Yılmadan çalışmaya devam eden bir bilim insanı ve gün geçtikçe icatlarıyla dünyada adından daha çok söz ettirir hâle geliyor

Farklı disiplinleri buluşturan icatlarıyla daha 30 yaşına gelmeden medikal teknoloji alanında dünyada önemli bir isim olarak gösterilmeye başlanan bilim insanı Dr. Canan Dağdeviren; çalışmalarıyla dünyada ses getirirken, bilim alanında gençlere ve özellikle de kadınlara ilham olacak başarı dolu bir kariyere sahip. Dağdeviren bu özellikleriyle Türk diasporasının parlak bir temsilcisi.

Dr. Canan Dağdeviren Kimdir?

1985 yılında İstanbul’da doğan Dr. Canan Dağdeviren, ilk ve orta eğitimini Kocaeli’de tamamladıktan sonra Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği’nden 2007 yılında mezun oldu. 2009 yılında Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği programında yüksek lisans derecesi alan Dağdeviren, aynı yıl Fulbright gen bursu kazanarak ABD’ye gitti. University of Illinois’da (ABD) Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümünde 2014 yılında doktora derecesini aldı. Doktora süresince fizik, elektronik, kimya, malzeme, mekanik ve tıp alanlarının kapsamına giren esnek ve katlanabilir, vücut içine ve deri üstüne giyilebilir elektronik aletler üzerine çalışmalar yaptı. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Media Lab’da çalışmalarını sürdürmeye devam eden Dağdeviren’in Harvard Üniversitesi’nde ise genç akademi üyeliği bulunmaktadır. Dağdeviren aynı zamanda Harvard Üniversitesi’ne “Genç Akademi Üyesi” olarak kabul edilen ilk Türk olmuştur.

Dünyada Ses Getiren İcatlar

Medikal teknoloji alanında geliştirdiği birçok projesi bulunan Dr. Canan Dağdeviren, yılmadan çalışmaya devam eden bir bilim insanı ve gün geçtikçe icatlarıyla dünyada adından daha çok söz ettirir hâle geliyor. Dağdeviren, birçok icadının ilhamını ailesi ve yakın çevresinden aldığını belirtiyor. Dedesinin 28 yaşında kalp yetmezliği sebebiyle vefat etmiş olmasının hayatında büyük etkisi olduğunu belirten bilim insanı, 28 yaşına geldiğinde çocukluk hayali olan giyilebilir kalp pili icadını tamamlayarak yılın girişimcisi seçildi. Dr. Canan Dağdeviren’in bazı önemli icatları:

Giyilebilir Kalp Pili

Giyilebilir kalp pili; kalbin, akciğerin ve diyaframın hareketiyle elektrik enerjisi üreten, bu enerjiyi depolayan esnek ve ultra ince bir piezo elektrik entegre aleti. İnsan vücuduyla uyumlu plastik bir yüzeye tutturulan bu malzeme; saç telinden yüz kat daha ince ve kâğıt gibi katlanıp bükülebiliyor. Alet, kıvrımlı hatlara sahip organlar ile sıkı kontak kurabiliyor. Bu sayede enerji verimliliği yüksek ve organların hareketini sınırlamayan bir sistem oluşturuyor. Bu cihaz sayesinde kalp, akciğer veya diyafram, kalp pili için gereken enerjiyi kendisi üretiyor.

Cilt Kanseri Testi

Cilt kanserini tespit etmeye yönelik cihaz insan tenine yapıştırılabiliyor. 10 saniyeden az sürede kişide cilt kanseri olup olmadığını tespit eden cihaz, bu işlem sırasında hastalık şüphesi olan kişiye hiçbir acı hissettirmiyor. Sonuçlar bu şekilde çok daha hızlı elde edildiği için hastalık durumunda erken teşhis sağlıyor. Dağdeviren bu cihazın ayrıca kan basıncı ve kan profili çıkarmada da etkili olduğunu belirtiyor. Bulunduğu yerin hastalık haritasını çıkararak hastalık teşhisini kolaylaştıran icat, dövme gibi insan tenine yapıştırılabiliyor ve sensörler sayesinde deri üzerindeki deformasyonu tespit edip elektriksel bağlantılarla verileri bilgisayarda topluyor.

Beyin İğnesi

Dr. Canan Dağdeviren’in bir başka önemli buluşu da beyin iğnesi. Bir sinir sistemi hastalığı olan Parkinson, özellikle orta yaş sonrasında ortaya çıkıyor ve koordinasyon bozukluğu olarak kendini gösteriyor. Parkinson hastalarının hayatını kolaylaştırmayı hedefleyen bir buluş olan Dağdeviren’in geliştirdiği beyin iğnesi, bu hastalıkla mücadelede kullanılan ilaçların direkt olarak beyne enjekte edilmesi prensibine dayanıyor. Parkinson hastalarının ağız veya damar yoluyla almak zorunda oldukları ilaçlar sadece beyine değil vücudun birçok noktasına etki ediyor. Dağdeviren’in beyin iğnesi icadı bu etkiyi yok edip, direkt ilaçları beyine iletebiliyor. Böylece beyinde fonksiyonu yerinde olmayan bölgelerin tekrar fonksiyonlu hale gelmesini sağlıyor.

