Türkiye son 20 yılda ciddi bir ekonomik ivme yakalamıştır. Bu ivme pandemi gibi bazı dış etkenlerle yavaşlasa bile dünya ortalamasının hep üzerinde olmuştur. Bu ekonomik büyüme Türkiye’nin enerji üretim ve tüketimine de doğrusal olarak yansımıştır.

Türkiye’de 2000’li yılların başında elektrik üretiminin yarıdan fazlası doğal gaz çevrim santrallerinden elde ediliyordu. Buna karşılık, tüketilen doğal gazın neredeyse tamamı ithal ediliyordu.

Türk Enerji Yönetimi iki önemli karar aldı;

1. Enerji kaynaklarının beş ana kaynaktan eşit ağırlıklı olarak üretilebilmesi. (Kömür, su, doğal gaz, nükleer ve yenilenebilir kaynaklar)

2. Kendi doğal gaz ve petrolümüzü bulup çıkarmak ve doğal gazda ticaret merkezi ülke olmak.

Yirmi yıl içerisinde, yenilenebilir kaynakların kurulu güç içerisindeki oranı yarıyı aştı, nükleer santralin inşası başladı ve 2023 yılı içerisinde ilk santral devreye alınacak. Doğal gazda ise birçok uluslararası boru hattı inşa edildi ve inşası devam eden, 2023 yılında sisteme verilecek olan Karadeniz’de ilk büyük doğal gaz keşfimiz yapıldı.

2021 yılında Türkiye elektrik enerjisi tüketimi bir önceki yıla göre %8,74 artarak 332,9 milyar kWh, elektrik üretimi ise bir önceki yıla göre %9,14 oranında artarak 334,7 milyar kWh olarak gerçekleşmiştir. Projeksiyonlara göre elektrik tüketiminin, 2025 yılında 370 milyar kWh, 2040 yılında ise 591 milyar kWh seviyesine ulaşması beklenmektedir.

2022 yılı ekim ayı sonu itibarıyla ülkemiz kurulu gücü 103.276 MW’a ulaşmıştır. 2022 yılı ekim ayı sonu itibarıyla kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı; %30,6’sı hidrolik enerji, %24,5’i doğal gaz, %21,1’i kömür, %10,9’u rüzgâr, %8,8’i güneş, %1,6’sı jeotermal ve %2,5’i ise diğer kaynaklar şeklindedir.

TÜRKİYE’DE DOĞAL GAZ

Türkiye’de 2023 yılında yaklaşık 60 milyar m3 doğal gaz tüketileceği öngörülmektedir. Sakarya havzasından çıkarılacak gaz, 4-5 yıl içerisinde plato seviyesine ulaşarak yıllık 20 milyar m3’e ulaşacaktır.

Her geçen gün artan petrol ve doğal gaz ihtiyacının mümkün olduğunca yerli kaynaklardan karşılanması amacıyla, 2 adet sismik arama ile 4 adet sondaj gemisi temin edildi. Karadeniz’de birçok noktada ciddi doğal gaz rezervleri tespit

edildi ve Akdeniz’de de birçok noktada ümit verici sonuçlar gelmeye başladı.Türkiye’nin arz güvenliğini sağlama almak ve ticaret merkezi olmasını sağlamak amacıyla MaviAkım, TANAP, TürkAkımı gibi boru hatları inşa edildi.

Mavi Akım 16 milyar m3, TANAP son fazı da devreye alınınca 31 milyar m3 ve TürkAkımı ise 31,5 milyar m3’ lük kapasitelere sahipler. TürkAkımı, Rusya’dan çıkıp Karadeniz’i boydan boya geçen ve Türkiye’nin Marmara bölgesine giriş yapan ve buradan Bulgaristan’a bağlanan ve bu şekilde başta Güney Avrupa olmak üzere tüm Avrupa’ya enerji sağlayan olan bir doğal gaz boru hattı.

