Gelecek nesillere yeni yüzyıl becerilerinin ve kadim değerlerin kazandırılması için eğitimdeki değişimin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir.

İnsan yaşamının her alanını etkileyen bilim ve teknolojideki gelişmeler hızla gerçekleşmekte ve bunun bir yansıması olarak eğitimde değişim tartışmaları da süregelmektedir. Bu kapsamda öğrenme alanı ve biçimi, gözle görülür boyutta genişlemektedir. Hem yüz yüze hem de çevrim içi ortamlardaki formal-informal öğrenmenin harmanlanmasını gerektiren bir yapıyla, yeterlilik ve yetkinliklerin edinimi öne çıkmaktadır.

Eğitim, uluslararası ölçekte evriliyor

Kişiselleştirilmiş eğitim çevresinin, uluslararası ölçekte bir habitatta gerçekleşmesine yönelik evrilme yaşanmaktadır. Sınırları aşan eğitim uygulamaları ve kaynakların açık erişimi gibi etkenler, kültür ve eğitim diplomasisinin etkisini artırmaktadır. Yine içinde bulunduğumuz dönemde; küresel vatandaşlık, yenilikçilik, yaratıcılık, teknoloji kullanımı-üretimi, kişilerarası iletişim, iş birlikli ve yaşam boyu öğrenme gibi beceriler de önemsenir hâle gelmektedir. Tüm bunların yanı sıra uzun zamandır süregelen bilgi ve iletişim teknolojilerinin eğitime entegre edilme çabaları; yeni tip koronavirüs (COVID-19) pandemisinin oluşturduğu atmosferle birlikte stratejik hâl almış ve eğitimde dijital dönüşüm çalışmaları, krizin tetikleyici etkisiyle de yadsınamayacak derecede hız kazanmıştır.

Eğitime erişimin temel dinamikleri değişti

Bir yandan bu ani gelişme içinde bazı zorluklar ve zorunluluklar yaşanırken diğer yandan eğitim sistemleri de henüz tartışılmaya devam eden akıllı toplum gereksinimlerini karşılamaya doğru sürüklenmektedir. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı bu yeni dönemde, sürdürülebilir kalkınmanın gerekliliklerinden biri olan kapsayıcı eğitime erişimin temel dinamikleri de değişmiştir. Fırsatlarla birlikte tehditleri de bünyesinde barındıran bu durum, strateji geliştirme kapasitesinin arttırılması ve dijital uçurum gibi konuları kısa vadede aşılması gereken sorunlar olarak ortaya çıkarmıştır.

Eğitimdeki değişim, stratejik bir yatırım alanı görülmeli

Gelişmeler yalnızca toplumsal açıdan eğitim hizmeti alanını değil, bir gösterge olarak eğitim ile istihdamın ilişkisini ve iş gücü piyasasının dinamiklerini de etkilemiştir. Nispeten iş dünyasında yeni bir pazar oluşturmakla birlikte sürecin sağlıklı biçimde yönetilmesi için konunun kamu-özel sektör ortaklığı çerçevesinde bir stratejik yatırım alanı olarak değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Diğer yandan yeni normale uyumda ortaya çıkan sorunların üstesinden gelinmesi için bazı uygulamaların, işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin bir parçası hâline gelmesi de katma değer oluşturma açısından oldukça kıymetlidir.

Eğitimdeki değişim, bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalı

Okul öncesinden lisansüstü eğitim kademesine, genel eğitimden mesleki ve teknik eğitime, hizmet öncesi öğretimden edinilmiş becerilere, diploma programlarından sertifika programlarına, kısaca tüm örgün eğitim ve yaygın eğitim alanlarında yeni yüzyıl becerilerinin ve kadim değerlerin kazandırılması için eğitimdeki değişimin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir. Eğitimin yaşadığı bu keskin değişim sürecinde, ancak bu sayede aktif bir rol oynayabiliriz.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihad Demirli