Sindirilebilir Sensör

Dağdeviren’in ekibiyle birlikte geliştirdiği yutulabilen esnek bir sensör, mide duvarı veya bağırsak astarına yapışarak sindirim sisteminin ritmik kasılmalarını ölçebiliyor. Cihaz yardımıyla sindirim sistemi yoluyla gıda geçişini yavaşlatan bozuklukların teşhisinde fayda sağlanabiliyor. Cihazın, mideye baskı yapan yiyeceklerin tespit edilmesine ve doktorların obezite için tedavi gören hastalar tarafından gıda alımını izlemesine yardımcı olmak için kullanılması planlanıyor.

 Gençlere İlham Verecek Bir Başarı Hikayesi

Küçük yaştan itibaren bilime merakının olduğunu belirten Dr. Canan Dağdeviren, çocukken bir çakıl taşını parçalayarak içerisindeki atomları bulmaya çalışıyormuş. Atom mikroskobuyla tanışması, yaptığı şeyin imkânsız olduğunu anlamış ve bu şekilde ailesinin ilgi alanını fark etmesini sağlamış. Bir röportajında anlattığı anısına göre; üniversiteye hazırlanırken fizik, kimya gibi temel bilimlerden bir dal okumak isteyen Dağdeviren’in karar vermesinde Erdal İnönü ile tanışması etkili olmuş. Dağdeviren, Türkiye’nin önemli teorik fizikçilerinden Prof. Dr. Erdal İnönü’yle Kocaeli’deki bir kitap fuarında karşılaşmış. İnönü, “Anılar ve Düşünceler” isimli kitabını imzalayıp kendisine vererek “Kitabi okuyunca, eğitim alacağın dala karar vereceğine inanıyorum” demiş.

Tüm öğrenim hayatı boyunca burslu okuyan Dağdeviren, kendisi için belirlediği bir strateji ile yolunda ilerlemeye karar vermiş. Lisans dönemi sırasında yaz dönemlerinde üst sınıflardan ders alıp, dönem içindeki ders yükünü azaltarak ulusal ve uluslararası konferanslara katılmış. Dağdeviren, “Odaklanabilmem için farklı insanlarla tanışıp farklı konuları nasıl birleştirdiklerini görmem gerekiyordu, çünkü benim yapmak istediğim proje sadece fizik değil, malzeme, elektronik, tıp ve kimyayı da kapsıyordu” diyor. Hacettepe Üniversitesi Fizik Bölümü’nde okurken çok değerli hocaları olduğunu belirten Dağdeviren, aldığı karma eğitimin verdiği üretkenlik, esneklik ve aynı probleme farklı açılardan bakabilme kabiliyetinin kendisine çok şey kattığını düşündüğünü söylüyor.

Esnek giyilebilir aletler üzerinde çalışan Prof. John A. Rogers’la 2008 yılında Boston, ABD’de yapılan bir konferansta yüz yüze tanışan Canan Dağdeviren, sunumunu dinledikten sonra ve Rogers’ı kendi sunumuna davet etmiş.

Daha sonra doktora eğitimine başlayan Dağdeviren’in hocası Prof. John A. Rogers, farklı bir konu üzerinde çalışmasını istese de kendisinin kararlı olduğunu görünce istediği projeye başlamasına izin vermiş. Canan Dağdeviren başarısı için bir röportajında şunları söylüyor: “Başarımın nedeni yaşamayı ciddiye almamdır. Hayallerimin peşinden tutkuyla koşuyorum, az zamanda çok şey yapabilmek için çalışıyorum. Yaptığım işe olan inancım ve insanlığa verdiğim / vereceğim hizmet, motivasyon kaynağımdır. İddialı ve inatçı olmam da yapacaklarıma ivme katıyor.”

Zorlukların Üstesinden Gelen Bir Kadın

Önceleri kadın olmanın da başlı başına bir problem olduğunu belirten Dr. Canan Dağdeviren karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmeyi hep bilmiş. Amerika’ya gittiğinde kendi araştırma grubunun içindeki tek kadın araştırmacı olan Dağdeviren, başta teorik bilgisinin çok iyi olmasına rağmen pratik bilgi noktasında zorluklar yaşamış ve birine soru sorduğunda cevap alması zor olsa da o bunun için de basit bir çözüm üretmiş. Bu konu hakkında şu cümleyi kuruyor; “…Yaptığım şey bir sandalye alıp laboratuvara gidip sabahtan akşama kadar herkesi izlemek oldu.” Gözlem yapmayı önemli bulan bilim insanı, bu gözlemleri için uzun vakitler harcayarak sonuçta hedefine ulaşmak için kendini geliştirmiş.

Canan Dağdeviren geçmişte kendisinin yaşadığı zorlukları yeni nesillerin yaşamaması için kendi laboratuvarını tamamen şeffaf tasarlamış. Camdan yapılan laboratuvarı dışarıdan gelen herkes izleyip gözlem yapabiliyor ve Dağdeviren’in çalışmalarından faydalanabiliyor. Laboratuvara gelen lise ve ortaokul öğrencilerine sandalye veriliyor ve öğrenciler içeride neler yapıldığını herhangi bir eğitim ya da izin alınmasına gerek kalmaksızın takip edebiliyor.

 

Ahmet Çağatay Günaltay