Rusya ile Türkiye arasındaki ikinci direkt gaz hattı olan TürkAkım’ı iki ülkenin enerji devi şirketleri olan Gazprom ve BOTAŞ arasında imzalandı ve 11,4 milyar Euro’ya mal oldu. Hattın deniz kesimi, Karadeniz’de birbirine paralel ilerleyen 930 km’lik iki adet borudan oluşuyor. Bunun 700 km’si Türk karasuları içerisinde yer alıyor.

Yer yer 2 bin 200 metre derinliklere kadar inen borular Rusya kıyısındaki Anapa kenti yakınlarında başlayıp Trakya’daki Kıyıköy beldesinde Türkiye kıyısına çıkıyor. Kıyıköy’den sonra karadaki iki yeraltı boru hattından biri Lüleburgaz’da Türkiye’nin mevcut doğal gaz şebekesine bağlanıyor ve diğer boru hattı ise Avrupa sınırına ulaşıyor. Türkiye ile Rusya arasında yapılan görüşmelerde, üçüncü ülkelere Türkiye üze- rinden satış yapılabilmesinin görüşmeleri devam etmektedir.

KARADENİZ DOĞAL GAZI

Türkiye, Karadeniz’deki rezervlerden çıkarılan doğal gazı 2023’ün ilk yarısında kullanmaya başlayacak. Sakarya Gaz Sahası’nda bulunan 540 milyar m3’lük doğal gaz, Türkiye’de hanelerin 30 yıllık ihtiyacını karşılamaya yetecek.Ülkenin üç sondaj gemisinden biri olan Fatih, Sakarya Gaz Sahası’nda 540 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetmişti. Daha sonra ilave keşiflerle bu miktar daha da arttı.

Karadeniz’de ve Akdeniz’de sismik araştırma ve sondaj çalışmaları devam etmektedir, kara alanlarında da hidrokarbon arama ve mevcut üretimi artırma çalışmalarına hız verilerek Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı tarafından 2022’de 150 kuyunun sondajının tamamlanmasının planlanmıştır.

Sakarya Gaz Sahası, keşiften ilk üretime kadar dünyanın en hızlı yapılan deniz saha geliştirme projesi olarak tarihe geçecektir. Doğal gazın keşfinden üretimine kadar 2,5 yıla yakın bir sürede işlemlerin tamamlanacağını göz önüne alırsak, bunu dünyada bu kadar kısa sürede yapabilen başka bir ülke bulunmamaktadır.

Ülkemizin 2021 yılı doğal gaz üretimi dikkate alındığında, birinci fazda beklenen günlük 10 milyon metreküp üretime bağlı olarak doğal gaz üretimimiz yaklaşık 10 kat, ikinci fazda beklenen günlük 40 milyon metreküp üretime bağlı olarak ise yaklaşık 40 kat artacaktır.

Yapılacak çalışmalar neticesinde mevcut rezervlerin yukarı yönlü güncellenmesiyle birlikte ülkemiz kendi doğal gaz ihtiyacını karşılarken, ürettiği doğal gazın bir kısmını da kuracağı ticaret merkezi üzerinden satan önemli bir kaynak ülke olacaktır.

DOĞAL GAZ TİCARET MERKEZİ (HUB)

Fiziki bir hub’ın oluşabilmesi için, gazın gazla yarışabilmesi, birden fazla kaynaktan yeteri kadar gazın gelip talebe cevap verebilmesi, alıcı olarak da birden fazla ciddi ve büyük alıcının talep tarafında olması ve fiziki olarak ciddi depolama kapasitelerine sahip olmak gereklidir.

Türkiye’ye gelen boru hatlarının ve LNG terminallerinin kapasiteleri, 2023 itibariyle 130 milyar m3’e ulaşmış olacaktır. Bunun üzerine Karadeniz gazının plato seviyesindeki 20 milyar m3’lük kapasitesi eklenince, Türkiye doğal gaz tüketiminin yaklaşık 2,5 katı olan 150 milyar m3’e ulaşmış olacağız. Depolama kapasitelerimiz de 2 yıl içerisinde 10 milyar m3’e ulaşacak.

Rus gazına alternatif arayan Avrupa için en önemli kaynak Türkiye doğal gaz ticaret merkezi olacaktır.

Fazıl Şenel

HACE Teknoloji Genel Müdürü