksel ihracatla erişemediğimiz ülkelere e-ihracat vasıtasıyla daha kolay eriştiğimizi gösteriyor. Geleneksel ihracatta daha çok ara mal ve ham madde ihraç ederken e-ihracatta ise genellikle nihai ürünleri ihraç ediyoruz.
E-İHRACAT İÇİN SORUNLAR VE ÇÖZÜMLER
Gerek pazar yerleriyle iletişim gerekse doğrudan müşterilerle ilişkiler için yabancı dile sahip olmak, e-ihracat başarısı için çok kilit bir yetenek. Henüz yapay zekâ tabanlı çeviri yazılımları, anlık çeviri konusunu tam olarak çözemediğinden e-ihracatta başarıyı hede eyenler için yabancı dil bir süre daha vazgeçilmez bir unsur olmaya devam edecek.
SOSYAL MEDYANIN GÜCÜNÜ KULLANMALISINIZ
Potansiyel müşterilerinizin, internet üzerindeki bir sürü bilgi yığınının arasından sizin ürünleriniz hakkında bilgiye erişebilmeleri her geçen gün zorlaşıyor. Bu zorluk karşısında sosyal medya ağlarının gücünü, kaliteli içeriklerden yararlanarak kullanmanız mümkün. Özellikle hedef kitlenizin kullandığı dilde sosyal medya hesapları ve içerikleri oluşturarak müşterileri ürünlerinize kolaylıkla çekebilirsiniz.Firmaların kendi e-ticaret sitelerini kurmaları bile bugün için demode olmuşken, ihracat için kendi sitelerini kurup e-ihracat yapmaya çalışmaları da oldukça yorucu ve maliyetli bir süreci beraberinde getiriyor. Üstelik kendi dijital altyapısını yönetecek yeterlilikte çalışanları barındırma, önemli bir sorun olacağı için operasyonel kaliteden ödünler verilmesi de muhtemel. Bu nedenle hızlı hareket etmek için amazon.com, Alibaba gibi pazar yerleri üzerinden e-ihracat yapmaya çalışmak çok kısa sürede başarıya ulaşmada etkili olacaktır.
DİJİTAL CÜZDANLAR ÖDEMELERDE KOLAYLIK SAĞLIYOR
Gerçekleşen satışın ödemesini alabilmek, e-ihracatta önemli bir sorun teşkil ediyor. Mevcut durumda e-pazar yerlerinde biriken paranızı, doğrudan Türkiye’deki bir bankaya transfer etmeniz pek mümkün olmuyor. Bu nedenle Stripe gibi uluslararası geçerliliği olan dijital cüzdanlara paranızı aktardıktan sonra Türkiye’ye para transferi yapmanız kolaylaşıyor.
E-ihracattaki en önemli sorunlardan bir tanesi de iade süreci. Çünkü satamadığınız ürünü tekrar ülkeye geri getirmeniz çok sancılı bir süreç. E-ihracat yapılırken devlet, ürünlerin kaydını tutmadığı için iade konusunda ürünü ithal etmişsiniz gibi bir mevzuata tabi tutuyor. Bu nedenle e-ihracatçılar, ürünü eğer ambalajı bozulmuşsa geri döndürmeden ihraç edilen ülke sınırları içerisinde imha ettirmeye çalışıyor. Firmalar, eğer amazon.com gibi fulfillment servis veren bir yerle çalışıyorlarsa ve ambalajda bozulma sorunu yoksa ürünü depoda tutup, yeni gelen bir sipariş olduğunda bu ürünü başka bir müşteriye gönderebiliyor.
SÜREKLİ DEĞİŞEN MEVZUATLARA KARŞI ÖNLEMLER ALINMALI
E-ihracatta sadece ev sahibi ülke değil, ürünü sattığınız ülkelerin mevzuatları da çok önemli. Mevzuatlar çok sık değişince oyunun kuralı da sürekli değişmiş oluyor ve bu konuda mevzuatları çözecek önlemler almanız gerekiyor. Bunun da en önemli ayağı, farklı ülkelerde şirketler kurarak ilgili dönemde avantajlı ülke üzerinden fatura kesmek ve ödemeleri almak. Dolayısıyla sürekli bu hareketliliğe sürekli hazır olmalısınız.
Bir sonuca varacak olursak dünya ticaretinde e-ticaret ve sınır ötesi e-ticaretin payı her geçen gün hızla artıyor. Ayrıca Türkiye için sınır ötesi e-ticaret açısından büyük fırsatlar mevcut. Öte yandan e-ihracatın önünde bazı engeller bulunuyor ve bunların aşılması için tek başına özel sektörün çaba göstermesi yeterli olmuyor. Özellikle mevzuat tarafında kamu kuruluşlarının ve kamuyla yakın ilişki içerisinde çalışan sivil toplum kuruluşlarının desteğine çok fazla ihtiyaç var.
Yıldız Holding Dijital Kültür Geliştirme Yöneticisi Şerafettin Özsoy